3. Bölüm

44 29 10
                                    

Hafta sonunu çok güzel geçirmiş ama Pazartesi gününe gelmiştik. Erkenden kalkmak gibi bir huyum olmadığı için abimin zoruyla yatağımdan güç bela kalmıştım.
- Özge salyan akıyo biraz dikkat etsene kızım yaa üstümü hep batırdın, abim bir yandan bana kızıyor bir yandan da üzerine akmış salyalarımı temizlemeye çalışıyordu.

- Abi bsnim salyam istediğim yere sürerim banane yaw, dedim abim kızdırmak için.

- Özge bak beni daha fazla kızdırma sonu çok fena olur, abimden kaçıp kendimi lavaboya attım. Bir dakika sonra

- Özge çık şu lavabodan, hem üstümün içine ediyorsun sonra da çitadan kaçmaya çalışan kaplumbağa gibi lavaboya saklanıyorsun.

- Abi benzetmenin içine edeyim ne mantık anlamadım, dedim.

- Bırak benzetmesini menzetmesini çık şu lavabodan da elimi yıkayayım. Salyalarından geçilmiyor üstüm, dedi.

Kapıyı açıp dışarı çıkarken

- Abicim salyalarımı çok sevdiysen biraz daha kalabilirsin, dedim.
Sonrada tabanları yağlayıp kahvaltı masasına indim.

**********

1 hafta sonra

Melis'le birlikte matematik dersindeydik. Matematik dersini ve problemlerini hiç sevmiyorum. Ama mimarlık için matematik notlarının yüksek olması gerekiyor. Ne olursa olsun mimar olmak zorundayım. Sonuçta insanlar hayallerini gerçekleştiremediğinde daha mutsuz oluyorlar.

Bu düşüncelerim içinde boğulurken Melis bana dönüp

- Bir dahaki derse girmesek mi, dedi.

- Biliyorsun ki babam matematik dersine çok önem veriyor. Bu konu onun kulağına giderse pek hoş olmayabilir, dedim.

O sırada matematik hocası yanımıza gelip

- Söyle bakalım Özge ben en son ne söyledim dedi alayla.

- Söyle bakalım Özge ben en son ne söyledim dediniz hocam, dedim ciddi ifademle. Ama nedensizce burada katıla katıla gülmek istiyordum. Melis'e döndüğümde dudaklarında ufak bir sırıtış vardı.

- Melis kalk kızım Burak'ın yanına geç, dedi. Melis uçarak Burak'ın yanına geçti. Hocaya bir laf bile etmemişti. Şimdi ben ise en arka sırada tek başıma oturuyordum.

*****************

Matematik dersinin bitmesine son 20 dakika kalmıştı. Daha doğrusu kurtuluş için son 20 dakika kalmıştı. Hocamız dersi anlatırken kapı çaldı.

- Gir

Bu oydu. Bileğim burkulduğunda bana yardım eden çocuk.

Neden bu kadar terledim? Heyecan mı yaptım?

-Sen kimsin oğlum?

-Hocam yeni öğrenciyim.

Yeni öğrenci mi? Nasıl yani? Acaba kendi isteğiyle mi geldi yoksa okulundan mı atıldı? Aklımda bir çok soru vardı.

- Demek öyle geç boş bir yere, dedi matematik hocası. Ama tek benim yanım boştu. O zaman benim yanıma mı oturacaktı?

Buraya doğru geliyordu. benim yanıma oturacaktı. Heyecanlanınca soğuk terler mi dökülür yoksa sıcak mı? Ben bunları niye düşünüyorum?

Yanıma otururken

-Seninle tekrar karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim güzellik, dedi. Güzellik mi? Güzellik. Daha önce ağabeyimden başka kimseden duymadığım kelime.

-Şey... ımmm... Bende.

-Sen kekeme misin?

-Y...yooo...

Sadece gülümseyip hocayı dinlemeye başladı. O sırada gözlerim Melis'e kaydı. Şaşkın gözlerle yanımdaki çocuğu süzüyordu. Adı neydi acaba?

************

SELAMLAAAAAAAR !!!!!!!

Cumartesi bölüm yayınlayacağımı söylemiştim ama telefonu anneme kaptırdım. :( :(

Şimdi ise dizüstü bilgisayarımdan yazıyorum. Fark ettiyseniz bir yerden sonra konuşma cümleleri kalın harflerle değil çünkü dizüstü bilgisayardan nasıl kalın harf yapılacağını bilmiyorum.

Hikaye için eleştirilerinizi, yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. :) :)

BÖLÜMDE EN SEVDİĞİNİZ KARAKTER?

Özge


Melis


Burak


Baran (Özge ile bavul vakasında tanışan çocuk)

********************

G Ö Z L E R İ N D E A S T R O N O M İ L E N D İ N İ Z


SEVİLİYORSUNUZZZ CANLARIIIMMMM



GÖZLERİNDE ASTRONOMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin