ÖLÜMDEN ÖNCE SON YEDİ.

6.4K 740 254
                                        

Merhaba. Gif çok güzel bence.. Sizinle kar topu oynayalım!

🌹

Ölmeden önce son yediden yazıyorum,

Son deme yedi kaladan.

Gün mü, yoksa gece mi bilmiyorum. Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim. Ellerimde bir uyuşma, parmaklarımda bir seğirme, aklımda bir kayıp... Y, uçurum mu ayağımıza geldi, biz mi uçuruma yürüdük? Uçurumdan düşersem mi ölürüm, seni itersem mi yaşarım? Bence seni itersem yaşarım ama yaşamak istemiyorum. Kendinden geçiyorum Y, senden nasıl geçilir öğrenemiyorum. Ayaklarımın altında bir şeyler var, ayak parmaklarımı gıdıklıyor. Biraz da acıtıyor ama inleyemiyorum.

Bir uçurumun kenarındayız. Yanımdasın. Ve bir o kadar uzağımdasın. Nasıl tahammül edebiliyorum, inan bilmiyorum. Saçların uçuşuyor. Tanrı şahit, saçlarının yastığımda bıraktığı koku kadar sendeyim. Oturuyoruz. Aramızda ne kadar mesafe var? Bakmıyorum. İlgilenmiyorum. Hava esiyor galiba biraz. Serzeniş ediyorsun, sevmezsin soğuğu. Üşüyorum, kollarımı sarıyorum gövdeme. Gözlerin değiyor gözlerime. Kendimden geçiyorum. Öyle geçiyorum ki, hafifçe yerimde kayıyorum. Kıkırdıyorsun. Şaşkın diyorsun, bununla eğlenerek. Düşeceksin.

Düşerim, hiç üzülmem. Düşmeden önce seni göreceğim! Sen... Sen bunun ne kadar güzel olduğunu asla bilemezsin. Dudağımı ısırıyorum. Düşersem diyorum, içine düştüğüm gözlerine bakarken. Kurtarır mısın?

Niye hep gülüyorsun? Komik bir şey söyleyip söylemediğimi merak ediyorum. Bana gülümsediğinde neden öldüğümü henüz çözemedim. Seni kurtarmam için diyor, parmakları zarafetle düzeltiyor saç tutamlarını. Atlamam lazım. Seni kurtarmak uğruna kendimi öldürmemi ister misin?

Düşünmüyorum. Kendine düşünmek için zaman dahi vermiyorum. Tanrım beni bağışla. Y, beni bağışla, bunu düşünebildiğim için affet beni. Utanıyorum kendimden. Nasıl düşünebilirim ki, benim uğruna ölme ihtimalini? Ben buna değeceğimi nasıl düşünürüm? Değmem. Değemem. Parmaklarına uzanıyorum. Bunu yaparken öyle korkuyorum ki, biraz daha utanıyorum kendimden. Beni izliyorsun. Beni izlerken, benim seni izlediğim gibi görünmüyorsun. Parmak boğumlarından öpmek istiyorum. Öyle istiyorum ki dudaklarım sızlıyor. Yanağımı yaslıyorum avuç içine. Pek etkilemiyor bu seni, ama ben baştan ayağı titriyorum. Affet diyorum, mahcubum bayağı. Affet Gökyüzüm, değmem ben senin tarafından kurtarılmaya.

Gülüşünün sesi dolduruyor kulaklarımı. Kendi tebessümlerden utandırıyor beni. Belki değersin diyor, sesi şarkı gibi dolanıyor kulaklarıma.

Değmem diye ısrar ediyorum, aksine mümkünatı yok inanmam. Ölme sen. Ben düşer ölürüm.

Yok diyor sessizce. Sen de ölme.

Hem diyorum, onu inandırmak istercesine bir kararlılıkla. Ölmek o kadar matah bir şey değil. Yaşamak gibi, tatsız, tuzsuz ama bol acılı.

Elini alıyorsun yanağımdan. Yetimim o andan sonra. Öksüzüm. Kimsesiz ve hiçim. Bir kadın nasıl sevmez onu öğretiyorsun bana. O an sevilen erkeklere imreniyorum. Nasıl seviliyorlar acaba, merak ediyorum. Olsun diyorum kendi kendime, içimden. Sen bir adamı sevmeyecek en güzel kadınsın. Elinin yokluğu yanaklarımda. Nasıl sızlıyorsun bedenimde. Yokluğunla baş edemeyecek kadar güçsüzüm.

Zorsun, diyorum. Tabi bunu derken seni kırmaktan deli gibi korkuyorum.

Tekrar ve tekrar kıkırdıyorsun. Niye? Ben matematik problemi miyim?

Gülecek gibi oluyorum, belli belirsiz, flu bir tebessüm dokunuyor dudaklarıma. Yeter! Gülmem gerekmiyor. Sen gül yeter. Yoo diyorum, senin dalgalarına kapılıp. Matematik problemlerinden daha zorsun.

Dalga geçiyor benimle. Sen hiç matematik problemi çözdün mü?

Çözdüm diyorum, o benimle ilgilendi ya, deli mutlu oluyorum. Ama cevap yanlıştı.

Saçların daha çok uşuyor. Ben daha çok çarpılıyorum. Bedenim biraz daha aşağıya kayıyor. Sen biraz daha gülüyorsun. Seviniyorum. Seni güldürmemin gururu ve mutluluğunu yaşıyorum. Aptal diyorsun bana, biraz kırıyor beni ama kabul edemiyorum. Sadece şaka yaptığına inanmak istiyorum. Matematik problemi çözemedin, beni mi çözeceksin?

Cevap veremiyorum. Haklı. Çok haklı! Aptalım ben. Öğrenemiyorum. Onu çözemeyecek kadar yetersizim. Uçuruma çeviriyorum gözlerimi. Ona baktıktan sonra karşımdaki manzarada tıpkı benim gibi yetersiz! Az kalıyor gözüme. Yine onu görmeliyim. Sarhoş olmalıyım. Tanrı'nın yetim çocuğu diyorsun, sesin bin derdime bin şifa sanki. Ellerin nerede? Saçlarımda mı? Ne güzel bir rüyanın içerisindeyim? Peşimi hiç bırakmayacaksın değil mi?

Sesi şey gibi. Ne gibi? Sahi nasıl ki sesin? Kabullenmiş gibisin. Aynı anda bıkmış gibisinde. Bıkmış gibi? Korkunç. Çok korkunç. Benden bıkmış olman... Dilimi yutacak gibi oluyorum. Nefesim tökezliyor. Kendimi toparlamalıyım. Tanrı'nın yetim çocuğu diyorum, kendim oluyorum bu galiba. Pek sevmiyorum ama sen sevdiysen sevebilirim. Peşini bırakmayacak.

Bu bir seçenek değil, bir zorunluluk. Niye bırakayım peşini? Bir sebep olamaz bunun için. Saçının ucundan, ayak bileğindeki bene kadar seviyorum seni. Sevgiden fazlası ama asla azı değil. İç çekiyorsun. O zaman yazık diyorsun, sesin daha kısık. Kısa bir gülüş dokunuyor dudaklarına. Çok yazık.

O zaman yazık diyorum kendi kendime, çok yazık. Fakat sorun değil. Sen yazık edebilirsin bana. O zaman mutlu olurum. Bu cümlenin bir yerinde; başında, sonunda, ortasında sev varsın. Sen varsın ya, gerisi mühim değil. Y diyorum usulca. Atlayalım mı?

Elin saçlarımda. Elin hâlâ saçlarımda! Atladık diyorsun genişçe gülümseyerek. Düşüyoruz.

Ah, meğer seninle düştüğüm için bu kadar iyi hissediyormuşum. Seviniyorum. Ne yaptığımız önemli değil, birlikte olalım kâfi bana. Gülümsüyorum. Utanmasam ellerimi çırparak koşturacağım. Az sonra kalkmazsam iyi. Neyse ki zapt ediyorum kendimi. Hayalime dönüyorum. Karşılıklı gülüşüyoruz bu defa.

Benim en güzel bilinmezim,

Gökyüzümün Yanık Tenine vurulmuş bir adamım ben,

Gecenin güne duyduğu hasret zamanından yazıyorum sana.

Hep sana.

X, Y ve Z'leri anlamaya çalışmayın, zira her bölümde bir çelişki olduğunun farkındayım. Ama karşılıksız bir şeyler yazmakta güzelmiş, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Instagram: emineasr.
Twitter: emineasr.
AskFm: emineasr.

Size aşığım falan.❤








TENİ YANIK GÖKYÜZÜ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin