19. Bölüm

4.9K 221 1
                                    

     Saatler günlere, günler haftalara dönerken hayat kendi rotasında ilerliyordu. Layla iki hafa sonra dikişleri alınarak taburcu edilmişti. Yaranın tamamen kapanması ise bir buçuk ayını almıştı. Boynundaki pürüzsüz pembe iz artık hiç acımıyordu. Özellikle de Rory onu şimdiki gibi öptüğünde. Tıpkı her gece kollarına alıp öptüğü gibi....

"Sırnaşma, Rory," diyerek ufak bir manevrayla adamın kollarından kurtardı bedenini. Gülen yüzündeki mavi gözleri tutkuyla ışıl ışıldı. Altın gözler bir an olsun gözlerinden ayrılmadan gülmeye başladı. Rory'nin yüz ifadesi yine bir muzurluk planladığını anlatıyordu. "İşe geç kalacağız!"

     Rory omuz silkerek kollarını kıza doladı ve vücudunu kendine yasladı. Layla'nın kolları kendiliğinden boynuna dolanmıştı.

"Kimin bir işe ihtiyacı var ki?" dedi mırlar gibi. Bir yandan da burnunu kızınkine sürtüyordu. Layda da gülerek dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.

"Sizin olmayabilir ama benim var, bayım." dedi kızar gibi. "Kötü adamlar da sizi bekler." Rory daha fazla dayanamayarak kızın dolgun pembe dudaklarını derin, sevgi dolu bir öpücükle esir aldı. Öpücüğün ne kadar sürdüğünü bilmiyorlardı ama ikisi de kontrolü kaybetmeden Rory iç çekerek dudaklarını onunkilerden ayırdı. Atlattıkları acıların intikamını almak ister gibi birbirlerinin kollarında geçirdikleri o sıcak gecelerden sonra bile ne yaparsa yapsın bu kadına doyamıyordu. Kuzgun karası, kiraz çiçeği kokulu ipeksi saçları, öp beni diye yalvaran doğal pembe seksi dudakları, canlılıkla ışıldayan pürüzsüz teni ve her daim neşe dolu yapısıyla ona nasıl karşı koyabilirdi ki?

"İlaç zamanı!" diye şakıdı Layla. Rory yüzünü buruşturdu vve dudaklarını biraz daha yaklaştırdı.

"İlacımın sen olduğunu söylesem?" Kız gözlerini kısarak yüzünü okşadı. Kollarından sıyrılarak ilaçları aldı. Bir kısmını genç adama uzattıktan sonra bir bardağa su doldurdu ve onun da ilaçların ağzna almasını bekledi.

"Gerçekten içmek zorunda mıyım? Bak, ne kadar güçlüyüm." Bunu derken bir kolunu güreşçiler gibi havaya kaldırmış pazılarını sergiliyordu. Kız kahkaha attı.

"Superman'im benim! Ne yazık ki içmek zorundasın. Sızlanmak yok, hadi bakalım." İkisi de ayn anda ilaçları ağızlarına aldılar. Layla bir yudum aldıktan sonra bardağı oan uzattı ve ikisi de içtiler. "Aferin. Şimdi de sıra kan ilacında."

     Kız bunu neden içtiğini bilmiyordu. Rory ona söylememişti. Sadece knsız olduğu hakkında bir şeyler mırıldanaak geçiştirmişti. Kendi ise yaralandığında kaybettiği kanı yeniden kazanmak için içiyordu.

    Ufak şişelerdeki sıvıyı da içtiler. Şurubun tadı Layla'ya çikolatayı anımsatırken Rory hiç sevmiyordu. Her sabah aynı seromoniyi yaşıyorlard. Rory ilaçları içmek istemiyordu. Layla'dan ufak öpücükle çaldıktan sonra buna razı geliyordu. Gerçi onları çalmasına gerek yoktu. Kız istediği an onu öpmeye hazırdı. Onun kollarıyla sarmalanmış sıcak yatakta uyanmak gibi asla vazgeçemediği zevklerinden biriydi.

      Araba hızla hareket ederken yolu izliyor gibi görünse de aklında gece yaşadıkları şeyler vardı. Rory'nin parmaklarının ve yumuşacık dudaklarının yakıcı, sevgi dolu dokunuşlarında hala her noktasında hissedebiliyordu. İlk günkü tutkuları hiç azalmamıştı. Aksine giderek katlanıyor gibiydi. Her sabah birbirlerine sarılmış olarak uyanıyor, ilaçlarını içiyorlardı. Rory onu işyerine bıraktıktan sonra kendi işine gidiyor ve çıkışta alıyordu. Karınları doyar doymaz birbirlerinin ollarına atılıyorlardı. Birbirlerine olan özlemleri kendilerini bile korkutuyordu. Fakat her seferinde onları karşılayan duygu tahmin edilemez oluyordu. Rory çoğu zaman önlem alsa da bazen öyle bir an geliyordu ki korunmak akıllarının ucundan dahi geçmiyordu.

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin