Jimin, dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve yavaşça yutkundu. Gözlerim hala kapalıydı ama o kadar yakınımdaydı ki, yutkunduğunu hissedebilmiştim.
"Seni her şeyden çok sevdiğimi biliyorsun, değil mi?"
Cevap vermedi, tekrar Jimin'in dudaklarına uzandım. Kısa bir öpücük kondurup "Hiç...Her şeyini kaybettiğin oldu mu Jimin?" diye sordum. Henüz kaybetmemişti, biliyordum. Jimin'in önceki hayatını hatırlıyordum. (Veya sonraki) Yetimhanede yaşıyordu, fakirdi, kötü bir okulda okuyordu, benim dışımda arkadaşı yoktu. Şimdiki hayatını da biliyordum. Zengindi, ailesi vardı, arkadaşları vardı ve mutluydu. Önceden Jimin'in gülümsemesi çok nadir görülen bir şeyken, şimdi ise her saniye gülümsüyor gibiydi. Onu öyle bir hayata bırakacaktım. Ne kadar yıkılacağını biliyordum, muhtemelen bana hayatı hakkında hiçbir şey bilmediğimi söylerken de bunu kastediyordu. Yine de bir şeyler yaşanmak zorundaydı.
Jimin soruma bir anlam vermeye çabaladı. Düşündü ve en sonunda kafasını iki yana salladı. "Hayır, sanırım. Sen?"
Jimin'in dudaklarına kısa bir bakış atıp iç çektim ve Jimin'den uzaklaşarak arkama yaslandım "Her şeyini kaybeden bir insan, hiç kimseye her şeyim diyemez biliyorsun değil mi?" Bana dememeliydi, her şeyi olduğumu söylememeliydi.
"Evet." Kafasını salladı, "Evet. Tabii."
Bir süre Jimin'e baktım. Ardından da hafifçe gülümseyerek Jimin'e sarıldım.
"Güzel." dedim. Diğer hayatında bana bu kadar değer vermemesini çünkü onu o hayatta sevmediğimi söyleyemiyordum. Boşa olduğunu bilsem bile umuyordum. Ölümüne ne kadar süre kaldığını bile bilmiyordum. Ne yaparken kaybetmiştim Jimin'i? Ne zaman, nasıl ölmüştü? Daha önce de çok üzülmüş müydüm? En kötüsü de nasıl öldüğünü bilmememdi. Belki bilsem yardımcı olabilirdim.
Belki ölmesine engel olamazdım ama daha az acı çekmesine yardımcı olabilirdim.
~
"Artık birlikte bir şeyler yapsak diyorum?" Taehyung'un bıkkınlıkla söylediği sözler üzerine hepimiz ona dönmüştük. Yoongi elindeki topu atıp, geri tutuyordu. "V haklı, tamam sevindik falan filan. Ama hadi bir yerlere gidelim."
"Bana bar borcunuz vardı?!" Taehyung bu sefer heyecanla konuşmuştu. Kaşlarımı çattım birden aklıma gelen şey ile, "Sen hala depresyonda mısın?" diye sordum.
Taehyung omuz silkti. "Hayır sanırım. Onu sevdiğimi görememişse bu ilişkinin bir anlamı da yoktur öyle değil mi?"
Dediği şeyler sanki onu aldatmamış gibi duruyordu. Oysa ben gözlerimle görmüştüm. "Aldattığını bile bile nasıl olacaktı bu ilişki?" Birden ağzıma engel olamayıp konuşmuştum. Jimin'in yanımda gerildiğini hissettim. Taehyung kaşlarını çattı.
"Ne aldatması?"
"Bonghee'yi...konuşurken duydum. Onu aldattığını söylüyordu. Sanırım şey ile..." Durup kızın adını hatırlamaya çalıştım. "Eunji ile."
"Eunji mi?" Taehyung gerçekten şaşırmışa benziyordu. Bu ise benim aklımı karıştırıyordu yalnızca. Yaptığı şeye nasıl bu kadar şaşırabilirdi?
"Eunji'yi en son Bonghee ile ayrılmamızdan bir gün önce gördüm. Benden bir kaç not istemiş ve karşılığında bir şeyler vermek istediğini söyleyip saçmalamıştı. Ne diye sormadan beni öpmüştü." Durdu, ardından gözleri acı ve şokla büyüdü. "Bunu...Bonghee görmemiştir...öyle değil mi?"
Kalbin pişmanlıkla ezildiğini hissettim. Ben Taehyung ile Eunji'yi öyle görünce kendi kafamda şeyler kurmuştum. Üstelik, bunu yapmam yetmiyormuş gibi bir de ise burnumu sokup Bonghee'ye bundan bahsetmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Life|| BTS ✔
FanfictionÖldüğümde, yeniden doğmayı bekliyordum. Bir hayatın içine bodoslama dalmayı değil. İki farklı evrenin, iki farklı insanın hikayesi. ° ->@JungDaisy Kapak: @JungDaisy #Tüm Hakları Saklıdır.# Başlangıç: 15 Aralık 2015 Bitiş: 13 Mayıs 2018