44. Bölüm : "Söz"

4.6K 309 28
                                    

Merhaba herkese.

Uzun bir aradan sonra tekrar geldim... Umarım herkes buradadır. Umarım sizi beni affedebilirsiniz. Gerçekten çok yoğundum, bilgisayarımı açamadığım zamanlar oldu. Bu yoğunluk beni her anlamda yıprattı.

Ama artık buradayım. Upuzun bir bölümle geldim.

Bir daha böyle uzun aralar vermemek dileğiyle bölümleri tekrar yayınlıyorum.

Sizi, yorumlarınızı ve bu ortamı çok özledim. 

Keyifli okumalar... Hatalarım affola...

--------------------------------------

(Zeynep'in Dilinden)

Hamileyim.

Doktor, beş buçuk haftalık hamile olduğumu söyledi. Bana bir sürü tavsiye verdi. Önceki tecrübeme göre bambaşka bir deneyim beni bekliyor, farkındayım.

Çok mutluyum. Heyecanlıyım. Meraklıyım.

Kerem, bütün bunları benden daha derin yaşıyor, görüyorum. Doktorun yanından çıkana kadar şaşkınlıktan tek kelime edemedi.

Bugün Kerem'in doğum günü olduğu için hastaneden çıkar çıkmaz soluğu bir kafede aldık. Önce kahvaltımızı yaptık. Sonra pastayı sipariş ettik, üzerine mum koymalarını istedim. Masada yan yana oturuyoruz. Kerem, Cihangir'i kucağına aldı. Elimi sımsıkı tuttu, güler yüzüyle yüzüme baktı. Gözlerinin içi parıldıyor.

"Daha özel bir parti planlayamadım. Özür dilerim. Böyle basit kaldı biraz"

"Hayır, mükemmel. Bu benim geçirebileceğim en güzel doğum günü. Sen bana mükemmel bir haber verdin. Bizim bir bebeğimiz daha olacak Zeynep. Bundan güzel hediye mi var?"

"Mutlu musun?"

"Şu an ne hissediyorum, bilmiyorum. İçimde havai fişekler patlıyor ama dışa yansımıyor herhalde. Önce bir sindirmem gerekiyor"

"Ben de öyleyim galiba. Bir durgunluk var ama aslında çok heyecanlıyım"

Birbirimize gülmeye başladık. Avucundaki elimi daha fazla sıktı.

"Pasta gelsin, yiyelim. Sonra hemen eve geçelim, güzelim"

"Olur"

Kucağındaki Cihangir'i, masaya bize dönük şekilde oturttu. O da meraklı meraklı bize baktı.

"Oğlum, naber?"

Cihangir, hafifçe gülümsedi. Kelimelerle henüz arası iyi değil. Sessiz kalmayı tercih ediyor. Ama mimikleri ve hareketleriyle bize ne demek istediğini gayet net anlatabiliyor.

"Az önce acayip bir haber aldık, biliyor musun? Mükemmel! Bomba!"

"Ahaha.. Anlat bakalım anlayacak mı?"

"Bir bebeğimiz olacak. Minik...senden biraz daha küçük. Yeni bir arkadaş, kardeş gelecek. Ailemiz büyüyecek. Çok eğlenceli, heyecanlı olacak, hazır mısın?"

Anlamış gibi başını salladı. Anlamadı tabi ki ama soru sorduğumuz için bir şekilde cevapladı işte. Gülüştük yeniden.

"Kerem, Cihangir bizden daha hazırlıklı olacak bence"

"Galiba"

Garson, üstünde mumu yanan pastayı masamıza getirdi. Kerem, Cihangir'i tekrar kucağına aldı. Mumu ve pastayı gören oğlum, gülerek alkışlamaya başladı.

Olmaktan Korktuğum YerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin