FİNAL (Sezon Finali)

29.1K 1.7K 857
                                    

Bölümün aynı anda hem sezon finali, hem final olmasının bir sebebi var arkadaşlar. Ben bu bölümü bir yıl önce yazdım final olarak. Birkaç ay sonra ise baskılara ve kendi özlemime dayanamayıp hikayeyi sürdürme kararı aldım. Ama dümdüz ilerlemek anlamsızdı, zaten konu da çıkmıyordu. Ben de bunu hâlâ final olarak kabul ediyorum. Ama kendi yazma hevesim ve okumaya doyamayan tayfa için ikinci sezon niteliğinde 14 bölüm daha yayımladım. Ama tamamen kurgu uzasın diye yazılmış bölümler oldukları için, okuyup okumamak ya da bölümleri devam niteliğinde kabul edip etmemek size kalmış. Neyse, iyi okumalar.

Koridorlarda tek dolanamamaya başlayalı bir hafta olmuştu. Basat'a yalvara yalvara yanımda dolandırıyordum tuvalete giderken bile. O da sırıtarak bir şart koyuyor, ona göre geliyordu. "Çişim geldi." dedim ona dönüp. Bana dönüp sırıttığında göz devirdim. Bu sırıtışı biliyordum.

"Evime gel çıkışta?" Göz devirdim tekrar. Ellerini gözlerime kapatıp başımı iki yana salladı. "Devirme şu gözlerini."

"Ders çalışmam gerek. Olmaz." Ellerini indirirken dudak büktü.

"Benim de kitap okumam gerek işte." Başımı geriye atıp iç geçirdim.

"Orkun'a sorayım bari-"

"Kalk." Sırıtarak ayağa kalktığım sırada homurdandı.

Tuvalette işimi halledip çıktığımda kapıda kollarını göğsünde birleştirmiş, Gratis önünde bekleyen sevgililer gibi bekliyordu. Sırıtarak yanına koşup koluna girdim, sınıfa doğru yürümeye başladık. Yanımızdan beni çıplak bırakmayı düşünen iki kız geçince onlara zevkle sırıttım. Yüzlerini buruşturup birbirlerine sinirli sinirli baktılar. Sadistçe bir zevk alıyordum ama Basat olmasa böyle rahat davranamayacağımı biliyordum.

"Şımarıyorsun sen de ha." dedi Basat bana bakmadan. Omuz silktim.

"Hak ettiler." Burnumu sıktığında yüzümü buruşturup elinden kurtuldum. "Off... Sınavlar da geliyor."

"İlk sınav ingilizce, değil mi?" Başımla onayladım.

"Çalıştıracağım, merak etme."

"Bugün?"

"Bugün matematik çalışacağım. Yarın olabilir." Basat yüzünden derslerimi oldukça boşlamıştım. Şimdi sınavlara iki hafta olduğu hâlde çalışmaya başlamam gerekiyordu. Her güne bir dersi sığdırsam yeterdi bana. Sonra sınav haftası da her gün sonraki günün sınavına göz atsam, geçer notlar alabilirdim. Muhtemelen ortalamam teşekkürlük olurdu yine. (Keşke yazar da lise hayatında teşekkür görmüş olsaydı)

"Sınıfı geçerim İnşallah." dedi Basat bana bakarak. Kıkırdadım. (Basat da ben işte.)

"Ben çalıştıracağım seni. Az kitap oku da ders çalış biraz." Omuz silkti. Basat zaten kitap okumaktan ders çalışmaya zaman bulamıyordu. Sürekli elinde bir kitap oluyordu. Okula sadece okuma kitabıyla geldiği gün sayısı da az değildi.

"Ne yapayım, çok sıkıcı. Kitaplar beni rahatlatıyor hem." Gülümsedi. "Bir de sen." Sıramıza yerleştik o sırada. Ben de gülümsedim.

"Bak sen..." Burnunu yanağıma sürttüğünde kıkırdayarak geriye kaçtım. "Seni seviyorum." diye mırıldandığım sırada sırtımı peteğe vermiştim. Göğsüme başını yaslayıp gözlerini kapattı.

"Ben de seni seviyorum." Eliyle belimi hafifçe sıvazladı. Gülümseyerek elimi saçlarından geçirip oynamaya başladım. Bukle bukle saçları yumuşacıktı yine. "Çıkışta sana bir şey göstermek istiyorum."

*

Basat gözlerimi kapatmış, beni yürütüyordu. Arabayla bir yere getirmişti beni. "Aç artık, korkuyorum." Nefesi enseme çarptı.

"Sabret Kibrit." Birkaç adım sonra tökezledim, beni kendine yaslayarak düşmeme engel oldu. "Dikkat et."

Birkaç adım sonra ayaklarım altında bir şeyler çatırdamaya başlamıştı. Ellerini yavaşça çekip belime doladı, çenesini omzuma yerleştirip başını boynuma yasladı. Gözlerimi açtım.

Bir uçurum. Ama hayatımda gördüğüm ya da İstanbul sınırları içinde görebileceğime inandığım en güzel uçurum. Uçsuz bucaksız bir denize açılıyordu ve mükemmel görünüyordu. Yavaşça yere çöküp ayaklarımı sarkıttım. Yanıma oturup başımı göğsüne doğru çekti. "Şimdi seninle düşsek aşağı..."

"Birlikte ölmek..." derken gülümseyip gözlerimi kapattım.

"Sonsuz oluruz, değil mi?" Başımla hafifçe onayladım. "Birlikte ölelim Kibrit. Ya da önce ben öleyim. Bedeninin çürüyüşünü izlemek istemiyorum."

"Ya ben? İlk sen ölseydin, ben ne yapardım?" Bakışları yüzüme kayınca gözlerimi gözlerine diktim.

"Sana kıyamazdım ki ben. Senin için yaşarım sırf."

"Ama dedin ki-"

"Siktir et. Bir gün ölmeye mahkumsak, bunu birlikte yapacağız." Güldüm.

"Elimizdeymiş gibi..."

"Hep birlikte olursak," Elimi yakalayıp parmaklarını parmaklarımdan geçirdi. "Hep bağlı olursak birlikte ölürüz zaten. Mesela şimdi ben aşağı kaysam, sen de benimle birlikte düşmek zorunda kalırsın." Dalga geçerek ortamı yumuşatmaya çalıştığının farkındaydım. Kıkırdadım. Başımı göğsüne sürttüm.

"Bencilim galiba. Ama ölmendense, arkamdan deli gibi üzülmeni tercih ederdim. Bence ölümsüz olmayı hak ederdin." Kaşlarını kaldırdı. "Çok güzelsin." diye mırıldanıp kirpiklerini sevdim. Gözlerini yavaşça kapattı. "İnsanı çıldırtacak kadar mükemmelsin. Uğruna ölünebilecek kadar iyisin."

"Kibrit, tek dilek hakkım olsa sonsuzluğunu dilerdim."

"Biz zaten sonsuzuz." Tutulu olan ellerimizi havaya kaldırdım. "Biz hep buradayız. Kav ve Kibrit olarak. Biz sonsuzuz."

Dudaklarını dudaklarıma eğip bir kez olsun çekinmeden öptü beni. Gözleri yavaşça kapanırken dudaklarıma ve kalbime tatlı bir eziyet sergiliyordu. Eziyetleri bile aşk kokuyordu o an. Seviyordum. Çok seviyordum.

"Sönmeyen tek kibrit." diye fısıldadı dudaklarıma.

"Çünkü o kavına sahip." Gülümsedim. "Kav onu bırakmadığı sürece, kibrit sonsuza dek alev alacak."

"Kav kibritini bırakmayacak."

Oh... Zor olacak.

Yazdığım süre boyunca her zaman yanımda olan sizlere çok çoook teşekkür ederim. Beni mutlu ediyorsunuz. Beni mutlu eden tek ayrıntı olabilirsiniz. Sahip olduğum tek sevgililerimi bugün burada bırakıyorum. Ama dediğim gibi, onları bu kitap sonsuz kılacak.

Sizi çok seviyorum! Her şey için teşekkürler💚

Kitapta kalın, ek bölümler her an gelebilir.

(Bu bölüm normalde finaldi ama çok fazla istek olduğu için kitaba devam ettim. Yalnız konu kalmadığı için sanki ayrı bir kitapmış gibi, farklı bir tarihten devam ediyor ve finalden öncesiyle oldukça farklı. Okumak zorunda değilsiniz ama ek bölüm niyetine de okuyabilirsiniz.

İyi okumalar!)

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin