Motordan indikten sonra kaskı çıkartıp ne yapacağımı bilemeden Luke'a uzattım, ancak o hızla kafasını iki yana salladı. "Sende kalsın." Ardından sırıttı. "Çıkışta ihtiyacın olacak." Bir kez daha öfkeyle yumruğumu omzuna geçirdiğimde yüzünü buruşturdu ve elini omzuna götürürken "Lanet olsun, JJ!" dedi neredeyse ciyaklayarak. Bana bir önceki gün Jack'in seslendiği gibi seslendiğini fark ettiğimde, karnımda ufak bir kıpırdanma oldu. Ama henüz yalnızca bir kez gördüğüm bir adamın bana böyle hissettirdiği düşüncesi beni rahatsız bile etmedi. "Sana elinin ağır olduğunu söylemiştim."
Sırıtıp saçlarımı omzumun üzerinden geriye attım. "Ben de sana çeneni kapamanı söylemiştim."
Omzunun gerçekten acıyıp acımadığını bilmiyordum, ancak bu söylediğim ona yüksek sesli bir kahkaha attırmaya yetti. Uzanıp beni kolunun altına aldığında insanların fısıldaşmaya başladığını duydum, ama onları susturmaya uğraşırsam daha çok konuşacaklarını bilecek kadar fazla dedikodu malzemesi olmuştum. Bu yüzden umursamadan Luke ile konuşmaya ve gülmeye devam ettim, ancak önümde tanıdık bir beden dikildiğinde geriye attığım adımın boşluğa denk gelmesi yüzünden merdivenlerden düşüyordum. Neyse ki Luke beni tutmayı başarmıştı.
"Jennifer," dedi Calum, dik dik yüzüme bakarken dişlerinin arasından. "Biraz konuşabilir miyiz?"
Luke'un bakışlarını üzerimde hissettim. Calum umurunda bile değildi, doğrudan bana bakıyordu. Eğer konuşmak istemezsem onu ezip geçmekten çekinmeyeceğini o an hissettim. Bu tuhaftı, çünkü benimle yalnızca iki gündür konuşuyordu; fakat buna rağmen en yakın arkadaşımmış gibi hissetmekten kendimi alamıyordum.
"Konuşuyorsun işte." dedim rahat görünmesi için oldukça uğraştığım bir tavırla. Yüzünü buruşturdu ve başıyla Luke'u işaret etti. "Onun yanında mı?"
Luke'un omzumdaki kolunu düşürmesine sebep olacak şekilde kollarımı göğsümde kavuşturdum ve kaşlarımı kaldırıp Calum'un yüzüne baktım. "Neden? Luke da mı arkadaşının artığı yoksa?"
Luke anlam veremeyen bakışlarını bana dikti ve Calum gözlerini devirdi. "Kim olduğunu söylememiş olman benim suçum değil."
"Kadınları bu şekilde aşağılamaktan çekinmeyen bir aptal olacağını düşünemediğim için beni affet." dedim onu sertçe ittirip yanından geçmeden önce. "Ayrıca yalnızca ağabeyimden korktuğun için bana duyacağın saygıya da ihtiyacım yok."
Luke'un kıkırdadığını duydum, ancak henüz iki adımdan fazlasını atamadan kuvvetli bir el kolumu kavradı. Tekrar Calum'a döndüğümde gözlerinin öfkeyle kavrulduğunu fark ettim, ancak söylediklerimden bir gram pişman değildim. "Beni yanlış anladın." dedi adeta tıslayarak. "Bu yalnızca nezaketen sorduğum bir soruydu. Konuşmamız gerekiyor."
"Ah, öyle mi?" dedim gözlerimi kısarak. "Ne hakkında?"
"KJ." dedi kaşlarını kaldırıp. "Seninle konuşmamı istedi."
Göğsüme saplanan ağrıyı görmezden gelemedim. Benimle kendisi konuşmaya tenezzül bile etmiyor ve hakkında adından başka hiçbir şey bilmediğim bir yabancıyı aramıza sokmaktan çekinmiyordu.
Kavradığı kolumu sertçe geri çektiğimde ani hareketimden dolayı dengesini korumakta zorlandı, ama üzerine yürüyüp onu hemen arkasında duran dolaba doğru ittiğimde neredeyse şok olmuş gibi görünüyordu. "O aptala söyle," dedim dişlerimin arasından. "Onun evcil hayvanlarının sözünü dinleyecek değilim. Eğer benimle konuşmak istiyorsa kıçını kaldırıp buraya gelmesi gerekecek."
Calum'un öfkelendiğini fark ettim, fakat Luke benim daha fazla konuşmama fırsat vermeden beni çekiştirdiğinde sinirli bakışları ona çevrildi ve aralarında anlayamadığım bir bakışma geçti. Sonra Luke koridor boyunca hızlı adımlar atmaya başladığı ve benim de ona yetişmek için adeta koşmaya yeltendiğim sırada arkamdan seslendiğini duydum. "KJ, seni uyarmamı istedi." dedi neredeyse dalga geçer gibi bir sesle. "Dedi ki, çakalların* arasında olmak için ailenden vazgeçmek istemezmişsin."
Luke'un hızlı adımları bir anda tekledi. Dönüp bana baktığını hissettim, fakat topuklarımın üzerinde Calum'a doğru döndüğümden dolayı bunu göremedim. Yüzüme ukala bir gülümseme yerleşti. "Üç yıl önce ailesini arkasında bırakırken bir gün ondan vazgeçeceğimizi düşünmesi gerekirdi." dedim kelimeleri tek tek vurgulayarak. "Şimdi kimi ailem olarak gördüğüm, en son onu ilgilendirir. Çünkü şimdiye dek gördüğüm kadarıyla, çakalları eleştirebilecek bir sadakate o da sahip değil."
Sonra Calum'u yüzündeki şok ifadesi ile bırakıp bu kez yavaş adımlarla yürüyen Luke'a yetiştim.
*hani jack ve luke'un olduğu çetenin adı Coyotes ya...
her bölüm promo yapıyorsun, yeter artık diyenleri duyar gibiyim ama sonunda ilham perilerim geri dönmüşken onları kovalamak istemiyorum sorry...
inanamayacaksınız ama bu sefer bir LUEK hikayesi yayınladım sdkjfgkdöghkjd
konusu falan biraz değişik, bir bakın bence...
love ya!!!!
7 • a simple warning
Comenzar desde el principio
