BÖLÜM 3~ YA NASİP

4.5K 296 228
                                    

Hayat bir hengameydi.

Yaşayabilenlerin yaşadığı, yaşayamanların ise hayatı kendine zehir ettiği bir hengame.

Hayat iki hece bir kelime olmasına rağmen .. Ömrümüzü içinde barındıran kocaman senelerdi. Kimininki bir yıl kimininki otuz kimininde yüzyıl yaşadığı bir ömürdü hayat..

Kimine göre mutlulukla, huzurla, sağlıkla, aşkla  ve şükür ile geçerken.. Kimine göre ise mutsuzlukla, huzursuzlukla , sağlıksız, hayata bağlayan bir sevda olmadan sadece sabr ile geçen zamandı..

Ortak bir noktası vardı iki farklı hayatların ikiside " Rahim den gelen İmtihandı"..

Kiminin kazandığı kiminin ise kaybettiği bir imtihan ..

Rabbim, dünya içerisinde yaşadığımız sınavlarımıza çalıştığımız gibi, asıl önemli olan  "Ahiret" sınavına da çalışanlardan eylesin .. Amin..

Yazarak kapamıştım pembe renkle kaplı ,  içerisinde bembeyaz yaprakları olan , benim için hayatımın özel anlarını paylaştığım defterimi..Çok severdim deftere yazı yazmayı benim için bir terapi gibiydi. Bunlarda rahatlama seanslarım dı..

Saate bakmamla kursa geç kalacağımı anlayarak hızla kalktım oturduğum sandalyemdem. Üzerime siyah renkli feracemi geçirerek siyah eşarbımıda yaparak çantamı omzuma atıp altındaki eşarbımı çıkarttım. Kapının ağzında bulunan boydan aynaya bakarak kapının kulpunu indirdim.

"Anne ben çıkıyorum" diye bağırmam kayıtsız kalmıştı . Evde çoğu zaman olduğu gibi tek başımaymışım. Bu duruma alışık olduğum için üstelemeden ayakkabılarımı giyip merdivenleri ikişer ikişer indim.Tertemiz olan apartman merdivenlerini kullanmayı asansör kullanmaktan daha çok seviyordum.

Tam apartmandan çıkacakken elim feracemin cebine kaydı. Cebimin içerisinde yer alan siyah beyaz kulaklığımı diğer cebimde bulunan  mp3'üme takıp yoluma devam ettim. Karışık fon müziklerinden ve canlı ilahilerden oluşan parçalar sırayla çalmaya başladı.

Kursa gelene kadar kafamda bin bir türlü hayallerim sıraya dizilerek  sırasını kaçırmadan film şeridi gibi akıp gitmeye devam ediyordu. Bu kafayla ders işlenmesi zor olsa da mecburi olarak işlemek zorundaydım.Bir yılımı daha ziyan etmek istemiyordum. Bu yıl bile fazlasıyla sıkılmıştım derslerden, birde seneye aynı yollarda gel git yapmak istemiyordum.

Eziyet gibi geliyordu çektiklerim. Tevekkeli değildi ama bana zor geliyordu.Kursa geldiğimde ders işlediğimiz sınıfta kimseyi göremeyince  her zaman ki yerimi aldım . 

Halk eğitim merkezinin böyle güzel bir iş yaparak üniversite sınavı için hazırlık yapması iyi olmuştu. Ben keyfi olarak özel bir dershaneye gitmek istememiştim.  Ama gidemecek durumda olan kardeşlerimiz vardı . Onlar için güzel bir proje oluyordu. Sınıfta belirli bir süre bekleyince sıkılmaya başladım. Telefonumu evde koyduğum için sınıftaki kızlarıda arıyamıyordum. Gözlerim öğretmen masasının üzerinde duran ders programına ilişince dersimizin yarım saat sonra başlayacağını,  bir sonraki günün programı ile karıştırdığımı fark ettim. Bu günlerde hep böyle bir şeyleri ya karıştırıyor yada tamamen unutuyordum.

 Sebebini strese bağlı olarak diye düşünsemde altında yatan başka şeyler vardı. Tozlu raflara kaldırdığım geçmişimde  tek başıma biriktiğim anılarımla doluydu beynimin içi  o yüzden bir türlü toplayamıyordum.

Sınıfa gelen kız-erkek karışımı bir gruba bakınca bile "O" geliyordu aklıma.Ne alakası vardı bilmiyorum. Sadece çat pat hatırladığım yüzü geliyordu gözümün önüne ve zihnimde yankılan bir söz.

KALBİN BİLİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin