23-Ona neden anlattın?

39.7K 4.2K 3.7K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Coldplay- The Scientist

 23- Ona neden anlattın?

Bir el kalbimi sıkıyormuş gibi hissediyordum. Boğulduğumun somut bir kanıtı yok gibiydi fakat aldığım nefes yetmiyor, ciğerlerimi dolduran hava canımı yakıyordu. Kendimi hiç ölesiye yorgun hissetmemiştim fakat şimdi çok yorgundum. Dizlerimi kendime çekmiş, öylece yerde oturuyordum. Jimin tam önümde bağdaş kurmuş, sessizce beni izliyordu ve benim boş odada sadece iç çekişlerim yankılanıyordu. Düşüncelerimi işgal eden tek bir şey vardı. İnsanların konuşmalarından beni daha çok yaralayan tek bir şey. Kendime gelemiyordum bu yüzden ve her ne yaparsam yapayım kendime gelemeyeceğimi de biliyordum.

"Onu aramamı ister misin?" demişti Jimin. Sesi oldukça kısıktı ve ağlamamdan nefret ettiğini biliyordum. "Yanına gelsin ister misin?" Kimden bahsettiğini biliyordum fakat ona cevap vermemiştim. Dizlerimin üzerine kapanmıştım, ağlıyordum ve susmak isteyeceğim son şey bile değildi. Son günlerde fazla dolmuştum. Bu en büyük patlamamdı.

"Onu arıyorum." demişti, tekrar. Çantamı çektiğini hissetmiş, kıpırdamamıştım. Sonra onun sesini duymuştum. "Ben Jimin." demişti ilk önce. "Çok ağlıyor. Buraya gelebilir misin?" Bir şeyler daha konuşmuştu fakat kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Anlamamıştım. Artık sesler çok uzaktan geliyormuş gibiydi. Jimin yavaşça saçlarımı okşuyordu. O da konuşmuyor, sadece yanımda olduğunu hissettirmekten başka bir şey yapmıyordu. Güzel olan her şeyin sonunun hayal kırıklığı olması hiç bu kadar keskin bir şekilde yüzüme çarpmamıştı. Canım acıyordu ve bunun sorumlusu oydu.

"Ağlama Jungkook." dedi fısıldayarak. "İnsanlar böyle işte. Konuşurlar sürekli. Lütfen ağlama." İnsanların konuşup konuşmaması umrumda değildi. Başından beri insanlar konuşuyordu zaten. Benim hakkımda da Taehyung hakkında da. Beni yaralayan şey o idi. Hep o olmuştu. "Jungkook.." dedi. Dudaklarımın arasından bir hıçkırık daha koptu ve başımı hafifçe kaldırıp Jimin'e baktım. Ne halde olduğumu bilmiyordum, nasıl göründüğüm konusunda bir fikrim yoktu. Fakat Jimin'in dolu gözlerini görmemle çok da iyi görünmediğimi fark ediyordum.

"Neden ona söyledi?" dedim çatlak sesimle. Jimin gözlerimin içine bakıyordu ve hiçbir şey söylemiyordu. Bunu ona sormamın anlamsız olduğunu biliyordum. Bunu sormam gereken tek bir kişi vardı."Gelecek..." dedi Jimin. "Çağırdım onu tamam mı? Sakinleş." Hafifçe güldüm. Fakat bu acı dolu bir gülüştü. Sonra tekrar başımı dizlerime gömdüm ve bekledim. Çok geçmemişti. Jimin hala saçlarımı okşuyordu ve kapı büyük bir gürültüyle açıldığında saçlarımı okşayan elleri durmuş, hafifçe başımdan çekilmişti.

"Sizi yalnız bırakayım." dediğini duymuştum. Sonra etrafımda olan hareketleri hissetmiş, kapının kapandığını duymuştum. Jimin'in ellerinin yerini başka birinin elleri almıştı. Saçlarımın arasına giren parmaklarla birlikte dudaklarımın arasından bir hıçkırık daha kopmuştu. Onu artık en ufak bir dokunuşundan bile tanımam beni bitiriyordu.

"Ağlama." demişti. Sesinden bile deli gibi acı çektiğini anlayabiliyordum. "Jungkook herkesi öldürmek istiyorum. Ağlama lütfen." Omuzlarım sarsılırken bana sarıldığını hissetmiştim ve ona doğru yaslanmaktan kendimi alıkoyamamıştım. Saçlarımın arasına bırakılan öpücükler ağlayışlarıma eşlik ediyordu ve beni kollarının arasında sıkıca tuttuğunda başımı dizlerimden ayırıp göğsüne yaslanmama engel olamamıştım. Parmaklarım gömleğini bulmuş, sıkıca tutmuştum. Başımı boynuna gömdüğümde daha sıkı sarılmıştı bana.

"Sakinleş sevgilim." diye fısıldamıştı. Sakin olamıyordum. Ona çok sinirliydim. Çok fazla üzgündüm ve çok ama çok fazla hayal kırıklığına uğramıştım. "Üzgünüm, lütfen sakinleş." Derin derin nefesler almaya çalıştım. Sakin olmaya kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi kapatmış, kaç dakika öylece kaldığımızı bilmiyordum. Parmakları yavaşça sırtımda dolaşıyordu ve sakinleştirici dokunuşlarını sunuyordu. Beni bu hale getirenin o olması fakat yine de onun kollarında sakinleşmem adaletsizliğin son örneğiydi.

We Turn Red | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin