2- Ava giderken avlanmak
Her şeyi dışarıdan izliyormuş gibiydim. Odamda öylece oturmuş,zihnimde o anları tekrar tekrar başa sararken Jimin bile şaşkındı ve bir şey anlamamıştı. Ne demek istediği konusunda çok kafa patlatmış, çok fazla teori üretmiş ve bir şey bulamamıştık.
" Kendisinin ne kadar çekilmez bir insan olduğunu biliyor bence." demişti Jimin. "Bunun başka açıklaması olamaz. Çocuğun söyledikleri bile bu işten vazgeçmen için yeterli." Gözlerimi devirmiştim. Oturduğum yerden kalkıp kendimi Jimin'in yanına atarken o da yatağımda biraz daha yayılmış ve bana dönmüştü.
"Jungkook,o çocuk beni tedirgin ediyor." demişti gözlerimin içine bakarken. "Ne olur yapmasan. Başka adam mı yok? Gel ben alayım senin bekaretini." Yüzümde kocaman bir sırıtma oluşmasına engel olamamıştım. "Alır mısın?" deyip ona yaklaşırken kısa bir an yüzüme bakmış ve sonra yüzünü buruşturarak geri çekilmişti. "Hayır.." demişti sinirle. "Şimdi düşününce bu iğrenç."
"İğrenç olan sensin." dedim onu ayağımla iterken. "Benimle herkes yatmak ister."
"Evet..." dedi. "Adı Taehyung olmayan herkes."
"Hayır.." dedim oldukça kendimden emin bir şekilde. " O da yatmak istiyor. Eğer istemeseydi direk olarak beni reddederdi."
"O çocuğun birilerini reddedecek bir tip olduğunu sanmıyorum." dedi Jimin. "Çocuktan kızlarda erkeklerde köşe bucak kaçıyor. Eli nasır tutmuştur kesin."
"Aynı senin elinin nasır tuttuğu gibi mi?" dedim sırıtarak. Başının altındaki yastığı çekip kafama vururken gülerek ondan uzaklaşmış ve bende kendi yastığımı kavrayarak siper almıştım.
"Savaş mı istiyorsun?" demişti gülerek. "Bunu sen başlattın." deyip ona doğru atılırken Jimin kocaman bir kahkaha atmış ve birbirimize deli gibi vurup boğuşmaya başlamıştık. Bu üniversitenin bana kazandırdığı tek iyi şey Jimin'di. Daha önce hiç yakın arkadaşım olmamıştı ve Jimin bu konuda ilk olmayı üstleniyordu. Patavatsızlığı,umursamazlığı ve aşırı dürüstlüğü dışında pek kötü bir özelliği yoktu. Eh! Bir de Min Yoongi'ye takıntılı bir manyaktı işte.
"Yeter..." dedi beni üzerinden atarken. Nefes nefese kalmış bir şekilde yatağa devrilirken hala gülüyor ve Jimin'in gülüşlerini dinliyordum.
"Sana başka birini bulalım." demişti gülüşlerinin arasından.Milyon defa gözlerimi devirip Jimin'e dönerken "Başka birini istemiyorum."demiştim. "Sadece onu istiyorum. " Sadece onu.
**
"Sence yanına gitmeli miyim?" dedim Jimin'e fısıldarken. Jimin bana sert bakışlarla bakarken cevap verme gereksinimi bile duymadan önüne dönmüş ve her kimle mesajlaşıyorsa mesajlaşmaya devam etmişti. Taehyung karşı masamızda öylece oturuyor ve bir şeyler okuyordu. Üzerinde kırmızı bir gömlek,altında açık mavi dar bir pantolon vardı. Podyumdan fırlamış gibi görünüyordu ve sikeyim,kafasını kaldırıp bir kez olsun bana bakmamıştı.
"Neden bana bakmıyor?" dedim. Jimin bakışlarını kısa bir an telefonundan ayırırken umursamazca "Bakmaması daha iyi ." demiş ve telefonuna geri dönmüştü.
"Ona seks teklif ettim Jimin." demiştim. "Sence bana bakmaması normal mi?" Garip garip Taehyung'a bakmaya devam ederken o hala elindeki kitabı okumaya devam ediyordu.
"Bingo.." demişti Jimin telefonunu masaya bırakırken. "Normal değil. Çünkü çocuğun kendisi de normal değil." Kolunu omzuma atmış ve pis pis sırıtmaya başlamıştı." Sonunda bir şeyleri anlıyorsun tavşanım."
"Tavşan değilim ben." demiştim sinirle kolunu iterken. Hiçbir şeyde anlamıyordum işte. Bir ay demişti. Neye bir ay vermişti? Neye katlanmam gerekiyordu? Hiçbir şey anlamıyordum.
