38

1M 15.8K 3K
                                    

Cansu derin bir nefes aldı. "Bir arkadaşım geçen yıl Emre'yle çıkmıştı. Her şey çok güzel gidiyordu, kız çok mutluydu. Emre'nin hayatının aşkı olduğunu düşünüyordu. Her gün el ele okula gelirlerdi, görsen gerçekten âşık olduklarına inanabilirdin. Fakat Emre bir anda hiçbir sebep yokken ilişkiyi bitirince, kız perişan oldu. Kızın duygularını hiçe sayarak onu terk etti."

Öğrendiklerimi hazmetmek için yutkundum. Bir kızın duygularıyla nasıl oynayabilecek kadar rezil ve acımasız biri olabilirdi?

Cansu kaşlarını çatarak oldukça sinirli bir şekilde sözlerine devam etti. "Görüyorsun, işte, o da çok kötü biri," dedi sertçe. Ardından büyük bir ciddiyetle gözlerimin içine bakarak iç çekti. "Biliyorum, Kağan seni çok kızdırıyor Buket ama ne kadar kızdırırsa kızdırsın, görmezden gel. O, kavga etmenin peşinde, ona istediğini verme."

"İnan, görmezden gelmeye çalıştım, ama bazen o kadar sinir bozucu oluyor ki delirtiyor beni. Sanki okulun patronu kendisiymiş de herkesin sahibiymiş gibi davranıyor. Buna boyun eğmek istemiyorum."

"Seni öyle iyi anlıyorum ki fakat ne yazık ki alttan almalıyız. Kağan ve çetesi resmen tüm okulu abluka altına aldı, her yerde ağızlarından çıkan söz bir emirmiş gibi kabul ediliyor."

"Saçmalık!" deyip iğrendiğimi gösterircesine yüzümü buruşturdum. "Ben kabullenemiyorum bu durumu. Kağan'ın küstah tavırlarını kaldıramıyorum. Bu yüzden de ondan ne kadar korksam da kendime engel olamayıp onu sinirlendirecek bir şeyler yapıveriyorum."

Gerçekten de öyleydi; Kağan ödümü koparıyordu ama ona kafa tutmaktan da kendimi bir türlü alamıyordum.

"Haksızlığa gelemiyorsun," deyip beni anladığını belirtti.

Başımı "Evet" anlamında salladım. "Aynen öyle. Onu durdurmak istiyorum."

Cansu kahvesini yudumlarken etrafa bakındı. Dalgın dalgın, "Görünüşe göre o da aynı duyguları hissediyor," diye mırıldandı bir noktaya gözlerini dikerek.

Gözlerini diktiği noktaya bakınca Kağan'la göz göze geldim. İnsan sıcaklığından yoksun, duygusuz bir ifadeyle bana bakıyordu. Hiç değilse dünkü gibi beni öldürmek istiyormuşçasına öfkeli görünmüyordu. Fakat yine de bakışlarının ardında yatan nefreti hissedebiliyordum, sanki nefreti dalgalar halinde yayılıyor, bana kadar ulaşıyordu.

O kadar rahatsız ediciydi ki!

Cansu yumuşak bir ses tonuyla, "Kağan'dan da, Emre'den de uzak duracağız, tamam mı? Sana da zarar vermelerini istemem," dedi.

Cansu'nun bu tedirginliğinin altında başka şeyler de var gibiydi, sanki bir şeyler gizliyordu, ama kurcalamadım. Belki ilerleyen günlerde kendisi anlatmak isterdi.

"Tamam. Onlardan uzak duracağım," dedim hafif bir tebessümle. "Özellikle de Kağan'dan."

Ardından canımızı sıkan bu konuyu kapatmak için farklı bir konuya geçtim. "Ee, yarınki planın nedir, ne yapacağız tüm gün?" diye sorarak konuyu değiştirdim.

Cansu sevimli bir coşkuyla yarın için neler planladığını hevesle anlatmaya başladı.

Öğle arasından sonra Kağan'ı da, Emre'yi de bir daha görmedim. Dersi yine asmışlardı.

Aman ne güzel, çok havalı!
~~~
Instagram : Mavimihri

PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin