BÖLÜM ŞARKISI: Plumb : Cut
Yorum yaparsanız sevinirim :3
10|Bana kontrolümü kaybettiriyorsun.Birinden delicesine etkilenmek garip bir duyguydu. Aşkın çoğu zaman insanları aptallaştırdığı söylenirdi fakat bu zamana kadar buna pek inanmamıştım. Hadi canım! Demiştim. En fazla bir insan ne kadar aptal olabilir ki? Ne kadar bir şeyleri görmezden gelebilir? Sevdiğin insanın her bir hatasını, her bir yanlışını nasıl en büyük doğruymuşcasına benimseyebilir? Bunlara inanmamıştım işte. Bana aptalca düzenlenmiş ütopik saçmalıklar olarak gelmişti ve tek bir şeye odaklanmıştım.
Birine dokunmak için delicesine aşık olmaktan ziyade onu delicesine arzulamanın yeterli olduğuna inanmıştım. Kim Taehyung'a tek bir teklifle gitmiştim ve Kim Taehyung bütün dengemi alt üst etmişti.
Bana dokunmuştu ama dokunuşları şehvet barındırmıyordu. Şimdi delicesine bir sertlikle yüzünü dağıttığı çocuğa bakıyordum ve bana dokunurken ki nazik dokunuşları aklıma geliyordu. İnanmıyordum çünkü o böyle biri değildi. Dedikoduları sikeyim diyordum içimden çünkü onun gözlerine baktığımda anlayabiliyordum işte.
Birden bire öne atılmıştım. Taehyung çocuğu yumruklamaya devam ederken kimse onları ayırmak için uğraşmıyordu. Öylece izliyor ve videoya alıyorlardı. İnsanların bencilliği ve düşüncesizliği bir kez daha yüzüme çarpmıştı. Taehyung'un belinden sıkıca sarılıp geriye çekmeye çalıştığımda ilk önce gelmemişti. Öyle güçlüydü ki onu yerinden oynatamıyordum. Hala çocuğun yüzüne vurmaya devam ediyordu ve çocuk neredeyse bayılmak üzereydi. Sonra "Taehyung..." diye bağırmıştım. Belinden bir kez daha asıldığımda "Bırak..." demiştim.
Sesimi duyduğunda havada yumruk şeklinde olan eli duraksamıştı. Onu hızla geriye çektiğimde ikimizde yere kapaklanmıştık ve göğsü göğsüme çarpmıştı. Şimdi insanların fısıltıları daha da artmıştı. Kollarım hala Taehyung'un belindeyken ağlayacağımı hissediyordum. Nefes nefese kalmıştım. "Taehyung yapma." diye fısıldamıştım. Anında başını çevirmiş ve gözlerimin içine bakmıştı. Bakışlarımız kesiştiğinde onunda yüzünün dağıldığına şahit olmuştum. "Gidelim lütfen." demiştim. Dolu gözlerime bakıyor ve kendiyle çelişiyordu. Fısıltılar daha çoğaldığında yumruk şeklindeki elini açmış ve yüz ifadesi gevşemişti.
An ve an sakinleşmesine şahit olurken "Gidelim." diye fısıldamıştı. Aniden parmakları parmaklarımı kavramış ve ayağa kalkmama yardım etmişti. İnsanların arasından hızla sıyrıldığımızda gerimizde büyük bir karmaşa bırakmıştık.
Bir önemi yok diyordum.
Mutlaka bir açıklaması olmalıydı.
**
Taehyung'un arabasında oturmuş onu bekliyordum. Okuldan çıktığımızda ikimizde konuşmamıştık fakat ellerimizde ayrılmamıştı. Bahçeye çıktığımız anda bile herkes birleşmiş ellerimize bakmış, konuşmaya devam etmişti. Onu neyin böyle çileden çıkardığını bilmiyordum. Fakat bir şeyler olmuş olmalıydı. Onun hiçbir neden yokken birine öylece saldıracağını düşünmüyordum. Öyle biri değildi, olamazdı.
"İyi misin?" Elindeki poşetle arabaya bindiğinde ona bakmıştım. Asıl benim ona iyi misin diye sormam gerekiyordu. Yüzündeki yaralar kötü görünüyordu ve hala sinirli olduğunu biliyordum.
"Asıl sen iyi misin?" dedim. Elindeki poşetten bir şeyler çıkarmaya başladığında ona bakıyordum. Pansuman için malzemeler almıştı ve yerimde dikleşip aldığı şeylere bakmıştım. "İyiyim." Diye mırıldanmıştı. Ellerine uzanmıştım. Parmakları arasında tuttuğu poşeti kavradığımda bakışları bana dönmüştü.
