KADER ATEŞİ / 29. BÖLÜM

Start bij het begin
                                    

Peki ya Caroline? Buraya gelmesi yaptıklarına ve benim onun hakkında düşündüklerime ters düşüyordu. Gerçekten George'a bir şeyler hissediyor olabilir miydi?

"Eski konuları kapattınız, tüm okulun ayrıca oyunları izlemeye gelen tüm Oriénlilerin önünde. Ayrıca o yangından sizi kurtaran Caroline'dı. Şimdi de sizinle konuşabilmek için ayağınıza kadar geldik. Bizi geri mi çevireceksin gerçekten?" dediğinde onlara bakmaya daha fazla katlanamayarak çevreme bakındım. Yemek salonundaki birkaç profesör dahil tüm gözlerin üzerimizde olduğunu fark ettiğimde bakışlarımı yere çevirdim.

"George!"

Sesimin tahmin ettiğinden çok daha yüksek ve sert çıktığını fark ettiğimde sustum. Derin bir nefes alıp yeniden ona baktım.

"Ne kadar kötü ve zor günler geçirdiğimi tahmin bile edemezsin," dedim, bu sefer sesimi daha kontrollü tutarak. "İnan buna ayıracak ne vaktim, ne gücüm var. Hoş, her şey güzel olsaydı da bu mümkün değildi. Sizden tek isteğim var, bizden uzak durun. Uzak durmaktan kastım görünce yolunuzu değiştirmeniz falan değil, sadece bize bakmayın, hiç tanımıyormuş gibi davranın o kadar. Birbirimizden uzakta hayatlarımızı yaşamaya devam edelim. Lütfen daha fazla zorlama."

Caroline'ın kahkahası beni yeniden sınıra getirmişti.

"Sen kendini ne sanıyorsun ya?" dediğinde, George kolunu tutarak onu susması için uyardı. "Caroline!"

Ama Caroline kolunu sertçe çekip ondan kurtardıktan sonra devam etti. Sesini herkesin duyabilmesi için yükseltmişti.

"Sizden uzak duracakmışız, daha fazla zorlamayacakmışız! Her şeye rağmen ayağına geldim senin. İntikam için George'la birlikte olmadığımı, ona karşı gerçekten bir şeyler hissettiğimi anlayın diye! Aramızda bir savaşın olmadığını herkes anlasın diye, herkesin gözü önünde senin ayağına geldim! Bu mu herkesin hayran olduğu Elena? Sırf veliaht prensin sevgilisi olduğun için bize böyle davranabileceğini mi sanıyorsun?"

Ayağa fırladığım anda korkuyla bir adım geri çekildiler. Cevap verebilmek için önce birbirine kenetlediğim dişlerimi açmayı başarmam gerekti.

"Benden uzak durun," dedim her kelimenin üzerine basarak ve onları orada bırakıp kapıya doğru yürüdüm. Biraz daha orada durup onları dinleseydim neler olabileceğini kestiremiyordum. Kendimi daha fazla tutamayacağımdan emindim ama ne kadar ileri gidebileceğimi bilmiyordum. Caroline'ın arkamdan bağırdığını işittim.

"Gerçek kişiliğini ortaya çıkarmadan önce keşke biraz daha bekleseydin! En azından birkaç gün daha!"

Bu son damla ile bir perdenin kalktığını hissettim. Tüm elementler oradaydı. En yakınımdaki havayı kendime çekerken bir saniye bile düşünmedim. Bu seferki ilkinden çok daha kısa sürmüştü. Caroline'a dönmem ile havanın ona akıp, onu geriye fırlatmasının arasında bir saniyeden daha kısa bir zaman vardı. Caroline havalanıp geriye doğru uçarken, yakınındakiler büyük bir panikle etrafındaki her şeyi döküp kırarak, masaların üzerinden atlayarak kaçmıştı. Birkaç çığlık sesinin yükseldiğinin farkındaydım.

Neyse ki ne yaptığımı anlamam da kısa sürmüştü. Yalnızca birkaç santimlik mesafe kadar kısa. Caroline'ın büyük camlardan birini parçalayarak dışarı uçmasına birkaç santim kala onu durdurdum. Eğer bunu başaramasaydım Caroline hayatını bile kaybedebilirdi.

Elementi serbest bıraktığımda Caroline sert bir şekilde yere düştü. Yemek salonuna öylesine yoğun bir sessizlik çökmüştü ki, mutfakta akan suyun sesini duyabiliyordum.

Caroline kafasını kaldırıp bana baktığında, tüm gözler bana döndü.

"Benden ne istiyorsunuz?"

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu