16-Ona çok iyi geliyorsun.

49.4K 4.7K 7.8K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: David Guetta ft Justin Bieber - 2U 

16- Ona çok iyi geliyorsun.

JUNGKOOK

Tüm bu hisler çok ağırdı. Tüm vücudum uyuşmuş gibi hissediyordum. Taehyung'a böylesine yoğun bir şekilde maruz kalmak bünyeme iyi gelmemişti. Onun odasında onun kokusu tarafından çevrelenmiş bir şekilde duruyordum. Yan yana yatmıştık. Yüzlerimiz birbirine dönüktü ve birbirimizle temas etmiyorduk. Kafam karışıktı. Öylece yatıp ona bakarken onlarca şey düşünüyordum. Onun 'her şeyini' düşünüyordum. İçim kaynıyordu. Öyle bir ateş yakmıştı ki içimde söndüremiyordum. Kimdi? Neden ona bu kadar değer veriyordu? Kalbindeki yeri neydi? Ve asıl önemli olan ise benim kalbindeki yerim neydi?

Kafayı yemek üzereydim. Ona bir teklifle giderken her şeyin böylesine karmaşaya sürükleneceğini tahmin edememiştim. Ya da durun. Etmiştim. Çünkü o zamanlarda bile içimde bir yerlerde biliyordum ki ona kapılmamam imkansızdı.

"Düşünme artık."demişti. Parmak uçları yüzümde dolaşmaya başlamıştı ve istemsizce ona doğru sokulmuştum. Sabah olmak üzereydi. Gün ışıkları yavaş yavaş perdenin arasından süzülürken belki de çoktan sabah olmuştu da farkında değildik. Kendini bir karanlığa hapsetmişti. Sımsıkı kapatmıştı perdelerini ve gözlerim o hafif aralık perdelerin arasından süzülmek için can atan ışınlarda dolaşıyordu.

"Düşünmüyorum." demiştim. Yalandı. Koca bir palavraydı. Bütün gece yaptığım tek şey düşünmekti. Zaten çok geç gelmiştik onların evine. Birkaç saattir onun yatağında yatıyorduk ve ikimizde yorgun düştüğümüzden dolayı suskunduk. Fakat bu birkaç saat bile beni yormuştu. Her şeyim, her şeyim... O benim her şeyim, diyen sesi yankılanıyordu kafamda.

"Yalan söylemeyi beceremiyorsun." dedi. Güldüm.

"Senin aksine evet beceremiyorum." dedim. Yanağımı okşayan parmağının durduğunu hissettim. Gözlerimi kapatıp biraz daha ona yaklaştığımda hala onunla temas kurmuyordum. Ellerim ikimizin arasında öylece duruyordu fakat uzanıp ona dokunacak cesareti de bulamıyordum kendimde. Onun aksine...

"Bana kızgınsın." demişti.

"Çok kızgınım." demiştim. Suç ortağı olmamı istemişti. Ama bununla yetinemezdim. Onun her şeyi olmak istiyorum. Hayatı olmak istiyordum. Benden başka kimseye bakmasın istiyordum. Çok mu bencildim?

"Jungkook..." demişti. Dudakları yanağımı bulmuş, hafifçe dokunmuş fakat çekilmemişti. Burnunun yanağımda dolaştığını hissederken derin bir iç çekmeme engel olamamıştım. "Kızma bana." demişti. "Ben sana kızamıyorum çünkü."

"Ben seni kızdıracak şeyler yapmıyorum." Gülmüştü. Dudaklarına büyük bir tebessüm yayılırken benden biraz uzaklaşmış, gülüşünün tamamını bana sunmuştu. "Yapıyorsun..." demişti. "Farkında bile değilsin ama sınırlarımı en çok zorlayan kişi sensin."

"Ne yapıyorum?" demiştim mızmız bir ses tonuyla. Bana dokunmayı seviyordu. Dudaklarını boynumda, yanaklarımda dolaştırmayı seviyordu fakaT o lanet olası dudakları bir türlü dudaklarımı bulmuyordu. 'Her şeyini de öpüyor muydu böyle?' diye düşünmüştüm birden bire. Çok sinirliydim. Ona çok sinirliydim ben ve siktiğimin herifini baya baya seviyordum.

"Gene sinirlendin." demişti gülerek. "Kızınca ateşli oluyorsun." Ateşli falan değildim ama ateşim çıkmıştı çünkü kıskanıyordum. Hem de öyle böyle kıskanmıyordum. Karnıma ağrılar giriyordu. Yatakta iki büklüm yatarken, o yanımdayken bile sözleri gitmiyordu zihnimden. Hayatımı boka çevireceğini söylemişti. Hayatımı boka çevirebilirdi ama yine de başkasına her şeyim demesini istemiyordum. Karnım kasılıyordu benim. Ellerim titriyordu ve ağlayacak gibi oluyordum.

We Turn Red | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin