19.1-Sen bu hayata yakışmıyorsun.

40.4K 4.4K 5K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Oasis- Stop Crying Your Heart Out

Yoğunum, yoğunum hem de çok yoğunum. İki tane ödev teslimim var ve finallerime üç hafta gibi bir zaman kaldı. Üç tane roman okumam lazım. Bu yüzden bölümü iki parta bölüyorum tekrar. Daha fazla bekletmek istemiyorum çünkü. Yavaş ilerliyor olabilir ama 20. bölümden sonra olayları koparacağım ve daha hızlı ilerleyeceğine emin olabilirsiniz. 

Sizi seviyorum. Yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. Keyifli okumalar. :*


19.1- Sen bu hayata yakışmıyorsun.

JUNGKOOK

Karmaşanın ortasında tek başıma kalmıştım sanki. Parmaklarımın arasındaki parmaklar güven vermiyordu artık. Kalabalığın arkasından ilerlerken hiçbir şey söylemeden onu takip ediyordum. Çığlıklar, neşeli kahkahalara karışıyor, her hücreme kadar ürpermemi sağlıyordu.

Bu tip ortamlara alışık değildim. Barlara bile gitmezdim. Gittiğim en uçuk mekan üniversitenin iki sokak arkasında bulunan canlı müzik yapan bir yerdi. Fakat şimdi kendi karakterimden bağımsız, alakası bile olmayan ve asla yanına dahi yaklaşmayacağım insanların arasında, terk edilmiş bir deponun içindeydim. Taehyung'un beni her ne olursa olsun koruyacağını biliyordum. Fakat yine de kendimi güvende hissetmiyordum.

"Eğlence başlasın mı?" Önden bir yerden gelen bir yüksek bir ses ile tüm herkes daha da çıldırırken depodan dışarı çıkmış kendimizi boş arazide yürürken bulmuştuk. Birkaç kişinin arabalara yöneldiğini fark etmiştim. Arabaların arasından sıyrılıp yürümeye devam ederken yanımızdan hızla geçip giden, arada sırada koluma çarparak beni sendeleten insanlar yüzünden irkiliyordum. En sonunda tamamen toprak olan oldukça geniş bir düzlüğe gelmiştik. Herkes ortada toplanıp, birkaç tane araba insanların etrafında daire çizmeye başlarken Taehyung'a sokulmuş ve bakışlarımı şaşkınlıkla etrafta gezdirmeyi bırakıp ona çevirmiştim.

Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Burada olan şeyden zevk aldığını görebiliyordum. O buraya aitti. Buranındı sanki.

"Toplanın millet." Hoseok'un sesi yeniden kalabalığı bastıracak şekilde yankılandı. Arabalar etrafımızda daire çizmeyi bırakmış, durmuştu. Hoseok hızlı adımlarla arabalardan birine doğru yürüyüp üzerine çıktığında yeniden insanların bağırışı yankılanmıştı.

"J-Hope, J-Hope, J-Hope..." Defalarca ismi tekrarlanıyor, Hoseok yüzünde kendini beğenmiş, ukala bir gülümsemeyle sanki bir Tanrı'ya hitap ediyormuş gibi ismini söyleyen onlarca insana bakıyordu. Nasıl biri olduğunu bilmiyordum. Fakat önemli olduğunu artık görebiliyordum. Buranın iskeleti gibiydi sanki. Herkesin saygı duyduğu biriydi ve daha fazlası olduğu çok açıktı.

"Bugün sınırlarımızı biraz daha zorlayalım." diye bağırdı. İnsanlardan anında "Evet." diye bir ses yükselirken Hoseok'un yüzüne kocaman bir sırıtış yayıldı. "Bugün dibe batmanın tadına bir kez daha varalım." dedi. "Bugün yine hep beraber herkese meydan okuyalım." Çıldırmışlardı. İki elimle Taehyung'un kolunu tutup biraz arkasına geçerken dehşet dolu gözlerle bakıyordum onlara. Hoseok çıktığı aradan atlayarak yere inmiş ve gözden kaybolurken sadece sesini duymuştum.

"Oyun başlasın." diye bağırmıştı. İnsanlar son bir kez çığlık atarken birkaç saniye sonra etrafımızı saran arabaların alevler içerisinde kalmasıyla "Taehyung..." demiştim. Sesimdeki korku açıktı ve bakışlarımı Taehyung'a çevirdiğimde ben etrafımı izlerken onunda beni izlediğini fark etmiştim. Gözlerinde etrafımızı saran alevlerin yansımasını görüyordum. Parlak, yoğun bakışları beni esir alırken 'O bunu seviyor.' diye düşünmüştüm. 'Bundan hoşlanıyor.'

We Turn Red | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin