Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gökyüzü: Akşam yolculuğu olacak.
Pandomim: Keyifli olacak.
Gökyüzü: Bana neden Gökyüzü dediğini tam olarak açıklamış sayılmazsın. Söylesen mi?
Pandomim: Gökkuşağını oldum olası severim ve gökyüzü olmadan gökkuşağı güzel durmaz. O yüzden, gökyüzümsün. Yağmurlar da senin mürekkebindir. Yani değer verdiğimden öyle hitap ediyorum.
Gökyüzü: Edebiyat yapma diyeyim mi?
Pandomim: Bugün sorduğun her soruya böyle cevap vereceğim o zaman.
Gökyüzü: O zaman soru sorayım. Başlıyorum. Nasıl böyle olgun biri oldun?
Pandomim: Frida, "İnsanı olgunluğa götüren en hızlı at, ıstıraptır." demiş. Haklı. Varsın yaksınlar canımı. Kırılmayacağım. Sadece daha da güçleneceğim.
Gökyüzü: Vay, güzel. Peki en nefret ettiğin şey ne?
Pandomim: Ruhtaki yaralar asla iyileşmez. En kötüsü de hatırladığın anda tekrar kanamaya başlar. Yani güçlü hafızamdan nefret ediyorum çünkü kötü anıları çok net hatırlatıyor.
Gökyüzü: Evet, ondan hiç söz etme zaten. Neyse, bugün soru sormaktan vazgeçtim. Anlaşılan böyle şeyler sordukça ruhundaki yaralar tekrar kanayacak.