BÖLÜM ŞARKISI: Hurts- Somebody to Die For
Vize haftamda olduğum için ve daha fazla bekletmemek için bölümü iki parta ayırıp atıyorum. Diğer bölüm Cumadan sonra gelir. Yorum yaparsanız sevinirim. :*
18.1- Ya ben senin için doğru kişiysem?JİMİN
Konuşurken çok fazla düşünmezdim. Kelimeler dudaklarımdan zihin süzgecimden geçmeden çıkardı ve dudaklarımdan döküldüklerinde ise çok geç olurdu. Kalp kırıcıydım. Patavatsızdım ve arkadaşlık yapılması kolay biri değilim. Yine de beni böyle kabul eden insanlar vardı. Beni böyle seven insanlar ve değiştirmeye çalışmayan insanlar. Bu yüzden de hiçbir zaman kendimi değiştirmek için uğraşmamış, bu şekilde ilerlemeyi seçmiştim.
En azından onu görene kadar.
Beni sevmiyordu. Hani böyle basit bir cümle gibi gelebilirdi kulağa ama ' Hasiktir ya.' diye düşünüyordunuz. Sevmiyor işte. Kendimi hiçbir zaman değiştirmeye uğraşmamış olan ben onun için baştan ayağa değişmeye hazırdım fakat sevmiyordu işte. Bir insanın bir insanı sevmesi çok basit bir olay gibi görünüyordu fakat siktiğimin herifi sevmiyordu işte.
Birine bakmak daha önce hiç böylesine yakıcı olmamıştı. İçim acıyordu. Böyle göğsümde bir el vardı, kalbimi sıkıyordu, nefessiz kalmamı sağlıyordu sanki. Gülümsemelerimin sebebiydi. Fakat yüzümü güldüren kişi olduğundan da habersizdi. Bazen diyordum ki bunun nesini seviyorsun Jimin? Seni görmüyor, sana bakmıyor bile. Bir kelimesi için, sadece dudaklarından dökülecek tek bir kelime için dakikalarını harcıyorsun fakat o seninle konuşmuyor bile. Neden seviyorum diyordum. Hep soruyordum fakat cevap hep aynıydı. Nedeni yoktu. Ona bakarken bile içim giderken herhangi bir nedene ihtiyacım yoktu.
"Daha ne kadar gideceğiz?" diye sormuştum. Yoongi bakışlarını yola odaklamıştı ve yüzü ifadesizdi. Feci, dehşet bir şekilde seksi görünüyordu. "Az kaldı." demişti gözünü yoldan ayırmadan. "Buna inanamıyorum."
"Neye inanamıyorsun?" Yoongi derin bir iç çekmişti. Saçları darmadağınıktı. O saçlarda parmaklarımı dolaştırıp düzeltmek , sonra ise dudaklarından masum bir öpücük çalmak istiyordum. Onun boynuna sokulmak, orada dinlenmek istiyordum.
"Aptallığınıza." demişti sert bir sesle. "Jungkook nasıl onunla gider? Daha ne kadardır tanıyor ki? Sen nasıl gitmesine izin verebilirsin?"
"İki haftadır..." dedim mırıltıyla. "Onu başta uyardım ama beni dinlemedi. Ona aşık oldu." Yoongi'nin bakışları kısa bir an bana dönmüş, dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. "Siz iki salak zaten hep yanlış kişilere aşık oluyorsunuz."demişti. Gözlerimi ondan bir salise olsun ayırmıyordum. Yanlış kişi diyerek kendini kastettiğini biliyordum. Ama o yanlış kişi değildi. Onu gördüğüm ilk anda yıldırım çarpmış gibi olmuşken nasıl yanlış kişi olabilirdi ki?
"Yanlış olduğunu nereden biliyorsun ki?" demiştim, oldukça sakin bir şekilde. Parmaklarıyla direksiyonda ritim tutmaya başlamıştı.
"Size asla değer vermeyecek insanlara aşık oluyorsunuz Jimin. Sence bu ne kadar doğru?" Boğazıma bir yumru oturmuştu. Bakışlarımı ondan kaçırıp dışarı odaklarken bir kez daha onun bana asla değer vermeyeceğini kendi ağzından duymuştum. Dudaklarımda buruk bir gülümseme oluşmuştu. "Sen benim için yanlış kişisin." demiştim. Bana baktığını hissediyordum fakat ona bakmıyordum. "Peki Yoongi..." demiştim. Gözlerimi yavaşça ona çevirmiştim. "Ya ben senin için doğru kişiysem..." Sadece birkaç saniye ikimizinde nefesimizi tuttuğunu hissetmiştim. Sonra o kocaman sırıtmıştı. "O zaman yazık olur." demişti sadece.
