Psikopat Kız

Psikopat Kız ( 3. Bölüm )

İnsanlar her zaman ön yargılıydı. Herkes dışarıdan görülene kanıp bir birinden nefret edebiliyordu. Mesela sokakta üzeri kirli bir amca görseniz hemen onun bir dilenci olduğunu düşünürsünüz. Ama işin aslı öyle değildir. Aslında o amca dört çocuk babası , çocukları okusun diye elinden geldiğince çabalayan, gündüzleri inşaatta geceleriyse taksiye çıkan biridir. Ama kimse onun bir ev geçindirmek için gecesini gündüzüne kattığını bilmez neden ? Çünkü üstü başı kirli. Birde bunun tam tersi var. Yani şimdi siz sokakta üstü başı düzgün kedilerle konuşan bir kadın görseniz hemen onun ailesini kaybetmiş yaşlı ve yalnız bir kadın olduğunu düşünürsünüz. Bu seferde kadın aslında çok kötü biridir kötü olduğu için çocukları onu terk etmiştir. O da mahallede tüm çocuklara karışan uyuz bir kadın olmuştur. Ona tek katlanabilen kedilerdir. Dışarıdan görenler ne tatlı kadın ya yazık kimsesi yok diyebilirler.   Bu konuya nereden geldin dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle ki ben iyi bir kız olduğumu savunmuyorum. Ama  dışarıdan öyle göründüğüm için benim hakkımda   bu şekilde düşünmesi yanlıştı.  Bu durumdan artık sıkılmıştım. Değişmek istiyordum. İnsanlar Gizem dediğinde akıllarına çok iyi şeyler olmasa da iyi şeyler gelmesini istiyorum. Bir karar almıştım. Artık daha iyi biri olacaktım. Sinirlerime hakim olacak sorun çıkarmayacaktım. Ve bunu onun için yapmıyordum. Bunu kendim için yapıyordum. Çünkü her seferinde bir sorun çıkması ve benim bu sorunlarla mücadele etmem beni çok yoruyordu. Ben artık hayatıma bir panda olarak devam etmek istiyordum. Tek yaptıkları yemek yeyip yuvarlanmaktı. Bende bunu yapabilirdim.  Hayatıma bir panda olarak devam ettiğimi düşününce gülümsedim. Siyah ve beyaz olan pijamalarımla tüm günü yatakta geçirme fikri oldukça iyiydi. Hadi itiraf edin sizde bazen bir panda olmak isterdiniz.  Bu düşünceleri beynimden kovarak sınıfa gittim. 

Güzel sanatlar okulunda resim bölümünde okuyordum. Bu yıl üçüncü yılımdı. Derslere çok gelemesem de resim konusunda oldukça iyiydim. Her ne kadar derslere gelmesem de eğitimin şart olduğu düşünüyordum.  Dersimiz insan analizi çizimiydi.  Yani kısacası karşınıza bir model oturuyor sizde ona bakıp onu çiziyorsunuz. Böyle dediğimde kulağa çok kolaymış gibi gelse de bunu yapmak sandığınızdan daha zor.  Model olarak oturan kişinin Ekin olduğunu görünce gülümsedim. O da beni görünce gülümsemişti. Hoca onu model olarak çizeceğimiz şekle getirdiği için yanına gitmemiştim. Herkes sessiz bir şekilde çizime başlayınca bende yerime geçip çizmeye başladım. Ekin'i nedense sevmiştim. Bana farklı bir şekilde  güven veriyordu. Onda aile sıcaklığı vardı. Sanki hiç olmayan erkek kardeşim gibiydi. Herkes yavaş yavaş çizimi bitirmiş çizimlerini hocaya götürüyordu. Bende son karalamaları yaparak resmi hocaya verdim. Daha sonra aynı şekilde durmaktan sırtı tutulmuş olan Ekin'in yanına gittim.

" Yine karşılaştık " diyerek gülümsedim. Ben ondan ne kadar aile sıcaklığı alsam da onun benden aynı şekilde aile sıcaklığı alıp almadığımı bilmiyordum. O yüzden mesafemi korumanın şuan için daha iyi olacağını düşüyordum. Yani kardeşim deyip boynuna atlamam çok saçma olurdu değil mi?

" Aynen öyle " dedi ve göz kırptı. Çok yakışıklı bir çocuktu. Göz kırpınca daha da tatlı oluyordu.

" Allah sahibine bağışlasın tü tü tüğğ maşallah " diye içimden geçirdiğimi zannederken Ekin'in kahkaha atmasından bunu sadece içimden söylemediğimi anlamıştım. Mahcup bir şekilde Ekin'e bakarken o karnını tutmuş gülmeye devam ediyordu.

" Ya Ekin ben bunu içimden söylediğimi zannediyordum. Lütfen beni yanlış anlama sen dünya ahiret bacımsın " dediğimde bir şey demek için ağzını açmış. Fakat gülmekten kendini alı koyamamıştı. Ben daha ne kadar saçmalayabilirim diye düşünürken nihayet Ekin'in gülmesi geçmiş  kendine gelmişti.

" Ne yanlış anlaması asıl sen dünya ahiret bacımsın " dediğinde o kadar içten ve samimi şekilde söylemişti ki bunu gülümsemeden edememiştim. Ben bu gün güzel bir kardeş kazanmıştım. Çok iyi anlaşacağımız kesindi. Sonuçta ben saçmalar  o da güldüğü sürece hiç bir sorun olmazdı değil mi?