15. Sırtıma atla küçük cadı

10.6K 913 122
                                    

Hemen gelen bir adet yazar. İşte bu yazara Hatice denilir sjsjsj tamam tamam, kısa oluyor bölümler, ama anca yazıyorum kusura bakmayın. Bir sürü hikaye yazıyorum sjsjsj ve güvenin bana ben bile kendime hayranım, neredeyse hepsine haftada en az bir kez bölüm yayınlıyorum😂😂

Sizleri seviyorum, iyiki varsınız. İyiki benim okuyucularımsınız. Umarım bölümümüzü sever, güzel yorumlar yaparsınız❤️

Dışarıya çıktığımız da, bir saniye bile beklemeden yürüyordu. Beni de peşinden sürüklemeye devam ediyordu. Çok üzgündü. Sinirliydi. Kendinde değildi.

"Batuhan."diye seslenmiştim, ama bunu duymamıştı bile. Bu yüzden bu sefer daha sesli bir şekilde, "Batuhan."diye seslendim.

"Hıh, efendim?"

"İyi misin?"

Bakışları donuktu. Dalgındı, kendinde değildi. Ona kıyamıyordum, bu şekilde olduğu için okadar üzgündüm ki. Kollarımı etrafına sarıp, her şey geçecek Batuhan, sen üzülme demek istiyordum. Ben Batuhan'a kıyamıyordum. Onun yanında olmak istiyordum, ama sarılma ters tepebilirdi şuanda, bu yüzden kendimi tutuyordun.

"İyiyim."

"İyi değilsin, biraz oturmak ister misin? Kendine gelmene ihtiyacın var?"

"İyiyim."

Onu kolundan tutup durdurdum. Aklı yerinde değilmiş gibi, sadece yürüyordu. "Batuhan, bir saniye bekle."

"Efendim Zehra?"

"Bana bak, gözlerimin içine ve biraz sakinleşmeye çalış."

Sonunda gözlerimin içine baktığında nekadar çaresiz olduğunu anlamaya başlamıştım. Gözlerinde ki hüznü görmeye başlamıştım. Bütün bunları gördüğüm içinde, buruk bir şekilde gülümsedim. "Hadi Batuhan, biraz oturup düşünmeye ihtiyacın var..."

"Beni nasıl bukadar iyi tanıyorsun?"

Bu soruyu sorduğunda, gözlerimin içine baktı. Bakışları donuktu, oldukça donuk. Yinede o donuk ifadenin içinde ki, merakı görmüştüm. O merak duygusunu yakalamıştım. Onu tanıdığımdan dolayı şaşkındı. Halbuki onu tanımak okadr kolaydı ki... Duygularını ele veriyordu, hislerini görüyordun. Onu tanımaya çalışan herkes onu anlardı... Ama ne yaziki, galiba insanlar onuntanimaya çalışmamışlardı.

"Görüyorum,"dedim gülümseyerek. "Ne hissettiğini görüyorum, aklından geçenleri, kalbinde olanları... Ben hepsini görüyorum Batuhan."

Onu kolundan çekeleyerek uzakta gördüğüm banka doğru ilerledim. Sonunda o banka vardığımız da oturmasını sağladım ve bende yanına oturdum. Hava biraz esmeye başlamıştı, bu yüzden Batuhan'a doğru daha fazla yaklaştım ve onun sıcaklığının bana geçmesini keyifle izledim.

Dakikalarca boş boş, hiç konuşmadan bankta oturuyorduk. Belki aradan bir saat bile geçmiş olabilirdi. Batuhan gözlerini yummuş , banka yaslanmıştı. Düşünüyordu, bu alnından belliydi. Bende onu izliyordum, içimden sakinleşmesi için dua yapıyordum. Bu adamı üzgün görmeye dayanamıyordum. Ömrünün sonuna kadar mutlu olmasını istiyordum.

"Biliyor musun Zehra,"diye fısıldadığında gözleri hâlâ sıkı sıkı kapalıydı. Sanki, dışarı hayatını görmek istemiyormuş gibiydi. Sanki, gözlerini sıkı sıkı yumarsa her şeyden uzaklaştığını sanıyormuş gibiydi. "Babam benim annemi hiç sevmedi... Baştan beri sevdiği kadın Ayten'di. Üvey annem."

Bu söylediğine anlam verememiştim. Baştan beri derken? Annesiyle birlikte olmadan önce mi? Annesinin ölümünden sonra mı?

"O babamın çocukluk arkadaşıydı. Çocukluk aşkı, ama sonra annem babama âşık oldu, hamile kaldı ve sonuç olarak evlenmek zorunda kaldılar. Annem babamın onu zamanla seveceğini düşünmüştü, ama babam hiçbir zaman gerçek aşkını unutamadı... Babam annemle sadece eğleniyordu, annem ise ona körkütük âşık olmuştu..."

Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin