12-Ne olur öp beni

51.8K 4.8K 4.5K
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Damien Rice : 9 Crimes


12- Ne olur öp beni

Aşık olmak her zaman ezikçe gözükmüştü gözüme. Sanki herkes aşık oluyordu da ben de olursam onlardan pek bir farkım kalmayacaktı. Herkesten farklı olmak istemiştim ve aslında herkes gibi olduğumu fark etmiştim işte. Ben sıradandım. Herkes gibiydim ve herkes gibi aşık olmuştum. Farklıya olan ilgim her zaman vardı ve Taehyung'a birden bire kapılmamda bu yüzdendi.

"Ben aşık oldum."dedim birden bire. Jimin aniden öksürmeye başladı ve elindeki çubukları masanın üzerine gelişi güzel fırlattı. Yemekhanedeydik. Karşılıklı oturuyorduk ve ben yemeğimi yemeden dakikalardır bunu düşünüyordum. Uykusuzluktan gözlerim şişti çünkü uyuyamamıştım. Taehyung'u zihnimden bir türlü uzaklaştıramıyordum.

"Hani aşık değildin..." dedi Jimin bağırarak. "Manyak mısın sen?"

"Ne bileyim.." dedim. Yüzümü avuçlarımın arasına almış ve dirseklerimi masaya yaslamıştım. Öylece Jimin'e bakarken o ağzı beş karış açık bir şekilde bana bakıyordu. "Birden oldu işte." Derin bir iç çekmiştim. "Engel olamadım."

"Jungkook..." dedi Jimin. "Sen bitmişsin." Sürekli dalıp gidiyordum. Taehyung'a mesaj atmak istiyordum fakat çekiniyordum da. İlişkimiz normal değildi. Çünkü ne ben ona normal bir teklifle gitmiştim ne de o normal biriydi.

"Biliyorum." dedim. "Ama bunu umursamıyorum."

"Umursaman gerekiyor ama." dedi Jimin. Artık Taehyung hakkında kötü şeyler söylemiyordu. Bunları kesmişti ve sadece bana destek oluyordu işte. "En azından kötü biri olmadığından emin olmalıyız."

"Kötü biri değil." dedim. "Eminim." Jimin tereddütle bana bakarken bu sefer bakışlarım daha üzgün bir hal almıştı. Eminim diyordum fakat artık içimde hafifçe oluşmaya başlayan şüphe tohumuna engel olamıyordum.

"Plan yapmalıyız." dedi Jimin birden bire. Oturduğu yerde dikleşmiş ve gözlerini kısmıştı. İfadesi an ve an değişirken bunun sonucunu biliyordum işte. Boka batacaktık ve ben büyük ihtimalle buna gönüllü olacaktım.

"Hakkında doğru dürüst hiçbir şey bilmiyoruz, değil mi?" dedi. "Sadece zengin, şiddeti seven, garip bir çocuk."

"Hey..." dedim sinirle. "Şiddeti sevmiyor." Jimin gözlerini devirip bana 'Tabi. Eminim öyledir.' dermiş gibi bakarken olduğum yere sinmiştim. Tamam. Bundan da artık o kadar emin değildim.

"Takip edelim." dedi. Gözleri parlıyordu. "Takip edelim ve onun hakkında biraz daha bir şey öğrenelim." Kaşlarımı çatmıştım. Jimin heyecanla bana bakarken ben bu iş için o kadar da hevesli değildim. Korkuyordum.

"Bu çok saçma." diye mırıldandım. "Bunu yapamam." Yapamazdım. Onu olduğu gibi kabul etmeli, onun bana gelmesini, açılmasını beklemeliydim. Eğer onu takip edersem her şey berbat olacakmış gibi hissediyordum ve olacaklardan korkuyordum.

Onu kaybetmekten korkuyordum.

"Neden saçma olsun?" dedi. "Aşık olduğunu söylüyorsun. Ne yaptığını, dışarıdaki hayatını merak etmiyor musun?"

"Hayatına dahil olmamı istemiyor." dedim. Bunu direk olarak bana söylememişti fakat hissediyordum. Garipliğinin sınırlarını görmek beni korkutuyordu. Uçuk kaçıktı. Ne yaptığı belli değildi ve aslında kim olduğunu da bilmiyordum. Herkes onun hakkında başka bir şey söylüyordu ve düşüncelerim her zaman yerle bir oluyordu.

"Hayatına çoktan dahil oldun." dedi Jimin. "Eğer istemeseydi buna izin vermezdi."

"Jimin onu takip edemem." dedim sızlanarak. Jimin yüzüme birkaç saniye boş boş baktı ve sonra farkındalıkla derin bir iç çekti.

We Turn Red | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin