Belkileresıgınanadam: Sen tutamayacaksın anlaşılan, ben kendi çabamla atmaya çalışayım.

Belkileresıgınanadam: Çekil pencerenin önünden de, suratına falan gelmesin.

Yavaşça bir iki adım gerileyip bekledim. Tuhaf bir insandı ve tuhaf bir şekilde bu tuhaflığı hoşuma gidiyordu. Kafamı yavaşça iki yana sallayıp güldüm. Birkaç dakika sonra hırkasını ulaştırmayı başarmıştı. Hırkayı alıp yatağımın üzerine bıraktıktan sonra yeniden cama çıktım.

"Allah razı olsun." dedim sessizce. Birisi şu anki halimi görse, rezil olurdum. Gerçekten, rezil olurdum. 

Belkilersıgınanadam: Rica ederim.

Belkilersıgınanadam: Düşündüm ama hatırlayamadım, umarım okulda giymemişimdir o hırkayı.

Belkileresıgınanadam: Hoş, giymiş olsam da sen fark etmemişsindir zaten.

"Evet, muhtemelen fark etmemişimdir zaten. İnsanları incelemiyorum."

Belkileresıgınanadam: Biliyorum.

Belkileresıgınanadam: Beni bu kadar zamandır fark etmemiş olmanın sebebi de bu zaten.

Belkileresıgınanadam: Neyse, aşağı bakar mısın seni görmek istiyorum.

Aşağı bakıp güldüğümde, ekranını kapatıp kafasını kaldırdı. "Yaptığım şeye bak ya." derken hâlâ gülüyordum.   

Belkileresıgınanadam: Tamam, bu gülüşü duymak için dünyanın öbür ucuna bile giderim.

Belkileresıgınanadam: Ama n'olur bu kadar çok gülme.

Belkileresıgınanadam: O gülüşü benden başkası duyacak, görecek diye ölümüne korkuyorum.

Belkileresıgınanadam: Bir de, sen gülünce ortaya çıkan o manzaradan mahrum olmak çok üzücü.

Renklerindenarınankadın: Gitsen mi artık?

Belkileresıgınanadam: Neden konuşmayıp yazmayı tercih ettin?

Renklerindenarınankadın: Kendi kendime konuşmaktan sıkıldım.

Belkileresıgınanadam: Peki.

Belkileresıgınanadam: Bir kere daha bak da aşağı, gideyim.

Sırıtarak aşağı baktığımda telefonun ekranı karardı. "İyi geceler." dedim kısık sesle. Kapüşonunu kafasına geçirip hızlıca ilerlediğinde içeri girip penceremi kapattım. Tuhaf bir geceydi ama güzeldi. Hırkayı alıp burnuma götürdüğümde hafif bir koku sardı etrafımı. Çok hafif bir kokuydu ama büyük bir rahatlama etkisi yaratmıştı bende. Hırkayı dikkatli bir şekilde masamın üzerine bırakıp yatağa girdim. Gözlerimi kapattığımda bile yüzümdeki tebessümden kurtulamamıştım. 

Gözlerim kapalı bir şekilde harcadığım saatler sonunda sıkıntıyla nefes verip gözlerimi açtım. Neden uykum gelmiyordu? Saatlerce dönüp durduğum yatağım artık dar gelmeye başladığında yattığım yerde doğruldum. Uyuyamıyordum ve bu çok sinir bozucu bir durumdu. Telefonumu elime alıp ileti kutuma girdim.

Renklerindenarınankadın: Gölge.

Renklerindenarınankadın: Uyuyorsundur tabi...

Renklerindenarınankadın: Ve muhtemelen uyandığında ilk olarak neden bu saatte sana yazdığımı düşüneceksin.

Renklerindenarınankadın: Ben de bilmiyorum.

Renklerindenarınankadın: Sadece, uyku tutmuyor ve ben de refleks olarak sana yöneliyorum.

Renklerindenarınankadın: İstediğin oluyor sanırım.

Renklerindenarınankadın: Yavaş yavaş hayatıma sızıyorsun. Her an seni düşünüyorum, çok saçma ama elimde değil. Mesela her kahve içişimde aklımda beliren ilk şey sen oluyorsun. Sabah uyanır uyanmaz ilk düşündüğüm şey ileti kutuma bakmak oluyor sayende. 

Renklerindenarınankadın: Düşünsene, uyuyamıyorum, sana yazıyorum. Üzgün olduğumda sana koşuyorum. Sinirliyken kendimi sende buluyorum. Çok garip değil mi? Ne alaka yani? Senin adını bile bilmiyorken bütün bunlar çok saçma.

Renklerindenarınankadın: Nasıl yapıyorsun bilmiyorum, neden bu şekilde sana çekiliyorum bilmiyorum, sende bana iyi gelen şeyin ne olduğunu bilmiyorum. 

Renklerindenarınankadın: Ama eğer, beni sana güvendiğim için pişman edecek olursan seni mahvederim. Bunu biliyorum.

Renklerindenarınankadın: İyi geceler.


🍒

TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now