Zombi Salgını

Bölüm 10: Gelenlerin Savaşı

Yeni gelenler, şimdi yönetim binasında, olan olayları anlatıyorlardı. "Zombilerin kendi kokularına gelmediğini nereden öğrendiniz?" dedi Philip.

"Bir zombi öldürmüştüm ki kanı üzerime bulaştı. Etrafımda çok sayıda zombi vardı ama hiçbiri bana saldırmıyordu." dedi Jason.

"Başka bildiğiniz korunma yolları var mı?"

"Bunu seninle özel konuşmam lazım lider" dedi Mary.

Mary yeni gelen grubun lideriydi.

"Öldürdüğünüz zombileri yeterince uzağa bir çit daha örüp oraya asarsak zombiler burayı farkedemez." dedi.

"Mikrop hepimizi öldürmez mi?" diye sordu Philip.

"Hepimizde var zaten." dedi. "Öldüğümüzde dönüşüyoruz!"

"Hastalık yaymaz mı?"

"Yayar ama hepimizin bağışıklığı oldu zaten." diye cevap verdi. "Soru sormaya devam edecek misin?

"Benim buradaki herkesi korumam lazım." dedi Philip.

Şehirden 150 metre uzakta, giriş kapısının karşısında kapısı olan bir çit ördüler. Şimdi yapmaları gereken zombileri oraya asmaktı. 4-5 günde yapabildiler. 2.5. metre arayla zombi cesetlerini asmışlardı.

"Bu işe yaramazsa gerçekten çok büyük ceza alırsınız!" dedi Philip. Kimseye ceza vermek istemiyordu ama ceza olmazsa işler yürümüyordu.

Philip boşa endişelenmişti. Zombiler önlerinden geçiyor ama çitlerden geçmeye bile uğraşmıyorlardı. Philip yine de güvenliği sıkı tutuyordu. Çünkü tek düşmanları zombiler değildi. Başka insanlar da vardı ve Yeni Dünya Kayıt Defteri'ne göre sık sık saldırıya uğruyorlardı.

Roger hergün asılı zombileri görmekten bıkmıştı ama başka manzara yoktu zaten. Şimdi amaçsızca dışarıya bakıyordu. Silah sesiyle irkildi. Yan odanın camları kırılmıştı. Herkes odaya koştu. Odanın sahibi Tony omzundan vurulmuştu. Roger "Onu revire götürelim!" dedi ve bir el silah sesi daha duyuldu.

Jake ileride araçlar görmüştü. Doğruca Philip'e koştu. İçeri girdiğinde Philip silahını dolduruyordu. "Bize saldırıyorlar!" dedi.

"Biliyorum! Git silahlarını al çabuk!" Jake koşarak silahını almaya gitti.

Roger duvarın üzerinde ateş ediyordu. Hızla bir kamyon geliyordu. Kasasında zombiler vardı! Ana kapıyı kırıp içeri daldı ve zombileri boşalttı. Açıktan zombiler girmeye başlamıştı. Gerek ses gerek ise hareketlilikten dolayı başka zombiler de giriyordu. Kamyonun içinden 3 kişi indi. Açıklıktan başka arabalar da girdi ve ateş etmeye başladılar.

Philip içerideki zombileri vurarak saldıranlara doğru yürüdü. Biri onu gördü ama daha ateş edemeden Philip onu kafasından vurdu.

Jake, Philip'i adamı vururken görmüştü. "Nasıl bu kadar vahşi olabildi?" diye düşündü ama aklına savaşta oldukları geldi. Tam duvara çıkmış ateş edecekken sol omzundan vuruldu ve duvardan aşağı düştü.

Roger, Jake'in vurulduğunu gördü. Ona doğru koşmaya çalıştı ama aralarında çok büyük bir açıklık vardı. Ona yaklaşmaya çalışsa anında vurulurdu. Hemen öldürdükleri bir zombiyi kendine kalkan yaparak Jake doğru yöneldi. Jake'i kaldırdı ve revire doğru götürmeye başladı.

"Sakin ol Jake. Revire vardık sayılır!" dedi. Fakat birden sağ ayak bileğinde bir acı hissetti. Acıyan yere baktı. Kanıyordu! Tam revirin önündeydiler. Roger yere düştü. Sağlık görrevlileri onları revire aldı.

Philip ilk kez insan öldürüyordu. Savaşa devam etmeliydi. Sniper'ını aldı ve duvara çıktı. Tek tek vurmaya başladı. O sırada Roger ve Jake'i revire doğru giderken gördü. Birisi onlara doğru nişan aldı ve Philip daha onu vuramadan Roger'ı sağ ayak bileğinden vurdu.

Çatışma çok fazla zombi çekiyordu. Yeni grup bile savaşıyodu ama çok fazla zombi içeri giriyordu ve işleri zorlaştırıyordu. "Ana kapıyı kapatın!" diye bağırdı Philip.