22/KIVIRCIK

23.7K 1.6K 147
                                    

DÜZENLENDİ✔

Multi; Demir Soylu

Kadın;
Yediği yemekle değil,gördüğü sevgiyle doyar.Harcadığın para kadar değil,gösterdiğin sevgi kadar güzelleşir.Aldığı solukla değil,verdiğin güvenle yaşar.Öptüğün dudakla değil,ettiğin duayla mutlu olur.Ve bir kadını anlamıyorsun bil ki sözleriyle değil,gözleriyle konuşuyordur.
İyi anlayın.



İçinde bir yer sanki lime lime etinden ayrılıyor gibiydi,sebebi belliydi ama nedeni işte orası bilinmezdi.Bu hissi ilk defa yaşıyordu ve bundan hiç de hoşnut değildi.Ne olmuştu,nasıl olmuştu hiç bir fikri yoktu ama bunu yapanı biliyordu.

Yusuf içinde  kopan fırtınaya anlam veremez bir şekilde oturduğu küçük ve rahatsız edici hastahane sandalyesinden hızla kalkıp kendini koridora attı.Arkasından ona seslenen annesini duymamazlıktan gelip temiz hava alabilmek için bahçeye çıktı.Sağ eli ile boynundaki kravatı söküp bir köşeye fırlattı ve sinirle kendini boş  bankın üzerine bıraktı.

"Kardeşim?"

Sinan,Yusuf'tan telefon alır almaz önce restoranta uğramış sonra da soluğu hastahanede almıştı. Arkadaşının dağılmış halini görünce Korel'e verdiği değeri daha net anlamıştı.Hala Korel ile tanışamamışdı ama kız gözünü ilk açtığında onunla tanışacak ve kardeşini bu hale getiren kızı bir de kendi gözleri ile görecekti.

"Kayıtları getirdin mi Sinan?"

Yusuf kaza anını görememişti.Korel şefi görmek için yanlarından ayrılınca o da gelen telefon  ile masadan kalmış restorantın arka kapısına doğru ilerlemişti.İşler ile ilgili çıkan ufak pürüzü buradan halledemeyeceğini anladığında sıkıntıyla nefesini dışarı vermiş ve yangın merdivenlerinden mutfak bölümüne geçmişti.Korel'e haber verip ayrılacakken bir çığlık sesi duymuştu ve sesin sahibini hemen tanımıştı.

Bu onun Yosun'uydu.Hızla merdivenlerin olduğu kısama koşarken ayaklarının dibine düşen kadın ile kalbi atmayı bırakmış ve kanı çekilmişti adeta.Kızın kanlar içinde görüntüsü aklına geldikçe çıldıracak gibi oluyordu.Anlık sinirle kafasını merdivenlerin başında  duran adama çevirdiğinde yıllardır karşı karşıya geldiği o iti görmüştü.

Deniz Özkan!

Sinan'ın elinde çevirdiği telefonunu alıp hızla galeriye girdi.Korel'in tadavisi devam ederken onu bu hale getiren şerefsizi bulacak ve cezasını kesecekti.Kendine geldiğinde Sinan'ı arayıp kamera kayıtlarını almasını istemişti.Galeriye  girerek  ilk sırada duran videoyu açtı ve yeşil gözlerin sahibinin kameranın açısına girişini izledi.

Mutfağa girmiş ve yaklaşık yirmi dakika sonra çıkmıştı.İşte ne olduysa o ara olmuştu.Deniz şerefsizi kızın koluna asılıp onu kendine  çevirmişti.Konuşmaları daha net duymak için telefonun sesini bir kaç kademe yükseltmişti.Kendi kadınına ettiği hakaretler adamı haddinden fazla öfkelenirmişti.

Büyük cüssesi sinirlendiği için kasları gerilmiş ve dışarıdan ulaşılmaz bir görüntü sergiliyordu.Adi herifin son sözlerinden sonra telefonu adeta parçalayacak şekilde sıkmaya başlamış ama yarım saniye sonra bütün siniri kuş olup uçmuştu çünkü küçük kadını o lafları adamın ağzına tıkıp yüzüne sert bir tokat geçirmişti. Yusuf,Korel'in bu hareketi ile kızıyla gurun duyan bir baba edasıyla göğsünü kabartmış ve farkında olmadan mırıldanmıştı.

"İşte benim kızım!"

Tabi tam yanında duran Sinan Yusuf'un bu halini de mırıldandığı cümleyide duymuştu.Videonun geri kalanından Yusuf çıldırmış gibi ayağa kalkıp telefonu bahçenin en uzak köşesine fırlatmıştı.Sinan hava da uçan telefonu ile şaşkınca arkadaşına döndü.

LAVİNİA (ölüm çiçeği) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin