Üniversiteye başladığım ilk günüm fena sayılmazdı. Ege üniversitesi maliye bölümüne başlamıştım. Artık bir üniversiteliydim. Adana'dan gelmiştim. Buraya gelmek sandığımdan da zor oldu. Babam okumamı istemiyordu. Ona kalsa beni hemen evlendirip aklınca mutlu etmekti. Annemse, herzaman hayallerimin peşinden gitmem gerektiğini söylerdi, öylede yaptım zaten. İstediğim bölüm olmasa bile üniversiteyi kazanabilmiştim. Ve özgürdüm. Yurt işlemlerini intarnetten halletmiştim bile. Ve sonunda geldim. Kocaman bir bahçe kapısı olan yurt bahçesine girdim. Binadan içeri girince birden kalbim küt küt atmaya başladı. Heyecandan bayılacaktım. Ve müdürün odası, kapıyı iki kere tıklattıktan sonra içeri girdim. Orta yaşlı bir bey;
-Merhaba.
-Merhaba, şey ben kayıt için...
-Öncelikle hoşgeldiniz, isminizi öğrenebilirmiyim?
-Papatya, Papatya Altınok.
-Bir saniye...
Yaklaşık bir dakika geçtikten sonra bilgisayardan kafasını kaldırıp, bana doğru baktı;
-Evet, kayıt işleminiz intarnetten hallolmuş. Ama doldurmanız gereken bir form var.
''Buyrun." Dedi eliyle karşısındaki koltuğu gösterirken elime tükenmez bir kalem vede üzerinde birsürü yazı olan bir kağıt verdi. Kısaca bilgilerimi yazdıktan sonra imzamı atıp, kağıdı ve kalemi aldığım gibi tekrardan uzattım yurt müdürüne. Oda "tamamdır" der gibi gözlerimi kırpıştırdı. Ve birden yükses bir sesle 'Sevim hanım' diye bağırdı. Tekrarladı, ve yine tekrarladı. Üçüncü kez bağırdığında ise kapıdan içeri kırklı yaşlarda hafif tombul, uzun boylu, kızıl saçlı, üzerinde salaş bir elbise olan bir bayan girdi.
-Buyrun.
-Sevim Hanım, öğrencimiz yeni kayıt oldu. Yardımcı olursanız sevinirim.
- Tabii.
Ve o kadınla birlikte çıktık odadan, elimde orta boy gri bir bavul vardı, sırtımdaysa büyük bir sırt çantası onu takip ediyordum. Bir odanın kapısını tıklattı ve içeri girdi. Herkes birden ayağı kalktı, Sevim Hanım;
-Yeni oda arkadaşınız
Dedi eliyle beni göstererek, hepsiyle kafamı sallayarak selamlaştıktan sonra Sevim hanım'ın gösterdiği yatağa oturdum. Sevim hanım çıktıktan sonra herkes yerlerine oturdu. Toplam beş ranza vardı ve benimle beraber toplam dokuz kişiydik, kapının sol tarafındaki ranzanın alt katına ve onun yanındaki dolaba yerleşmiştim bile. Bir kız geldi yanıma. Simsiyah uzun saçları, kömür gibi gözleri ve esmer teniyle oldukça hoş bir kızdı. 'Selam' diyerek yanıma oturdu.
-Selam.
Dedim hafif gülümseyerek, oda karşılık verdi.
-İsmim, Cansu. 19 yaşındayım. Halkla ilişkiler okuyorum. Sen?
-Papatya, 18'ime gireli üç buçuk ay oldu, maliye okuyorum.
Dedim ve tekrar gülümsedim.
-Papatya, güzel isim.
-Teşekkür ederim.
-Neyse bundan sonra bizimlesin Papatya, bir ihtiyacın veya herhangi bir şeyin olursa üst katında olucam.
Diyerek güldü ve gitti.
Mutlu olmuştum. İlk günden biriyle tanışmak beni mutlu etmişti. Oldukça da iyi bir kızdı. E ilk günüm hiç fena sayılmazdı. Aah! Kahretsin Annemi aramayı unutmuştum.
