Tam kahvemi bitirip kendime başka şarkı ararken kapı çaldı. Anlaşılan günün huzurlu saatleri buraya kadardı. Yavaşça yerimden kalkıp kapıya gittim ve açtım. Savaş siyah pantolonu, kapüşonlu üstü ve montuyla karşımdaydı. Siniri geçmemişe benziyordu ve bu hali biraz ürkütücüydü.

''içeri gel. '' diyerek biraz yana kaydım ve içeri girince de kapıyı kapatıp onu salona yönlendirdim.

Koltuklara geçtiğimiz de şapkayı indirerek gözlerime baktı.

'' Neden benimle konuşmadın? '' diyerek de hemen konuya girdi.

'' Ben konuşmaya çalıştım ama sen anlamamak da ısrar edince konuşmamın boşuna olduğunu anladım ve kendimi yormama gerek olmadığını düşündüm.''

'' Bu ne demek oluyor şimdi? ''

'' Farkında mısın bilmiyorum ama hiç empati yapmıyorsun. Sadece birisine verdiğin sözü tutmaya çalışıyorsun. Bak eğer bu verdiğin söz normal bir durum olsaydı seni anlayışla karşılar hatta gurur duyardım ama benim öğrenmek istediğim kişi kimin arkamdan iş çevirdiği. ''

'' Neden bu kadar taktığını anlamıyorum. Seninle ilgili bir şey değil demiyorum sadece sana zarar vermek gibi bir şey yok. Sence ben buna izin verir miyim? Sana kasti olarak zarar vermeye çalıştığımı ima ediyorsun. ''

'' Şu an saçmalıyorsun Savaş. Ben bana zarar vermeye çalıştığını falan söylemiyorum sana o kişi her kimse iyi niyetten falan yapmıyor bunu. ''

'' Tabi ki de iyi niyetten yapmıyor bunun karşılığını alıyor. ''

'' Ya gerçekten sen nasıl bir düşünce yapısına sahipsin anlamıyorum. Ben etrafımda böyle birisinin olmasını istemiyorum. Benden habersiz eşyalarımı kurcalamasını da istemiyorum. ''

'' Tamam Zehra artık bunu yapmıyor zaten. Her neyse bu konuyu kapatabilir miyiz? Çünkü: sinir bozucu bir hal aldı ve aramız bozuluyor. ''

'' Sen bu kişinin kim olduğunu söylemezsen ara diye bir şey kalmayacak zaten. ''

'' Ne demek bu şimdi? Bu kadar basit bir olay için aramızı mı bozacaksın? ''

'' Aramızı bozan ben değilim sensin. Ayrıca basit falan da değil. Artık bir şeyleri anlaman lazım Savaş bu ilişki de sadece senin sözün geçecek diye bir şey yok. Teyzemle konuştun bir şey demedim ama yaptığım her hareketin sana haber vermesini falan kaldıramam. Seninle bir ilişkim var diye her şeyimi bilecek değilsin. Yaptığı şey özel yaşantıma taciz. ''

'' Zehra iyice abarttın lütfen biraz sakin düşün. Şu zamana kadar bir eşyan çalındı mı? Sana veya eşyalarına bir zarar geldi mi? ''

'' Anlamamak da ısrarcısın. İstemiyorum Savaş bu kadar basit. Lütfen bana onun kim olduğunu söyler misin? '' dedim.

Birden sinirleri alınmış Zehra olmuştum. Hem uğraşmaktan hem de laf anlatmaktan yoruldum. Ya bana o cevabı verecek ve bir daha bu tarz şeyleri yapmayacaktı ya da bitecekti.

'' Zehra bak seni seviyorum tamam mı ve emin ol aramızın bozulmaması için her şeyi yaparım ama bunu yaparsam kendime karşı yaptığım en büyük saygısızlığım olur. Ben birisine söz verdim. ''

'' Anlıyorum Savaş yolun açık olsun. '' diyerek yavaşça kapıya yürüyüp kapıyı açtım ve hiç arkama bakmadım. ''

Adım sesleri gelince biraz gerildim ama göz göze geldiğimiz de ikimiz de kararlarımızdan vazgeçmedik. Dışarı çıktığında kapıyı kapatıp olduğum yerde yavaşça yere çöktüm. Hissettiğim şey üzüntü ya da kırgınlık değildi, sadece yorulmuştum galiba. Ya da hayal kırıklığı yaşamıştım. Belki de Savaş'ı gözümde büyütmüştüm. Aklımda bir sürü düşünce ve belirgin olma da kalbimde adını koyamadığım duygu beni rahatsız etmişti. Odama geçip yatağıma girdiğim de saat daha birdi.


Saçlarımda gezinen elle gözlerimi yavaşça araladım. Teyzem başımda oturmuş amcamda arkasında ayakta duruyordu.

'' Tatlım ayağa kalkabilecek durumda mısın yoksa biz mi kaldıralım? '' dediğin de kapanmak için direnen göz kapaklarımla sabah ki kırgınlığımın tam bir hastalığa dönüştüğünü anladım.

'' Teyze. '' dediğim de boğazımın ağrımasıyla teyzem durumu anlayıp hemen beni doğrulttu. Amcam da yanıma gelip beni kollarının arasına aldı. Başımı amcamın omzuna koyup tekrar uyuklamaya başladığım da alnımda ve koltuk altlarım da hissettiğim soğuklukla ürperdim.

Neredeyse bir saat teyzem ve amcam ateşimi düşürmeye çalıştılar ama kendimi gittikçe kötü hissedince soluğu hastane de aldık. Amcamın yakın dostu olan Emin amca yanıma geldiğin de kendimi daha iyi hissediyordum. Küçüklüğümden beri her hasta olduğumda onun yanına getirirlerdi beni ve benim en huysuz zamanlarımda nasıl mutlu edeceğini de en çok o bilirdi.

'' Prensesim biraz daha iyi hissediyor musun kendini? '' dediğinde pamuk dedelere benzettim onu.

'' Şimdi iyiyim emin amca sağol. ''

'' İyi. Ateşin düştü biraz soğuk almışsın kendine dikkat et yavrum. Ne olur olmaz bir gün dinlen en azından ve besinine dikkat et tamam mı? ''

'' Dikkat ederim ben her şeyine Emin sağolasın. '' dedi teyzem heyecanla.

Eve gidince beni mahvedecekti o kesin. Sen nasıl beni aramazsın diye. Ayrıca fazla ilgiden deli edecekti beni. Ama alttan alttan ona çaktırmadan mutlu olacaktım her zaman ki gibi.

Evimize geldiğimiz de amcam ve ben salona geçtik ve çift kişilik koltukta birbirimize sarılarak oturduk. Ben başımı amcamın göğsüne yaslamış ve ona sarılmıştım, amcam da saçlarımı okşuyor ve başıma öpücükler konduruyordu. Teyzem ise salonda bana yatak hazırlıyordu odada sıkılmayayım diye. Tabi arada laf atıyordu bize ama onu dinlemiyorduk tabi teyzem bunu fark edince daha çok sinirleniyordu. Nihayet yatağım hazırlandığında bir prenses edasıyla yerime kuruldum. Bir yanıma amcam ve diğer yanıma da teyzem geçti. Kendimize güzel bir film açtıktan sonra tekrar amcama sarılacaktım ki teyzem:

'' Aaa yeter artık küçük hanım biraz da bana sarıl. '' diyerek beni kendine çekti.

Gülümseyerek ona sarıldığım da Allah'a şükrettim. Bu kadar şanslı olamayabilirdim çünkü. Filmimizi izlerken amcam da elinde ki meyve tabağından bana greyfurt yedirmeye çalışıyordu ama ben ısrarla ağzımı açmıyordum. Sevmediğimi bildikleri halde vitamin diye diye zorla yedirdiler sonunda.

Hastalığım haricinde güzel geçen bir akşamdan sonra burun tıkanıklığıyla güne başlamak pek güzel değildi. Sersemce ayağa kalkıp esnedikten sonra mutfağa bakmamla teyzem ve amcamın yanın da Savaş'ı görmemle donup kaldım. Tabi o benim durumumu anlayınca hafiften güldü ama teyzemlerin yanında olduğu için hemen kendini toparladı. Teyzemin :

'' Günaydın tatlım. '' demesiyle bu sahnenin gerçek olduğunu anlayarak odama koştum. İçinde bulunduğum duruma inanamıyordum. Altımda ayıcıklı dizleri çıkmış pijama ve üstümde hello kitty yazan üst vardı. Saçlarım dağılmış, gözlerim kızarık ve tipim iğrençti. Ne yapacaktım şimdi ben? Hem biz onunla ayrılmamış mıydık?



Merhaba arkadaşlar tatilden döndüğüm gibi sizlere güzel bir bölüm yazdım. İnşallah beğenirsiniz keyifli okumalar.

Bu arada geçen bölümün başında size sorduğum soruya hiç cevap vermediniz lütfen bir cevap verin.

SİZLERİ SEVİYORUM : )))))))))))))))))


GİZEMLİ YABANCIМесто, где живут истории. Откройте их для себя