Bölüm 25: 'Merak etme ikinci hatta üçüncü bir çocuğum daha yok.'

58.4K 2.5K 142
                                    






***


Ey canımın sahibi yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var...


***




        Öğle yemeğinin ardından otele geçtiklerinde ikisi de çok yorgundu. Bütün gece uykusuz kalmış olmak ikisini de çok yıpratmıştı. Akşam misafirlerle yiyecekleri bir yemek planı olmasa günlerce uyuyabilirlerdi. Dinlenmek için birkaç saatleri vardı ve bunu en güzel şekilde değerlendirmek tek dilekleriydi. Yavuz salon koltuğuna kendini attığında, Ahsen henüz daha yatağına ulaşamadın ayakta uyumuştu bile. Yatağa yığılırcasına bırakmıştı kendini genç kız.

        Üç buçuk saatlik bir uykunun ardından Yavuz çalan oda telefonuyla uyanmıştı. Ne zaman hiçbir şeyi düşünmeden rahat bir uyku yüzü görecekti genç adam sahi?

     ''Alo?''

     ''Yavuz Bey, merhaba ben otel müdürü Salih Çelik. Kusura bakmayın efendim rahatsız ediyorum ama konu hakkında bilgilendirilmeniz gerektiğini düşündüm.''

     ''Evet Salih Bey dinliyorum.'' Telefondaki adamı dinlemeye çalışıyordu Yavuz ama aklı hala biraz bulanıktı. Uykusunu alamadığı zamanlarda hep böyle olurdu genç adam. Bir eliyle telefonu tutarken diğeriyle de açılmak için yüzünü ovuşturuyordu.

     ''Efendim benim de yeni haberim oldu o sebepten hemen size haber vermek istedim. Dün otele sizi görmeye bir adam gelmiş. Antep'ten geldiğini söylemiş. Danışmadaki arkadaşlar otelde olmadığınızı söylemişler. Gelinceye kadar beklemek istemiş. Arkadaşlar izin vermeyince tartışma çıkmış. Müşteriler rahatsız olmasın diye güvenlik devreye girmiş otelden kovmuşlar. Adam birkaç kere daha kavga çıkarmaya çalışmış ama güvenlikteki arkadaşlar polis çağırmakla tehdit etmişler. Sonra otele tekrar girmeye çalışmamış ama otelin etrafını da terk etmemiş. Bütün gece beklemiş otel önünde. Sabah bir ara kaybolmuş. Birkaç saat sonra tekrar gelmiş. Yeniden görünce bana haber verdiler bende bilginiz olsun istedim.''

     ''Kimmiş? İsmini falan söylemiş mi peki?''

     ''Hayır efendim. Sadece sizinle acil görüşmek istediğini söylemiş. Önemli olduğunu, hayat memat meselesi olduğundan bahsetmiş.''

     ''Bunu bana en başında söylemeniz gerekmiyor muydu Salih Bey?''

     ''Haklısınız efendim ama dediğim gibi benim de yeni haberim oldu. Kusura bakmayın tekrar.''

     ''Tamam, yarım saate adamı lobiye alın görüşeceğimi söyleyin.''

     ''Peki efendim. İyi günler.''

        Yavuz kendisini bu denli acil görmeye gelenin kim olduğunu merak ediyordu. Antep'ten buraya kadar geldiğine göre mesele önemli olsa gerekti. Kendine gelmek için duşa girdi genç adam. Ahsen'i uyandırmadan hızlıca hazırlanıp çıktı odadan. Aşağıda işini bitirdikten sonra genç kızı uyandıracaktı. Yemeğe çok az bir vakit vardı.

        Lobiye indiğinde otel müdürü kendisini bekliyordu.

     ''Hoş geldiniz efendim. Buyurun şöyle adam sizi bekliyor.'' Müdürün ardından kendisini bekleyen adam doğru ilerledi Yavuz Arslan Miroğlu.

        Adamın kendisini fark etmesiyle ayaklarına kapanması bir olmuştu. ''Allah razı olsun senden ağam. Allah seni başımızdan eksik etmesin. Yavuz Ağa yüce gönüllüdür derlerdi de inanmazdı kimse. Kabul ettin beni yüce gönüllüymüşsün geçekten.'' Adamı yerden kaldırıp kendilerini izleyenleri gönderdi. Kimsenin konuşmalarını duymalarını istemezdi. Adamın ayaklarına kapanmasını da istemezdi ama engel olamamıştı. Lobideki koltuklardan birine oturduğunda adamında karşısındaki koltuğa oturmasını işaret etti.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin