XIV: Bir Düş Gerçekleşiyor

322 5 0
                                    

XIV: Bir Düş Gerçekleşiyor

Bütün eşyalarımı karaya çıkartıp sağlama aldıktan sonra yeniden sandalıma gittim ve kıyı boyunca kürek çekerek onu gizlediğim önceki sığınağına götürüp, her şeyi yerli yerinde ve sakin bulduğum barınağıma döndüm. Şimdi yeniden dinginleşmiş, eski yaşam tarzıma dönmüş ve ev işleriyle meşgul olmaya başlamıştım. Bir süre epey huzurlu yaşadım, yalnız artık eskisinden daha ihtiyatlıydım, sık sık ortalığı gözetliyor ve fazla dışarı çıkmıyordum ve yerimden kıpırdayacak olursam da hep adanın doğu tarafına gidiyordum, çünkü vahşilerin hiç gelmediğine emin olduğum ve başka yere giderken hep yanımda taşıdığım tüfekle cephaneyi yüklenmeden ve yığınla önlem almadan da gidebileceğim bir yerdi burası.

Bu koşullar altında aşağı yukarı iki yıl daha geçirdim, ama bana bedenimin her zaman dertlere atılmak için var olduğunu anımsatan bu talihsiz başım, iki yıl boyunca bu adadan gitmeyi nasıl becereceğime ilişkin plan ve projelerle dolup taştı. Sağduyum bana, orada bu yolculuğun sıkıntısına katlanmaya değecek bir şey bulunmadığını söylese de kâh şu yoldan, kâh bu yoldan enkaza bir sefer daha yapmaya niyetleniyordum bazen; eğer Sale'den yola çıktığım sandal elimde olsaydı nereye gittiğimi bilmesem de denize açılmayı göze alırdım herhalde.

İçinde bulunduğum koşullara bakınca ben, insanoğlunun çektiği acıların –bildiğim kadarıyla– yarısına neden olan o onmaz hastalığa tutulmuş olanların simgesiydim basbayağı; yani Tanrı'nın ve doğanın onları yerleştirdiği basamaktan memnun olmayanların simgesi. Çünkü ilk koşullarımdan ve babamın kusursuz öğütlerinden ders çıkartmayıp onlara karşı gelişim ilk günahım diye adlandırılabilecek suçuma neden olmuş, sonradan aynı türden hataları sürdürmemin sonucunda bu sefil duruma düşmüştüm, çünkü Tanrı beni Brezilya'ya son derece şanslı bir çiftçi olarak yerleştirip, sınırlı arzularla kutsadığında sabırlı davranıp durumuma rıza göstermiş olsaydım şimdiye kadar –yani bu adada geçirdiğim süre içinde demek istiyorum– Brezilya'nın önde gelen çiftçilerinden birisi haline gelmiştim; hatta daha da fazlası, çünkü orada yaşadığım kısacık sürede gösterdiğim ilerleme ve kalsaydım muhtemelen yapacağım sıçramayla yüz bin Portekiz altını değerinde servete sahip olabilirdim. Peki yerleşik bir düzeni, gelişip büyüyen, bereketli bir çiftliği bırakıp da biraz sabır ve zamanla, memlekette zenciler bollaşınca işleri onları getirmek olanlardan kendi kapımızda satın almak dururken, Gine'den zenci getirmek için geminin yük memuru olmama gerek var mıydı? Üstelik de bize biraz daha pahalıya patlayacak olsa bile aradaki fiyat farkı yine de bu kadar büyük bir rizikonun yanında hiç kalırdı.

Ama genellikle toy kafaların kaderi böyle olduğundan, tıpkı şimdi benim akıl ettiğim gibi, bunun ne kadar aptalca bir iş olduğunu akıl etmek uzun yılların ya da pahalıya patlayan deneyimin sonucu oluyor. Yine de bu hatalar ruhumda öyle derinlere kök salmıştı ki içinde bulunduğum durumla yetinemiyor, sürekli buradan kaçma yollarını arıyor, olasılıkları tartıyordum. Büyük ir zevkle hikâyemin geri kalanını okura anlatmaya devam edebilirim, ama kaçışıma dair ilk aptalca planlarımı, bunları hangi temellere dayandırarak hareket ettiğimi aktarmak pek de münasebetsizlik olmaz.

Enkaza yaptığım son yolculuğun ardından firkateynimi her zamanki gibi bağlayıp suyun altında güvene aldıktan sonra kaleme çekilip eski konumuma döndüğüm sanılabilir: Aslına bakarsanız eskisine göre daha büyük bir servetim vardı, ama o kadar da zengin sayılmazdım; servetleri Peru yerlilerine İspanyollardan önce ne kadar faydasız geliyorsa benimki de öyleydi.

Mart'taki yağmur mevsiminin ve bu ıssız adaya ayak basışımın yirmi dördüncü yılının yağmurlu gecelerinden birisiydi; yatağıma ya da hamağıma uzanmıştım, uyanıktım, sağlığım oldukça yerindeydi, hiçbir ağrım, huzursuzluğum yoktu; birazdan anlatacağım şeyin dışında ne bedensel ne de kafamı her zamankinden daha fazla kurcalayan herhangi bir zihinsel rahatsızlığım vardı. Fakat uyumak için hiçbir biçimde gözlerimi kapatamıyordum; yok, bütün gece boyunca gözümü bile kırpmadım.

Robinson CruoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin