Bölüm 9

227K 9.3K 3K
                                    

Wow bir sakin olalım bende olayım sgajhd, 

Şimdi önceki bölümde yazanların olması gerekiyor ve evet haklısınız iğrenç bir şey ama diğer bölümlerde anlayacağınızdan eminim. Yılan denilen adam iyi birisi değil o yüzden umurunda da değil ama daha fazla spoi vermek istemiyorum :) Kitabını bırakmanızı tabi ki istemem ve umarım bırakmazsınız

İki kere bölüm yayınlıyorum bugün :) Umarım beğenirsiniz

Multi: Gürkan

Sabah erkenden uyandım, ablam kaldırmaya gelmediğine göre. Yataktan kalkıp esnedim ve tuvalete ilerledim.

Elimi yüzümü yıkayıp işlerimi hallettim ve çıktım. Odama doğru ilerledim ve telefondan saate baktım.

Gözlerim kocaman açıldı, 5 dakika sonra ders başlayacaktı.

Hızla giyindim, saçlarımı gelişigüzel taradım ve telefonumu alarak hızla çıktım.

Koşarak okula giderken telefonum çaldı, kim olduğuna bakmadan açtım. "Efendim?"

"Kanka ders başlayalı iki dakika oldu ve yoksun! Yağmur köpeği sahibine götürecek o yüzden geç gelecek ama-

Can Yıldız bu soruyu derhal cevap verin!"

Telefon kapandı, hızla okula koştum telefonumu çantama atarken birisi ile çarpıştım.

Anında yere düştüm, çantam iki metre öteye gitti. Hızla ayağa kalktım ve karşımdaki adama baktım.

"Gerçekten özür dilerim, okula geç kaldım" Masmavi gözleri vardı ve bana korkunç bakıyordu. Tekrardan özür dileyip okula girdim.

Okulun merdivenlerini hızla çıktım. Yorulmuştum, sınıfıma gidip kapıyı çaldım.

"Gir!" hocanın sesiyle hemen içeri girdim. "Hocam gerçekten üzgünüm, geç kaldım" dedim. Hoca gözlüklerini düzeltip bana gülümsedi.

"Daha yoklamayı almamıştım zaten, otur" gülümseyerek yerime oturdum. Çantamı sıranın yanına koyarken Can 'oah' dedi.

Ona döndüm, "Ne işlediniz? Bir şey kaçırdım mı?" derin bir nefes aldım, Can cevaplamak yerine "Oah!" dedi.

Ne oluyor dercesine baktım. "Ne?" sonra fark ettim, onu bulanık görüyordum. Gözlerimi kıstım.

"Of! Gözlüklerimi unuttum" dedim ve gözlerimi iyice kısarak ona bakmaya çalıştım. Renklere bakılırsa sırıtıyordu.

"Ve saçlarını da" dedi yanından bir ses. Ona döndüm, Furkan'dı. "Galiba" dedim. Ve önüme döndüm. Kendimi çıplak hissediyordum.

Saçlarım açıktı ve gözlüklerim yoktu... kesinlikle çıplak hissediyordum. Tahtayı göremiyordum, sinirle ofladım.

Can ise saçlarımla oynuyordu. "Şu kısmı hep toka kapatıyordu, hayatta göreceğimi zannetmezdim" dediğinde göz devirdim.

"Oah" dedi tekrar. Ona döndüm, "Oah mı yoksa oha mı?" dedim ve kaşlarımı kaldırdım.

"Oah tabiki de" gözlerini devirdi. "Gözlük gidince cahilleştin" dedi.

Ders bitimine kadar hocayı dinledim, tahtayı göremiyordum bari hocayı dinleyeyim değil mi?

Hoca dışarı çıktı, Can ise hemen tahtanın önüne geçti. "Bu kaç?" "İki" dedim.

"Görebiliyorsun işte" dediğinde sırıtarak yanıma geliyordu. "Bu kaç diye sorulduğunda her zaman insanlar iki sayısını gösteriyor. O yüzden iki dedim, yoksa hiçbir şey göremiyorum"

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin