13 : late night meeting with a stranger

2.5K 255 164
                                    

Yatağımda öylece uzanıp telefonda geziniyordum. Uykum yoktu, bu bir ilkti evet. Canım ilk defa kitap okumak veya dizi izlemek istemiyordu. Hatta beynim düşünme eylemini bile gerçekleştiremeyecek kadar durgun ve sıkılmıştı.

Günlerden çarşambaydı. Hafta sonu olan o Mark trajedisinden sonra okulda onu pek görmemiştim. Hatta sınıftan çıkmamıştım desem yeriydi. Onunla karşılaşmak istemiyordum çünkü karşılaşırsam ne söyleyeceğimi de bilmiyordum. O yüzden boşuna muhattap olmuyordum. Zaten umurumda da değildi.

Ayrıca dün okul çıkışı Yukhei ile hastaneye gitmiştik. Aslında onun annesi doktordu, sadece ziyarete gidecekti ve benim de kolumdaki dikişleri söktürmem gerekiyordu. Böylece beraber gitmiştik.

Ve bana bende bir değişiklik olduğunu söylemişti. Neyden bahsettiğini anlayamamıştım çünkü tüm yolculuk boyunca o konuşmuş, ben sadece dinlemiştim ㅡçoğunlukla dinliyor gibi yapmıştım.

Ne alaka diye sorduğumda gülüp geçiştirmişti.

Dalga geçtiğini anlayamayacak kadar salak değildim. Fakat ilk dakikalar kendimi sorgulamıştım. Gerçekten değişmeye mi başlıyorum?

Cevap ise tabii ki hayırdı.
Bir akşam içimi döküp kavgalı olduğum biriyle barıştım diye hemen sosyalleşmeye, her şeyi söküp atmaya meyilli bir insan değildim. Her şey bu kadar basit olsaydı eminim bunu önceden yapardım.

Kısacası bende hiçbir değişiklik yoktu. Yine herkes görebilsin diye betondan yaptığım mesafe duvarım vardı. Yukhei'ye karşı bile vardı. O duvarı sadece Mark için indirmiştim.

Fakat bir şekilde Mark'ın kimse fark etmesin diye görünmez olan mesafe duvarlarını bana karşı indirmediğini hissediyordum. Kimseye karşı.

Ne bileyim, fazla mükemmel değil miydi? Ullzang bir kız arkadaşı, bir sürü dostu olması, derslerinde başarılı olması, sporda ve müzikte olan yeteneği, ailesiyle iyi geçinebilmesi... Her şey fazla harikaydı. Ve ben Mark'ın gerçek yüzünü herkese gösterdiğini sanmıyordum.

Ben de göstermiyordum ki. Aslında bu kadar soğuk değildim. Biriyle eğer çok, çok ama çok yakınlaşırsam ve ona tamamen güvenirsem, o kişi benim de geri zekalı ergenin teki olduğumu görebilirdi. İlgiye ihtiyaç duyan bir ergen.

Evet, bunu da açıkça belirtebiliyordum. İlgiye ihtiyacım vardı. Çünkü kendi soğukluğum ilgiye olan o sıcak ihtiyacı daha da belirginleştiriyordu.

Instagram'da Bo Ra'nın ismini arattım. Birden gaza geldim ve en sondaki fotoğrafına girip etiketlediği hesaba tıkladım. Mark'ın hesabına.

Hesap önümde açıldığında takip isteği at tuşu önümde duruyordu.

Eğer biraz da olsa onun duvarlarını yıkmak istiyorsam ben de adım atmalıydım. En azından sevgilim olmasa da, iyi bir dost olabilecek kapasitedeydi.

Parmağım tuşa doğru uzandı...

Birden telefonumun ekranı karardı ve titremeye başladı. Biri beni arıyordu.

Oflayarak kırılan cesaretimle arayan kişinin ismine baktım. "Yukhei?"

Beni niye arıyordu ki?

Telefonu açtım. "Alo?"

"Alo?"

"Efendim Yukhei?"

Burnunu çekişini duydum, ayrıca araba seslerini.
"Hiç, n'aber?"

Kaşlarımı hafifçe çattım. N'aber mi?

"İyidir senden?"

"Ben de iyi," dedi ve hafifçe güldü. "Şey, bir şey soracaktım. Tabii kabul eder misin bilmiyorum ama..."

FetishHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin