Şuan şaşırmış olmasaydım karşımdaki çocuğu çekici ve yakışıklı bulurdum. Hatta çok çekici. Gözlerini üzerime dikmişti. "Beni zaten tanıyorsun" dedim ve elini sıktım yürümeye devam etti bir süre sonra konuşmaya başladı. "Ne kadar şanslı olduğunu bir bilsen"
"Nasıl" diyerek sözünü kestim hemen. "Baban harika bir vampir Avcısı, kızı olmasaydın seni hemen oracıkta öldürürdü. Ama Şansın varki stres ten kalbini 1 milim ile kaçırmış. Yoksa çoktan ölmüştün. Okadar düz söylemişti ki şaşırmıştım ve o an dedikleri beynimde Şimşek gibi çaktı. Babam bir avcıymış. Hemde bir VAMPIR AVCISI! . "Bu nasıl olur, benim babam Avcı değildi. Olamaz. " Bir anda çökmüştüm. "Nasıl olur?"
"Zamanla öğrenirsin Annabella sadece suan babanın profesyonel bir Avcı olduğunu bilsen yeter." Bu çocuk nasıl olurda benim hakkımda bukadar çok şey bilebilir? "Bu kadar şeyi nerden biliyorsun yani benim hakkımda? "
"Çok soru soruyorsun Anna lütfen suan değil" Okadar sert söylemişti ki o an kafa sallamaktan başka bir şey yapamamıştım. Homurdanarak onu takip ediyordum. Üstündeki siyah deri ceketi çekiştirdi. Adımlarımı hızlandırarak yetişmeye çalıştım. Tanrım çok hızlıydı. Vampir hızının çok azını kullanarak yanına yetiştim."Şimdi ne yapıyoruz?" dedim soğukça. "Sana savaşmayı öğreteceğim" sessiz konuşmasına rağmen sesi çok netti. Çarpık bir gülüşle "Sevişmeyi de öğretsene" diye fısıldadım duymadığına emin olarak söylemiştim. Yavaşça arkasını döndü ve tek kaşını kaldırarak "Vampir değilim ama kulaklarım iyi duyuyor. " gözlerinde meydan okur gibi bir hal vardı. Dudakları muzipçe kıvrıldı. "Neden bana bişeyler öğretmeye çalışıyorsun hatırlatırım ben bir vampirim ve seni tek hamlede öldürebilirim" dişlerimi göstererek dudaklarımı meydan okurcasına kıvırdım ama bir anda sırtıma sert bir darbe aldım. Joseph beni yere yatırmıştı. Elinde ki tahta kazığı kalbime dogrultmuştu. Iyice yaklaştı gözlerinde alaycı bir ifade vardı. Yavaşça fısıldadı "Çünkü bende bir vampir avcısıyım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı(Yeni bölüm yok)
Vampire-1903- "Koş Anna" beynim bana bunu yapmam için emir veriyordu. Yorulmuş bacaklarım her an kopabilirdi. Aldığım nefes akciğerlerimi yakıyordu. Yağmur koşmamı yeterince zorlaştırıyordu. Islak saçımı iterek arkama baktım. Gitmişti. Koşmayı bırakıp bi...