BEDEL 86 *BEBEK TELAŞI*

66K 3.1K 223
                                    

Ömer'in eli elimdeyken gözlerimi tekrar ekrana çevirdim. Bebeklerimi izlemeye doyamıyordum. Kımıldanışlarının yanı sıra kalp atışları kulağımda yankılandıkça benim kalbim duracakmış gibi hissediyordum.

İçimdeki tarifsiz mutluluğun yanı sıra, korku da hakimdi. Bebeklerimi üzmemek için zamanında Ömer'den bile vazgeçmeyi göze almışken, yine üzmüştüm. Güneş'ime hamileyken yaşadığım kötü olayları aklımdan çıkaramıyordum. Ya bebeklerime de ağır gelirse yaşadıkları. Ya onlar da kaldıramazsa bazı şeyleri. Artık kötü şeyler yaşatmayacağıma söz veremiyordum. Sadece dua ediyordum bebeklerimi sağlıkla kucağıma alabilmek için.

Bebeklerimi izlemeye doyamasam da muayenem bitince yerimden kalkmak zorunda kalmıştım. Doktoruma şikayetlerimi anlattığımda bunların normal olduğunu söylemişti. Midemde yanmalar başlamıştı ve dişlerim hiç ağrımazken hamileliğimle birlikte dayanılmaz ağrı çekiyordum. Bebeklerim geliştikçe benim vücudum yıpranıyordu ama umrumda değildi. Ben güçlüydüm, dayanırdım herşeye. Tek isteğim onların iyi olmasıydı. Doktorun yazdığı reçeteyi aldıktan sonra hastaneden çıkarken içim içime sığmıyordu. Bebeklerim artık duyuyordu herşeyi. Bizi hissediyordu.

"Bir kızımız daha olacak. Minicik bir kız. Bu kez iyi bakacağım ona. İyi olması için elimden geleni yapacağım." Dememle Ömer elimdeki elini çekip belime sardı.

"Korkma meleğim herşey çok güzel olacak. Biz çok iyi anne baba olacağız. Özellikle sen mükemmel bir anne olacaksın."

"Diğeri de erkek olsa ne güzel olur değil mi? Bir kızımız, bir oğlumuz olur."

"Öbürü de kız olsun, farketmez." Demesiyle şaşkın bakışlarımı Ömer'e çevirdim.

"Gerçekten mi? Oğlun olmasa üzülmez misin yani?"

"Önceden olsa üzülürdüm ama kız çocuğunun sevgisini tattım ya, kızım olsa daha çok severim."

Ömer'in sesi buğulanırken, dolan gözlerimi saklamak için başımı eğdim. Ömer gerçekten de çok düşkündü Güneş'e. Ona bakarken yüreğindeki acı gözlerine yansıyordu. Uykusunda onun ismini sayıkladığına bile şahit olmuştum defalarca. Moralimizi yerine getirmek için yüzüme gülümsememi yerleştirip Ömer'e baktım.

"Kız seviyorsun ama önce oğluna isim buldun. İki kızımız olursa birinin adı Eyüp mü olacak?" Dememle tekrar gülümsedi.

"Erkek doğurduğun zaman koyarız ismini. Nasıl olsa yine doğuracaksın. Allah'ın izniyle erkek te olur zamanı gelince."

"Bunları büyütelim ondan sonra düşünebilirim doğurmayı. Belki bir tane daha."

"Yok canım. Belki bir tane dahaymış. En az yedi tane." Demesiyle gözlerim büyüdü.

"Ne? Yedi mi? Yok artık. Dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır gayet ciddiyim. Düşünsene evimizde cıvıl cıvıl çocuk sesleri. Kapıdan girdiğimde hepsi "Baba" diyerek önüme koşuyor. Sen kucağında biriyle geliyorsun. Karnında bir..."

"Sus! Allah aşkına sus! Fenalık geldi içime. Hayatta yapmam." Deyişimle kahkaha atması bir oldu.

"Merak etme ben yaparım. Hem de çok güzel yaparım."

Ömer beni arabaya bindirip eczaneye gidince Ömer'in söylediklerini düşündüm. Hayır, düşünemedim. Çocuk severdim ama en az yedi ne demek?

Ömer ilaçları alıp arabaya bindiğinde yola çıkmıştık. Yolda giderken hastane yakınlarındaki manavın önünde dizili meyveler iştahımı kabartmıştı. Aralarına girip hepsini yiyebilirdim.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin