Bölüm 27

3.3K 234 74
                                    

Gece boyunca olanlar aklıma gelince gülümsedim. Zaten son yarım saattir gülümsemekten eve geldiğimizi fark etmemiştim.

"Kumsal... İyi misin?"

Hızlıca ona döndüm ve heyecanla verilebilecek en saçma cevabı verdim.

"İyiyim tabi ya kanka! Her zamanki gibi işte!"

Sinirle alt dudağımı ısırıp kendimi susturdum ve gözlerimi önüme çevirdim. Ciddi misin Kumsal! Kanka mı! Yok ya ben cidden davarım. Umutsuz vakayım yani. Malım ben.

Uygur güldü ve tek kaşını kaldırıp sordu.

"Kanka mı?"

Alt dudağımı ısırarak ona sevimli bir bakış attım.

Gözlerini devirdi ve önüne döndü.

"Bak Kumsal. Bugün benim için de tuhaf bir gündü. Sen de tüm gün yanımda olunca bi an..."

Gözlerini kapatıp sıktı. Bana döndü ve gülümsedi.

"Yanımda olduğun için teşekkür ederim. Sen iyi bir arkadaşsın."

Arkadaş... Evet iyi bir arkadaştım. Ben de ona zoraki bir gülümseme gönderdim.

"Sen de öylesin Uygur."

O da gülümsedi. Ama o gülümsemenin arkasında bişey vardı. Çözemiyordum.

Bana bakarken arkamı dönüp kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Gülümsedim. Ama bu içtenlikten çok uzaktı.

"İyi geceler...Arkadaşım."

O da aynı şekilde gülümsedi.

"Sana da...Arkadaşım."

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve bi ucunu kıvırdım. Başımı salladım ve arabadan indim. Evin kapısına doğru yürüdüm. Çantamdan anahtarlarımı çıkardım ve kapıyı açtım. Ben eve girene kadar bakışlarını üzerimde hissettim. Kapıyı kapatırken el salladım.  Uygur da bir elini kaldırdı. Sonra arabasını çalıştırdı ve kendi evlerine yöneldi. Kapıyı kapattım.Tahmin ettiğim gibi evde kimse yoktu. Sadece küçük kardeşim vardı o da uyuyordu. Odama girdim ve sıkıntıyla çantamı yatağa fırlattım. Ayağımdaki topukluları da attıktan sonra yatağa oturdum. Bir süre boş boş karşıya baktım. Ne kadar süre öyle kaldım bilmiyorum. Niye içimde böyle bir his vardı? İyi olmam gerekirdi ama... İyi değildim.

Elimle yanımdaki çantaya uzandım ve içinden telefonumu çıkardım. Ve her moralim bozulduğunda yaptığım şeyi yaptım. Burcu'yu aradım. Üçüncü çalışta açtı.

"Alo? Burcu? Nerdesin?"

"Evdeyim... İyi misin? Sesin pek iyi gelmiyor... Nerdesin?"

"Az önce eve geldim. Ve... Sanırım iyi değilim." Titreyen sesime aldırmadım.

"Tamam canım. Geliyorum. ÜGK yi de almamı ister misin?"

Üzüntüyle kıkırdadım. ÜGK Burcu'yla aramızda birşeydi. Açılımı "Üzgün Gün Kiti"ydi. Ne zaman ikimizden biri üzgün olsa diğeri marketten ÜGK toplayıp gelirdi. ÜGK cips kola çekirdek çikolata dondurma ve jelibondan oluşuyordu. E tabi yanında bi de kankadan. Sonra bunları gidip en yakın parkta yiyorduk.

"Al canım al şuan ne kadar çok ihtiyacım var anlatamam... Bekliyorum."

"Yirmi dakika tut süper kankan uçacak oraya."

Güldüm ve telefonu kapattım. Seviyorum bu kızı ey ahali!

Üstüme spor taytı, siyah atlet ve şapkalı siyah bir ceket giydim. Ayağıma siyah converselerimi geçirdim. Saçımı bozup üstten at kuyruğu yaptım. Makyajımı da sildikten ve yüzümü yıkadıktan sonra kuruyan dudağıma kırmızı bir lipbalm sürdüm. Hazırdım. Anahtarımı ve telefonumu alıp aşağı indim. Burcu'yu beklemeye başladım. Başımı ellerimin arasına aldım ve öne eğilip dirseklerimi dizlerime koydum. İyi hissetmeye gerçekten ihtiyacım vardı...

                             ✔✔✔

Yıldızları parlatalım. 😂❤

..............

Yeni bölümde görüşürüüüüz.👋

İnstagram● @wat.uyku

UyKu(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin