Desem ki...

3.1K 607 180
                                    

60K olmuş kitap. Okuyan herkese teşekkürler. 😍😍

denizbayav 'a ithaf ediyorum.

Bitmiş pamuk şekerimi çöpe attıktan sonra biraz yanına yaklaştım ve merak ettiğim o soruyu sordum.

"Biz şimdi neyiz?"

Kafasını yana çevirip etrafa baktıktan sonra bacağına baktı. Tekrar bakışlarını bana çevirip, "Hiçbir şeyiz. Artık seninle konuşmak istemiyorum" dedi hızlıca el işaretiyle. Sanırım söylemeye çalıştığı kelimeleri yanlış anlamıştım. Hareketleri çok hızlı yapmıştı demek istediği şey bunlar değildi. Hayır, bu değildi. Alfabeyi karıştırmıştım.

"Ne" diye mırıldandım. Sanırım dudaklarımı okumuş olacak ki cevap verdi aynı hızla.

"Artık seninle görüşmek istemiyorum" dedi. Yanlış anlamamıştım. Söylemeye çalıştığı şeyler tam olarak buydu. Benimle artık görüşmek istemiyordu. Mutluyduk, ne olmuştu da böyle söylemişti?

"Neden?" diye sordum. Neden, neden, neden, neden? Neden ya kafayı yiyeceğim.

"Kusurlarınla yüzleş demekten başka yaptığın bir şey yok. Aslında senin bildiğin hiçbir şey yok. Beni böyle yönlendirip bunu giydirmeye de hakkın yok." dedi üstündeki şortu göstererek ve devam etti. "Her şeyi kendi kafana göre yapamazsın." derin bir nefes aldı ve daha çok üzülmeme sebep olacak o şeyi söyledi.

"Bundan sonra seni görmek istemiyorum. Yanıma yaklaşma, benden uzak dur." dedi. Ne olmuştu birden? Neden benimle konuşmak istemiyordu? Bir dakika öncesine kadar eğleniyorduk, neden şimdi bunları söylüyordu?

Ağlamak geliyordu içimden. Deli gibi ağlamak, hıçkıra hıçkıra ağlamak. Bir yumru vardı kalbimin derinliklerinde. Sanki karnıma tekme atıyorlardı defalarca. O kadar canım yanıyordu. Nasıl bir his bu bilmiyorum ama bu hissin çok acı verdiği kesindi.

"Hislerin... Hislerin yalan mıydı?" dedim gözlerine bakarken. Bana şaka yapmıyordu hatta çok ciddiydi. Hemde hiç olmadığı kadar ciddiydi.
"Seni sevdiğime dair koca bir yalana inandırmışım kendimi" dedi. Yalandı yani. Umut'ta benimle oynamıştı. Gözümün içine baka baka aslında beni hiç sevmediğini söyledi.

Ama ben seni deli gibi seviyorum desem. Böyle söyleme, senden uzak duramam desem. Son kez yüzsüzlük yapıp dur gitme desem, beni sever misin? Seni ne kadar çok sevdiğimi haykırsam sen de beni sever misin? Desem ki, ben aşık oldum sana. Beni sevmeyen sana. Beni hiç görmemiş olan sana. Bana ait olmamış olan o kalbindeki sana. O zaman beni sever miydin?

Diyemedim! Düşündüğüm hiçbir şeyi diyemedim.

"O halde gitmekte özgürsün." demekle yetindim. Canım yana yana gitmesine izin verdim. Sahi gitme desem ne değişecekti ki ? Hiçbir şey! Koca bir hiç.

Tam gidecekken dönüp, "seni adam sanmıştım." dedim ve yanından koşarak uzaklaştım. Koştum, koştum... Daha da hızlı koştum. Ta ki nefesim kesilene dek. Durup hızlıca soluklanmaya başladım. Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda lunaparktan çok uzaklaştığımı fark ettim. Gökyüzüne bakıp düşünmeye çalıştım. Bu benim kurduğum hayal değildi. Gerçekti ve bu gerçek hüzünlüydü.

Bundan sonra seni görmek istemiyorum. Yanıma yaklaşma, benden uzak dur.

Çıkmıyor. Dedikleri kafamın içinden çıkmıyor. Nefes alamıyorum, böyle gidişi canımı çok yakıyor. Böyle olmamalıydı, böyle bitmemeliydi arkadaşlığımız. Ve artık bu saatten sonra ne yaparsam yapayım asla benimle konuşmayacaktı.

"Hayır!" diye bağırdım olabildiğince. Ben onu zorlamamıştım. Sadece kusurlarıyla yüzleşirse öyle mutlu olur sanmıştım. Sanmışım! Sanmakla yetinmişim. Çünkü mutlu olmadı daha doğrusu olmamış. Ama giymek istemediğini söylemedi giymeden önce. Yoksa ben onu neden zorlayayım.

Peki neydi bu yaptığı ? Seni iyi gördüm mü, seni iyi gömdüm mü yoksa ben iyi kördüm mü ? Sağır sanıyordum oysa bir de üstüne körmüşsün. Hemde seni ne kadar çok sevdiğimi göremeyecek kadar.

Ardında bıraktığı kişiyi düşünmeden gitti. Kendini alıştırıp hiçbir şey olmamış gibi gitti. Sanki bir marifetmiş gibi gitti. Geri de kalanı hiç düşünmeden, üzülebileceğimi bile bile gitti. Benim de gücüme gitti.

Seni sevdiğime dair koca bir yalana inandırmışım kendimi.

Ben sana güvenmiştim be. Şimdi senin Oğuz'dan ne farkın kaldı? Umut farklı, Oğuz gibi yapmaz demiştim. Yine yanılmışım. Onun yaptığından daha kötüsünü yaptı. Kendini alıştırıp da gitti. İşte bu daha üzücü.

Şimdi gitmek koksun üstün başın.

Umut ve Sevil hakkında düşündüklerinizi merak ediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umut ve Sevil hakkında düşündüklerinizi merak ediyorum. Sizce UmSev aşkı bitti mi ? Yorumlarda belirtin lütfen.

Ben Kusurlarımla BenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin