11. Bölüm

6.1K 257 0
                                    

"Rory?" Uyanalı pek fazla olmamıştı. İkisi de gözleri yarı açık uyku mahmurluğuyla kucak kucağa uzanıyorlardı. İşe gitmeleri gerekiyordu ancak ikisininde de en ufak bir istek yoktu.

"Hmm?" Layla erkeğin kollarının arasında uzanmış parmak uçlarıyla göğsünü okşuyordu. Bundan daha güzel bir his yoktu.

"Sana... " Cesaretini toplamak için derin bir nefes aldı. "Sana anlatmak istediğim bir şey daha var. Dün gece anlatmadıım bir şey." Rory bu sefer neyle karşılaşacağını düşünüp kaskatı kesildi. Bu sefer de bir cinayet işlediğini mi söyleyecekti yoksa evcil hayvan olarak ejderha beslediğini mi?

"Dinliyorum." dedi gergin bir tonla.

"Sana bir mafya babasının beni kaçırıp senden bilgi almak için beni zoradığını söylemiştim, hatırlıyor musun?" Cevap vermesini beklemeden devam etti. "O sıradan br mafya babası değil. O... Yaralı Tony." Rory kollarının arasında hiç hareketsiz yatıyordu. Parmaklarının altındaki teni her an patlayacakmış hissi uyandırıyordu. "Yalvarırım ben bitirene kadar sözümü kesmeden dinle beni. Biliyorum, benden nefret edeceksin ama bunu daha fazla saklayamıyorum. Seni daha fazla aldatmak istemiyorum." Başını salladı. "Tony intikam istiyor. Yılların intikamını istiyor. Beni sadece senden bilgi almak için göndermedi. Aynı zamanda seni ona götürmemi istiyor. Bunu yaparsam beni özgür bırakacağını söyledi. Eğer başarısız olursam..." Layla'nın sesi azalarak yok oldu. Kendini Rory'ye daha çok yaklaştırdı.

"Başarısız olursan ne?" Sesi duygusuzdu. Layla cevap vermedi. Bunun yerine genç adamın elini tutarak sırtındaki bir çok yara izinin üzerine bıraktı. Parmaklarının izlerinin pürüzsüz yüzeyinde dolaşırken yarattığı his hem acı hem huzur vericiydi. Rory onlara dokunurken içinde ağlamaklı bir his oluştu. Nasıl bir yürekti bunu yapan? Nasıl kıymıştı? O zamanlar henüz ufak bir kız çocuğuydu. Bir de kendi çocukluğuna kötü diyordu. Başını eğerek izlerin her birini tek tek öpmeye başladı. Kalçasının üzerinden başlayarak tüm izleri öperek yukarı doğru çıktı ve en sonunda dudaklarını buldu.

"Bu işi bana bırak, sevgilim. Oraya gideceğiz. Ancak bu benim değil, onun sonu olacak."

***

    Ertesi gün Rory sabahtan akşama kadar ofisten çıkmadı. Olan biten her şeyi Alec, Noah ve Chantal'a anlatmıştı. Alec ve Noah şaşırsalar da Chantal sadece hayalkırıklığıyla yüzünü asmıştı. Birlikte bir operasyon planı yapıyorlardı. Aslında Yaralı Tony'nin dosyasına bakan başka bir ekip vardı ancak Chantal'ın üstten yardımıyla davayı almakta en ufak bir sıkıntı yaşamamışlardı. Planın ana hatları şimdiden hazırdı. Sadece nerede ne zaman gibi ufak tefek ayrıntılar vardı.

      İkinci gün Layla da onunla birlikte büroya gitti. Suçsuzluğunun kanıtı olarak ifade vermesi gerekiyordu. Ancak Layla tedirginliğine engel olamıyordu. Özellikle de onu sorgulayan Rory olmadığı için. Ancak onun yanında olduğunu bilmek biraz olsun gergin bedenini rahatlatıyordu.

      Sorguyu yapan ajan çok gençti. Layla'dan bile küçük olabilirdi hatta. Yumuşak yüzlü, sevimli biriydi. Rory'nin onu özelikle seçtiğini düşünüyor ve bunun için ona bir kez daha minnettar oluyordu.

      Önceki gece Roy'ye anlattığı her şeyi bir kez de bu ajana anlattı. İçindekileri bir kere döktüğü için bu sefer anlatmak ilki kadar zor olmamıştı. Özellikle de sevdiği adam zaten bunların hepsini bildiği için tanımadığı bir ajanın onun hakkındaki yargısına zerre kadar önem vermiyordu. Bunca yıl boyunca bu böyle olmuştu ve şimdi de böyle olacaktı.

     Bütün sorgu boyunca cevap veremediği tek bir cevap olmuştu. Soyadı. Onun bir soyadı yoktu ki. Doğduğundan beri sadece Layla olmuştu. Kimse de ona soyadın ne diye sormamıştı. Sorsa bile bir cevap alamayacaktı. Kendi bile bilmiyordu ki cevabını. Annesininkini hatırlasa onu da söyleyebilirdi ama genelevde kimse kimsenin soyadıyla ilgilenmezdi. Ajan şaşkınlığa urayarak ona vatandaşlık numarasını ve kimliğini sormuştu. Ne yazık ki bu yine cevapsız kalacaktı zira Layla'nın varlığını simgeleyen hiçbir belge yoktu. Kayıtlara göre öyle bir vatandaş yoktu ülkede. Sisteme kayıtlı değildi. Utanç verici olduğu kadar da küçük düşürücü olan bu durum Layla'da en ufak bir duyguya bile yol açmamıştı.

      Rory'nin katkısıyla Layla bu zor durumu da atlatmıştı. En yakın zamanda o da bir soyadı alıp amerikan vatandaşı olacaktı. Elbette ki Rory'nin olaya yaptığı tek müdahale bu değildi. Kaza eseri Layla evine bir hırsız olarak girmemiş, kapısını çalarak ondan yardım istemişti. Bu ifade tamamen onun suçsuzluğunu kanıtlamak için tasarlanmıştı zaten. Şu anda Layla adaletin önünde tamamen aklanmış durumdaydı. Hem, kimin umurundaydı ki? Evine bir hırsız olarak girmiş olabilirdi ama her şeyi itiraf etmiş, işbirliği yaparak masumiyetini ele vermişti. Evine ne şekilde girdiğini kim takar?

     Layla'nın en büyük ikinci korkusu ise Alec ve Noah'nın onu yargılayacak olmasıydı. Onların kendisine kınayan ve küçük gören bakışlar atması çok zoruna giderdi. Ama bu endişesi de boş çıkmıştı. Ofise adım atar atmaz Alec onu yine bir espiriyle karşılamıştı. Bunda da Rory'nin parmağı olmalıydı ama olduğunu sanmıyordu. Alec yine aynı Alec, Noah yine aynı Noah olmuştu onun karşısında. Sadece Chantal ondan uzak duruyordu. Layla hak ettiği tek şeyin bu soğukluk olduğunu düşünüyordu. Alec, Noah ve Rory'nin sıcaklığını hak etmiyordu. Ona karşı neden böyle davrandıklarını da anlamıyordu. Sonuçta onlar kanun adamı ve Layla da kanun kaçağıydı. Hak ettiği tek şey demir parmaklıklardı. Daha ötesi değil. Ve bunu bilmek onu mahvediyordu. 

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin