9. BÖLÜM

1.6K 213 12
                                    

Yarım saat sonra; ben tamamen kendime gelmiş ve iyi hissediyorken, hep birlikte karargâhtan ayrıldık. Dışarıda işlerin ne boyutta olduğunu görmemiz lazımdı, Gölge – Ruhları mecburen Mhoeralarla baş başa bırakmış ve oradan ayrılmıştık. Bunun sebebi de bendim, eğer o mor ışık huzmeleri beni ele geçirmeseydi, şimdi ruhlarla birlikte Mhoeralara karşı cephe almış ve kıyasıya kapışıyor oluyorduk.

Ama ne yazık ki, bazen her düşündüğümüz şeyi gerçeğe dönüştüremiyorduk. Benden bağımsız olan sebeplerden ötürü saf dışı bırakılmıştım ve meydan Gölge Adası'nın iki yerli halkına kalmıştı.

Zheck'in anlattıkları dakikalardır beynimi kurcalıyordu. Tüm o bahsettiği olayların yaşandığına inanamıyordum, ben ve eminim tüm Dewrionlar yalnızca Gölge – Ruhlar hakkında bilgi sahibiydik, onları var eden Kadimleri yani Mhoeraları daha önce ne duymuş, ne de görmüştük. Gerçi Arkhael'in yaptıklarının ardından onları görmemiz zaten mümkün değildi, fakat yine de Gölge Adası'nda yaşadığım süre boyunca Mhoeralarla ilgili bir şeyler öğrenebilirdim, değil mi? Kendilerini anlata anlata bitiremeyen ruhlar neden böyle bir şeyi saklama gereği duymuştu ki? Hâlbuki pek çoğu Prens Rheseras'ın sürgününden bahsetmekten zevk duyardı, onun gibi koskoca bir Kadim'in elini kolunu bağlayıp çaresiz bir duruma düşürmüş olmanın verdiği gururu (!) herkes bilsin diye bu konuda şarkılar bile yazabilirlerdi, onlarda bu potansiyel vardı.

Ya Arkhael'e ne demeli? Tamam, kurnaz pisliğin tekiydi ama her şeye rağmen bana kız kardeşi Allyra'dan söz edebilirdi, onu tanımamı sağlayabilirdi. Peki, o ne yapmıştı? Dudaklarına mühür vurup bir zamanlar öyle birinin yaşadığını bile hissettirmemişti bana!

Zheck beni ve Allyra'yı karakter yönünden birbirimize benzettiğini söylemişti. Bundan dolayı sevinsem mi yoksa üzülsem mi, bilemiyordum. Eskiden olsa, bir ruhla aramda kurulacak olan en ufacık bağ bile beni deli ederdi ama şimdi kararsızdım. Zheck ve onun yanındaki diğer askerler, büyüyle de olsa bana olan sadakatlerini defalarca kanıtlamışlardı. Ne var ki, etki altındayken bile onlar diğerlerine benzemiyorlardı; daha hâlden anlar, daha uysal kimselerdi. Ve söylentilere göre; Allyra da farklıydı, hem de ağabeyinin kim olduğu göz önüne alınınca ondaki bu farklılık beni daha duyduğum anda memnun etmiş, ister istemez onu tanısaydım keşke diye düşünmeme neden olmuştu.

Başım eğik hâlde yürürken biraz yavaşladım, babam ve Chas benden bir adım önde gidiyorlardı. Annemin yanımda olduğunu hissettiğimde dönüp ona baktım. Gözleri sanki düşünceli hâlimden bir süredir haberi varmış gibi izliyordu beni. Durgunluğumun sebebini neye bağlıyordu acaba?

"Sana bir şey sorabilir miyim?" diye mırıldandım. Bakışlarımı Chas'in sırtına çevirmiştim ama kulaklarım annemin ağzından çıkacak her sözcüğü duymak için dikkat kesilmişlerdi.

"Elbette, ne istersen canım."

"Zheck'in bahsettiği şu ruh, Arkhael'in kardeşi Allyra... Sen onu tanıyor muydun?"

Annem ne zaman Gölge Adası'nda geçirdiği vakitlere dair bir şeyden bahsedilse, huzursuzluğunu suratına yansıtırdı. Kaşları çatılır, o anları zihninden sonsuza dek silebilmek için kendi içinde bir mücadele verirdi.

Şimdi de aynısı oluyordu güzel yüzünde. Aniden başımı sola çevirip ona baktığımda bocaladığını görebiliyordum. Onu zorlamak istemiyordum ama bir yandan da cevap vermesini iple çekiyordum.

"Doğruyu söylemek gerekirse," dedi nihayet, alçak perdeden bir sesle. "Onu tanımıyorum. Yani tam manasıyla.

Ben oradayken sadece birkaç kez karşılaşmıştık. Arkhael onu başka bir yerde tutuyordu, sarayda değildi. Fakat bazı vakitler getirir ve bizimle zaman geçirmesi için onu teşvik ederdi..." Grubumuzun ön sırasındakiler Piazza Dei Martiri Meydanı'na vardığında, biz de acele edip onlara yetiştik. Meydanda tek tük de olsa insanlar vardı, galiba yaptığımız sahte fırtına anonsunun gerçek olmadığına kanaat getirip kendilerini dışarı atmışlardı. Ama bir bilselerdi bunun onlar için çok daha tehlikeli olduğunu! Her an, her yerden saldırıya maruz kalabilir, dahası ölebilirlerdi.

MİRAS : GÖLGE - RUH SERİSİ - İkinci KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin