Pikemi attığım tekme ile yere düşürdüm ve başımı yeri yastığa koydum. Bu ne sıcak ya! Sahra Çölü bile bunun yanında daha az sıcak kalır. Acaba Serdar Ortaç yeni klip çıkarmasa mıydı? Belki yaz daha geç gelirdi. Yine saçmalamaya başladım. Uyu özgür uyu.
***
"Gerizekalı kızım uyan hadi."
Derinlerden bir ses duyuyorum sanki. Omzumda da bir acı hissediyorum ama dur bakalım. Bir saniye, neden göz kapaklarımı açamıyorum? Ödüm mü acaba ben? Mematinin yanına gömseydiniz bari beni.
"Memati reis sen misin?"
"Özgür, kime diyorum! Hadi kalk uçağı kaçıracağız!"
Sen keçileri kaçırmışsın be gülüw uçağı kaçırsan ne olur sanki? Dur bir saniye! Uçak? Tatil?
Kendimi Uçan Sabri gibi fırlatarak yataktan kalktım. Zaten denedim Üsküdar'a kadar uçabiliyorum. Yine saçmalamaya başladım.
"Havada durdum, şahitlerim var!"
Koşarak banyoya girdim ve aynadaki tipime bakarak kahkaha atmaya başladım. Normal kızlar prensesler gibi uyanırken ben cadılar gibi uyanıyordum ve aslına bakarsak bu durum fazlasıyla komikti. Yani her sabah kabarık saçlarıma ve yarı açık gözlerime bakarak kahkaha atmamdan bunu anlayabiliyordunuz.
"Selma, valla olmamış bu çocuk! " diyerek banyonun önünden geçti babam. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mırıldanarak odama ilerledim.
"Selma, donum yok ya! Selma, tuvaleti bulamadım mutfağa sıçtım!"
Üzerimi giyinip saçımı da ördükten sonra-evet kendi saçımı örebiliyorum kıskanın- mutfağa gidip masadakilere ruh ikizimi bulmuş gibi baktım. Sonra yavaşça sandalyeye süzülüp nutellayı önüme koydum.
"Merhaba, evlenelim mi?"
Kaşlarımı iki kez havaya kaldırıp geri indirdim.
"Ya kızım sen biz uyurken ne içiyorsun?"
"Valla genelde bişey içmek gerine nutella ile olan flörtüme devam ediyorum ama illa ki bişey iç diyorsan bir çay alırım. "
Yani anneme çay istediğimi söylüyorum. Farklı bir iletişim yöntemimiz var evet.
"Önce git abini kaldır. "
Hıağ, rüşvet ha? Özgür bunu sevdi.
"Karşılığında bir ev bir araba ve bir helikopter isterim Selma'cığım."
"Özgür! "
Annem terliğine uzanıp babam gazetesini kıvırınca sandalyeden kalktım.
"Gittim ben."
Onun odasına çıkıp yanağını öptüm. O da gülümseyerek uyanıp benim yanağımı öptü. Yok lan ne öpmesi! Doldurduğum soğuk suyu yüzüne döktüm. Iste tam burada senin bağırman gerekiyor abi! Gülümsemen degil!
"Saol abisinin gülü çok sıcaklamıştım."
Acaba kafasına çok mu vurdum ki zamanında? Ayrıca 'abisinin gülü' nedir? Pis kro!
"Hadi gel kahvaltı hazır. "
"Nutellayı bitirme dalarım."
"Ve Çağlar sahalara geri döndü! "
Koşarak mutfağa gittim. Ama ne göreyim! Annem benim nutellamı yiyor.
Dramatik bir şekilde yere diz çöktüm.
"Bunu bana nasıl yapabildin? Ha? Hani biz evlenecektik? Neden yeni bir aşkı memnu yaşıyoruz? Neden?"
Bu sefer ikisi de kıkırdamıştı. Gülerek yerden kalktım ve masadaki her şeyi süpürdüm. Bu huyumu abimden almışım.
