Mekanın Sırrı Üzerine

226 202 154
                                    

Bugün de inmiştim mis kokulu bahçeme. Yağmurun yağıyor olması toprağın kokusunu evime kadar getirmişti. Dayanamayıp koşmuştum yine. Ancak ilk defa meyve ağaçlı mekana gitmek için can atmıyordum. Açıkçası havanın yağmurlu olması bana güzel hisler uyandırırken yağmurda mekana gitmek beni biraz korkutmuştu. Oysa en sevdiğim yer,dahası huzuru en çok içime çektiğim yerdi. Şaşırmıştım bu halime. Ancak kararım netti. Oraya gitmeyecektim.

Artık insanlarla tanışma vakti geldi diye düşündüm. Yağmurun dinmesini fırsat bilip hazırlandım ve pazar yolunu tuttum. Ev için biraz erzak almak iyi olacaktı. Kasabanın merkezine doğru giderken bir kişiye bile rastlamadım. Tek bildiğim havlayan köpekler. Evet kasabada yaşayan çok az kişi vardı ancak hepsinin birden olmayışı beni ürküttü. Belki pazar yerinde olabilirler diyerek adımlarımı hızlandırdım. Pazar yerine gittiğimde öncelerden çok daha az kişi vardı. Yağmurdan kaynaklı olduğunu düşündüm. Ürünlere yaklaştığımda istemsiz yanımdan geçen iki kadına kulak misafiri olmuştum. İkiside zayıf ve yüzleri içine geçmişti. Genç gibi durmalarına karşın yüzlerinde kırışıklar oldukça fazlaydı. Giyimlerine bakılırsa durumları pekte iyi değil.

Ancak neden insan bu kadar karanlık giyinmek ister ? Gözlerini görmekte zorlanıyorum.

"Hala ölen çocuk geziyor diyorlar."

Duyduğum karşısında şok olmuştum. Ölen biri nasıl hala gezebilir ki?

"Herkes korkuyor biz de evden çıkamaz olduk."

Biraz düşündüm ve bu iki bayanın kasabanın delileri olduğu kanısına vardım.

Görüyor Musun Beni ? #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin