İşaretler 2

193 172 193
                                    

Gece sabaha kadar uyuyamamıştım. Yaşadığım tüm o korku ve enerjinin benimle olmayışı beni huzursuz ediyordu. Neredeyse tüm gece ayaktaydım. Her an yeni bir olay yaşayacağım duygusuyla tedirginlik içindeydim. Evin tüm ışıkları açıktı ancak bu korkumu yenmek için yetmiyordu. Yatağıma girmiş sabah olması için dua ediyordum.

Sabaha karşı 5.30 civarı uyuyakalmıştım. Uyandığımda saat 7'ydi. Uykumu alamamıştım. Bedenim yorgun,gözlerim halsizdi. Olanları anlatsam kimse inanmazdı oysa. İlk defa ailemden,iş arkadaşlarımdan uzak oluşuma bağlarlar üstelik dalga geçerlerdi. Ne söylemem gerekirdi ki ?

" Burada herkes deli ve bilgisayardaki işareti silince siluet eşliğinde bir çığlık duydum."

Bu devirdeki çocuklara bile anlatsan inanmazlardı bana. Kalmış ki ben bile hala inanmıyorken...

Bir saat boyunca yatağın içinde öylece kalakalmıştım. Kendime gelişim çok uzun sürmüştü. Ancak bu yatakta günlerce kalamazdım.

Enerji ise hala benimle değildi. Nedense o enerjiyi çok arar olmuştum.

Düşüncelerimin arasından sıyrılıp artık işlerime bakmam gerek diye düşündüm.

Dahası bu kasabada neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Yoksa sadece bende mi vardı bu sıkıntılar ? Herkes normal ben mi farklıydım ? Ya da bu kasabada istenmiyor muydum ? Kafamda binlerce soru vardı ve bunlar beni yeyip bitiriyordu. Düşünmeden bir saniyem geçmiyordu.

"Bütün bunlar bir hoşgeldin oyunu ise hiç komik değil gerçekten!"

Sonunda zor da olsa ayağa kalkmış, yatağımdan uzaklaşmak için ilk adımı atmıştım. İlk aklıma gelen bilgisayarımdı. Korkarak fırlattığım bilgisayar kapanmıştı. Elimi attım...

"Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum."

Ancak işaretin hala durup durmadığını da merak ediyordum. Bilgisayarı açmalıydım ve hala orda olup olmadığını kendi gözlerimle görmeliydim. Bilgisayarı açmak için tuşuna bastım.

"Hiç bu kadar geç açıldığını hatırlamıyorum."

Zaman oldukça yavaşlamıştı sanki. Kalbimin çarpıntısı dışarıdan duyuluyordu. Nefeslerim üst üste binmiş vücuduma bir titreme gelmişti.

Sonunda açılmıştı bilgisayar. Çizimim programda kayıtlı olmalıydı.
Ellerimin titremesinden zor da olsa girmiştim programa. Program açılırken etrafıma bakınıyor, yeni bir siluetle göz göze geleceğim korkusunu yaşıyordum.

Ancak çizim bıraktığım gibiydi. Neyse ki işaret yoktu. Kendi kendime yaşadığım korku ve paniğe gülmüştüm.

"Amma da abarttın be Kelebek!!"

Arkadaşlarım beni Kelebek diye çağırıyorlardı. İkinci ismim olmuştu adeta. Her günümü son günümmüş gibi dolu yaşamama bağlıyorlardı bu ismi.

Oysa ne geldiyse başıma bu huyumdan gelmişti.

Artık rahatlamış derin bir nefes almıştım. Elimi yüzümü yıkayıp güzel bir kahvaltı eşliğinde çizimimi bitirmek istiyordum. Emin ve kararlı adımlarla banyoya doğru ilerledim. Karşıdan aynaya baktığımda üzerinde bir kağıt parçası gördüm.

"Yine başlıyoruz, lanet!!"

Her ne kadar korkmuş olsam ve oradan hemen uzaklaşmak istesem de "Bu sefer olmaz." dedim içimden. Bu sefer olmayacaktı.

"Beni korkutmayı başaramayacaksınız!"

Kağıda yaklaştım... Kısacık bir cümle:

BENİ BUL !

-------------

Desteklerinizi esirgemeyin lütfen şimdiden teşekkürler.
Oy ve yorumlarınız benim için çok değerli. :)

Görüyor Musun Beni ? #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin