Gece
Sude
Sapık
***
"Ya gelmek istemiyorum istemiyorum. Anlamıyor musun?" Sesimi yükseltmiştim sonunda. Ama haklıydım, dışarı çıkmak istemiyordum.
"Aman, seni düşünen de kabahat. İki haftadır doğru düzgün yatağından çıkmadın lan." diye söylenip odamdan çıktı Sude. Çıkarken kapıyı da çarpmıştı. Telefonumu çıkarıp Anonim'den mesaj var mı diye kontrol ettim. Son yazdıklarından sonra mesaj atmayı bırak çevrim içi bile olmamıştı. Onu özlemiştim, bu inkar edemeyeceğim bir gerçekti.
Gece: Lan oğlum nerdesin sen ya?
Gece: Çık gel artık her ne boktaysan.
Gece: Of,
Gece: Ya gelsene sıkıldım.
Gece: Sensiz buralar çok boş kaldı be.
Gece: Aha çevrim içi.
Gece: AY DUR HEYECANLANDIM.
Gece: Neyse tripliyim bir dk.
Sapık: Nasılsın?
Gece: Nasılsın ne amqöocvu?
Gece: Öldün herhalde diye triplere girmiştim ben burda.
Sapık: Boş ver ya,
Sapık: Ölmedim.
Sapık: Ya bak şuan beni özlediğin için yataktan falan düşmem lazımdı benim.
Sapık: Bok ötesiyim Geceğ!
Sapık: Gel sar beni kollarınla.
Sapık: Adaletini sikeyim Dünya!
Gece: Neyin var?
Sapık: İyi değilim.
Gece: Onu anlayabiliyorum,
Gece: Neyin var diyorum.
Sapık: Ailevi meseleler.
Gece: Anladım.
Sapık: Seni seviyorum.
Sapık: Seninle konuşmayı da özledim.
Sapık: Böyle yolda görsem koşa koşa gelir sarılırım sana.
Sapık: Sikerim öz güveni falan deyip hem de.
Sapık: Ama biliyorum,
Sapık: Şuan yatağında oturmuş sana neden açıklama yapmadığımı düşünüyorsundur.
Sapık: Açıklayamıyorum,
Sapık: Ya da anlatmaktan çekindiğim içindir bu.
Sapık: Sarılamıyorum belki ama,
Sapık: Bari sesini duyayım?
Gece: Olur.
Gelen aramayla yerimde dikleşip bir kaç kere öksürdüm. Aramayı kabul edip telefonu kulağıma dayadım. Yine konuşmadı, ben de sustum. Tek duyduğum nefes sesleriydi.
"Sesini duyayım diye aradım. Niye benim konuşmamı bekliyorsun?"
"Ne konuşayım?"
"Saçmala ne bileyim. En iyisi küfret bana ya. Rahatlarsın."
"Sinirli değilim."
"Sinirli olduğuna adım kadar eminim."
"Adın ne?"
"Gece, yavrum, gözünü seveyim. Gözünü seviyorum zaten. Of anlatmasam olmayacak." Sesi sıkıntılı çıkıyordu. Biraz yorgun, biraz da bıkkın.
"Bence de anlat yani bir zahmet."
"İki haftadır burada değildim. Biraz psikolog, biraz babam falan. Neymiş sana takıntılıymışım." Sinirli bir kahkaha attı. "Anlamıyorlar beni. Seni sevmiyormuşum, sana zarar verirmişim. Bilmiyorlar, ben sana bakmaya bile kıyamıyorum ya. Yurt dışına göndereceklermiş beni. Hah, çok kolaydı çünkü."
"Ne zamandır tanıyorsun beni?"
"5 yıldır. Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlıyorum. Tabii o zaman çok küçüktün. Eh, ben de büyük sayılmazdım. Bir salıncakta sallanıyordun tek başına. Ağladı ağlayacak durumdaydın. Sonra Ateş geldi. Elinde dondurma vardı. Onu görüne öyle bir güldün ki, işte ben o gülüşün olmak ya da emin değilim sebebi olmak istedim."
"Oha, ciddi misin?" 5 yıl. Beni 12 yaşımdayken mi görmüştü? Bu cidden sadece sevgi miydi?
"Evet."
"Vay canına."
"Çok inanılmaz geldi gözüne değil mi?"
"Yani, 5 yıl az değil."
"Ben sana sadece takıntılı değilim Gece. Sana aşığım. Babam bunu kabul etmiyor, oysa seni göremezsem deliririm." Sesi cidden üzgün çıkıyordu. Kalbim acıdı.
"Ne zaman tanıyacağım seni peki?"
"Bilmem, karşına nasıl çıkacağımı düşünmedim."
"Hiç mi?"
"Seninle konuşuyor olmak bile benim için o kadar inanılmazken karşında durmak, ah emin değilim. Ölmek için çok gencim daha." Kendini acındırarak söylediği cümleye gülerek karşılık verdim. Onun için üzülmüştüm, ve ürkmüştüm. 12 yaşımdan beri peşimde olan biri vardı telefonda, cidden garip hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim: Gece | Texting
Short Story|°Tamamlandı°| 0543*******: Seni yalarsam orucum bozulur mu? Gece: Ne bileyim? Gece: Nihat Hatipoğlu muyum ben? 0543*******: Seni yerim, sıçmam.