KRL 50

20K 1.5K 534
                                    

KRL_Ruhsuz ithaf edilmiştir

Ateş kafasını  çevirirken "Sen işine ba...." diye bağırdığı sırada Fatih'i görmesi ile cümlesi yarım bırakarak  sustu. Bu gördüğü kişi Huruza yı Ziyarete gelen Amerika'lının yanında ki gençti. Ne diyeceğini bilemedi.

  Ateş'in Meleğe tokat atması ile Elfida ayağa kalkarak "Ne yaptığını sanıyorsun. Neden vurdun?" dedi sinirli bir şekil de.

   Ateş hiç bir sesi duymuyordu. Tek düşüncesi baş düşmanlarından olan Huruza Yağız'ın yanına giden bu çocuk Fatih.

Peki Fatih dost mu düşman mı?  Bu bildiklerini Elfida'ya anlatması gerekiyordu. Masanın karşısında duran Elfida'nın yanına giderek kolundan tutup "Sen gelsene biraz, konuşmamız lazım." Diyip çekiştirerek götürürken Fatih elini Ateş'in göğsüne koyarak "Hoop birader bırak kızın kolunu." dedi sinirli bir şekilde.  Ateş de aynı sinirle "Eğer üç saniye içinde o eli oradan çekmezsen kırarım, bir daha o eli kullanamazsın." diye bağırarak karşılık verdi. Fatih dişlerini sıkarak "Kırda görelim." dedi yarım ağızla konuşarak. 

   Elfida kavga çıkacağını anlayınca ikisinin arasına girdi. "Yeter yaaa, bi durun. Ateş senin derdin ne?"

  "Seninle iki dakika konuşmamız gerekiyor. Sonra ne istersen yap."

   Tamam konuşalım. Melek, Fatih siz  iki dakika bekleyin. Gel bakalım ne söyleyeceksin? diyerek kamelyadan uzaklaştılar. Melek öfke dolu bakışlar ile Fatih'e bakıyordu. "Neden geldin ki? Senin yüzünden araları açıldı." dedi sinirli bir şekilde.

  Fatih "Ne demek araları açıldı. Aralarında bir şey mi vardı ki?" dedi merakla.

"Vardı tabi. Onlar çok tatlı iki sevgiliydi. Senin yüzünden kavga ettiler. " dedi öfkeli bakışlarını Fatih'ten hiç çekmiyerek.

   Elfida ve Ateş yeterli uzaklığa gidince Elfida ellerini beline yaslıyarak " Seni dinliyorum. " dedi.

 
"Eli bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bu çocuk iyi biri değil. Tehlikeli olabilir diye düşünüyorum."

"Hahaha Ateşş, taman kıskandın ama bu kadar çabuk belli etmeseydin keşke."

"Saçmalama Eli, kıskanıyormuyum evet ama bu konunun kıskanma ile alakası yok."

"İki dakika önce tanıdığın birine nasıl iftira atabiliyorsun. Bu kadar basitleşme."

"Dikerim seni de basitleşmenide. Laf dinle bi. Bu çocuğu... "

" Terbiyeli ol küfretme. Seviyesiz. "

" Sözümü kesme lan. Bu çocuğu Yağız'ın yanında gördüm. Gayet samimiydiler. "

" Hmmm tabi tabi. Ateş bırak karalamayı. Söyleyeceklerin bu kadar mı. Eğer dahaa fazla iftira atmayacaksan ben gidiyorum. "

Kolundan tutarak" Bana bak zorla beni sev diyemem. Ama şunu iyi bil söylediklerimde zerre yalan yok. Sana bir şey daha söyleyeyim mi sen bu çocuğu sevmiyorsun. Sadece kendini ona karşı sevmek zorunda hissediyorsun. Yaşadıkların sende tramva yaratmış. Sağlıklı düşünemiyorsun. Bir gün bana gelip sen haklıymışsın dediğin de çok geç kalmış olmassın umarım. "

" Ateş bak seni anlıyorum. Hatta sana yaşattıklarım için çok özür dilerim. Fatih'in boşluğunu seninle doldurmak istedim. Belki seninle olursam onu unuturum diye düşündüm. Sen iyi birisin. Senden hoşlanmadım desem yalan olur. Ama beni anla Fatih aklıma geldiği mi kalbim sızlıyor. Kendimi kötü hissediyorum. "

  " Son sözün bu mu? "

" Özür dilerim ama son sözüm bu. "

" Mutlu olmanı dilerim. " diyerek başını önüne eğip yerdeki taşları tekmeleyerek üzgün bir şekilde gitmeye başladı.

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin