25-Çok fazla neden diye soruyorsun.

41.6K 4K 4.6K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI : Imagine Dragons - Believer 

Bu bölüm sonlara doğru biraz kafanızı karıştırabilir. Fakat bir şekilde bir şeyleri açıklığa kavuşturmaya başlamış olmam lazımdı. Bu da onun başlangıcı. Bu arada 25 bölüm olmuş. Hikayeyi yarıladık hatta yarısını geçtik bile sayılır. :')

Keyifli okumalar. Yorum yaparsanız sevinirim. :*

25|Çok fazla neden diye soruyorsun.

JUNGKOOK

Karanlık bir hissin beni kuşatması zor olmamıştı. Etrafımı çeviren hüzün bulutları da yeni değildi. İçimde tükenmek bilmeyen o heyecanın aksine bir şekilde kendimi kötü hissetmek konusunda da ustalaşmıştım. Taehyung'la yaşadığımız o dakikalar hala tüm çıplaklığı ile zihnimi işgal ediyor, bambaşka bir aleme geçiş yapmamı sağlıyordu. Kendimi iyi hissediyordum. Mutlu, rahatlamış, hemen hemen tasasız. Fakat bir şekilde o karanlık his oradaydı işte. Her yanımı işgal ediyor, şüpheyle dolmamı, huzursuz olmamı sağlıyordu.

Ona sıkıca sarılmıştım. Gitmesini istemiyordum. Benim kıyafetlerim içerisinde bana sarılırken bu yataktan çıkmasını istemiyordum. Yaşadığımız şey çok güzeldi. Tüm herkesin önünde beni sahiplenmesi, onlara söyledikleri, konuştukları her şeyin boş olduğunu göstermesi çok güzeldi. Kollarının arasında olmak çok güzeldi.

"Sevgilim." dedi saçlarıma bir öpücük bırakırken. "Artık gitmem lazım." Onu sıkı sıkı sarıyordum saatlerdir. Gitmesini istemediğimi biliyordu. Ses çıkarmamıştı. Onun yanına gidecekti, istemiyordum. "Jungkook." dedi. Daha sıkı sarıldım. O yaşadığımız şey beni mayıştırmıştı iyice. Utancım hala çok tazeydi ve hayatım boyunca kendimi hiç böylesine şehvetle sarmalanmış hissetmemiştim. "Gitme lütfen." dedim. "Birlikte uyuyalım."

Biraz duraksadı. Saçlarımda dudaklarını hissettiğimde hafifçe kıpırdandığına şahit oldum, derin bir iç çekerek kollarımı çözdüm. "Gideceksin." dedim. Bana doğru eğildi, dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Sakince öptü. Alt dudağımı dudakları arasında ezdi bir süre. Sonra yavaşça geri çekildi. "Yarın okulda görüşürüz, tamam mı?" dedi. Gözlerinin içine bakarken yeniden o olaylar gelmişti gözümün önüne. "Vadi'ye mi gideceksin?" diye sormuştum. Yattığı yerden doğrulmuş, ayağa kalkmıştı. "Hoseok'un yanına mı gideceksin?"

"Evet." demişti sadece. Midemde bir sancı vardı şimdi. Kendime engel olamıyordum.

"Neden oraya gidiyorsun?" diye sordum. "O insanlar berbat insanlar Taehyung. Onlar..."

"Garip mi?" dedi. Yüzünü bana dönmüştü ve dikkatle yüzüme bakıyordu. Duraksamıştım.

"Tehlikeli..." demiştim. "Orası tehlikeli." Taehyung'un dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Hala onu anlamıyordum. Hiç anlamayacaktım belki de. "Jungkook bunu bana mı anlatıyorsun?" Korkuyla ona bakıyordum. Sesi sert çıkmıştı şimdi ve ben söylediğime anında pişman olmuştum.

"Neden onun yanına gidiyorsun?" demişti kısık bir sesle. Masanın üzerine bıraktığı telefonunu almıştı ve cebine koymuştu. Kısık sesli gülüşü bana ulaştığında oturduğum yere daha da sinmiştim. "Son günlerde çok fazla neden diye soruyorsun." demişti. Birden bire daha önce aramızda geçen bir konuşma yankılanmıştı zihnimde. Neden sen biliyor musun demişti o zaman bana. Çünkü asla neden diye sormuyorsun.

"Üzgünüm." demiştim .Biraz önceki mutluluğum huzurum solup gitmişti. "Çok üzgünüm." Derin bir iç çekmişti. Bana doğru yaklaşıp kollarıyla beni sararken ona sarılmıştım. "Önemli değil."demişti. "Sorun yok. Üzülme sen." Dudaklarını enseme bastırmıştı. Sonra geri çekilerek alnımı öpmüştü. "Hesap soracağım sadece tamam mı?" demişti. Bana açıklama yapıyor oluşu gülümsetmişti. "Öğrenmem lazım. Bunu neden yaptı?"

We Turn Red | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin