Uçurumun kenarındayken bile adım atmaktan çekinmeyen ve boğulacaklarını bildikleri halde daha derine yüzen iki kişinin hikâyesi.
Kaderin türlü oyunlarıyla karşılaşmış, dört tarafı sırlarla kaplı iki insan.
Onlar aynı şarkının farklı notaları ve bir...
"Bize yardım edin." dedi merkez telefonu açar açmaz. Karşı taraftan gelen karşılıkla beraber konuşmaya devam etti. "Şarjımız çok az... Hayır, onların kim olduğunu bilmiyoruz...Hızlı olun-"
Telefonu arabanın arka koltuğuna hızla attığında sinirle sürekli küfür ediyordu. Çok geçmeden bakışları bana kaydı.
"Şehirden fazla uzaktayız. Geceyi geçirebileceğimiz bir yer bulmamız gerek. Bir de benzin tabi."
Başımı sallayarak önüme döndüğümde yeniden arabayı çalıştırdı ve birkaç dakika daha sürdükten sonra lambası yanmayan bir kulübenin önüne park etti.
"Bekle sen burada." dedi arabadan inerek kulübenin içine girdiğinde. Bir şeyleri iyice inceledi ve emin olduğunda kapıdan eliyle bana gelmemi işaret etti. Muhtemelen boştu ve buraya sığınacaktık.
Her yer kapkaranlıktı ve nereye bastığımı bile görmüyordum. Gecenin kaçı olduğunu da bilmiyordum ama gün doğumuna az kaldığını havanın turuncu rengine baktığımda anlıyordum. Hava aydınlanmaya başladıkça o isyankâr karanlık yerini kör ve dilsiz bir aydınlığa bırakıyordu.
"Arabanın arkasında piknikten kalma battaniye var, şömineyi de yakarız." dedi odunlara bakarken. Ardından gökyüzüne bakarak ekledi. "Gün doğumuna birkaç saat vardır. İyice dinlen, bütün yolu yürümek zorunda kalabiliriz."
"Peki ya diğerleri?"
Boş bakışlarını yüzüme çevirdiğinde onlara dair tek bir endişe kırıntısı bile barındırmıyordu bakışları.
"Onları tanımıyorsun, ne yapar ederler oradan kurtulurlar. Hatta bizden önce bile eve dönebilirler."
"Ama." dediğimde ayakkabımın burnuna birkaç damla kan damladı. Anlam veremeyen bakışlarla bedenimde yara alan bir yer var mı diye baktığımda kanın Savaş'ın avcundan geldiğini fark ettim.
"Savaş?" dedim endişeyle. O da hep karanlıkta olduğumuzdan dolayı kanı yeni fark etmiş gibiydi. Elini yumruk yapmaya çalıştı ama yapamadı.
"Küçücük bir kesik." dedi kanamanın durmamasını umursamayarak. "Bıçağı tutunca oldu herhalde."
Gözlerim fal taşı gibi açılırken "Bıçağı mı tuttun?" dedim.
"Sana özel değil, bir kere de Derin için tutmuştum."
Diğer avcunun içini bana gösterirken üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala geçmemiş ize baktım. Bu gözlerimin kararmasına sebep olmuştu, saçma sapan bir sürü görüntü geliyordu aklıma. Sanki zihnim o anı canlandırmaya çalışıyordu. Bir kadın, oğlu ve ben. Bıçak kadın tarafından benim üzerime çekilmişti ve oğlan benim önümde durmuş, öylece bıçağı tutuyordu.
Kendimi sarsarak kendime geldiğimde kafamdaki bandanayı çıkartarak Savaş'ın eline sıkıca bağladım. O ise her zamanki gibi canını önemsememiş, arabaya giderek üşüdüğüm için battaniyeyi getirmişti.
Kısa süre içinde yaktığı ateşe sigarasını tuttu ve içine derince bir nefes çekti.
"Defne?" dedi Savaş başımı omzuna koydurttuktan uzunca bir süre sonra.
"Efendim?"
"Yarıyıl balosuna birkaç gün kaldı. Biliyorsun değil mi?"
Sesi öylesine soğuk ve öfkeli çıkmıştı ki bunda onu sinirlendiren bir şey varmış gibi hissettim.
"Evet ama nereden çıktı bu şimdi?"
Göğsü nefes alışından dolayı hızlı hızlı inip kalkmaya başladığında "Öylesine." dedi. "Balo falan var ya seviyorsundur diye."
"Seviyorum ama senin doğum günü partini daha çok seveceğim."
Başımı kaldırarak gülümsediğim de boş boş yüzüme bakıyordu. "Balodan bir ay sonraydı değil mi?"
Gözlerini kısarak bana baktığında sanki tarihi hatırlamaya çalışır gibi bir hali vardı, afalladı. "Sanırım." dedi yüzünü ekşiterek. Kutlamadığı her halinden belliydi.
"O gün için çok güzel planlarım var. Bu yüzden birlikte kutladığımız ilk doğum günü olsa da hayatında geçirdiğin en iyi doğum günü olacak, hiçbir zaman unutmayacaksın. Bir sürü sürprizim olacak."
Neler yapacağımı düşündüğüm için dalan gözlerim Savaş'ın "Benim de." lafı ile yeniden ona döndü. Alnında ki bir damar seğiriyordu ve kan kaybettiği için yüzü sararmaya başlamıştı. Önemsemeden paketten bir sigara daha çıkarttı ve bitmek olan sigarasının ucuna getirerek onu da yaktı. Kalan sigarayı ise sertçe ateşe attı.
"Sanırım benim de sana büyük bir sürprizim olacak."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
HİKAYEYİ BEĞENDİYSENIZ BU PLATFORMU KULLANAN DİĞER ARKADAŞLARINIZA DA ÖNERMEYİ UNUTMAYIN Kİ SESİMİZ DAHA FAZLA İNSANA YAYILSIN VE SEVGİ NOTALARI AİLESİ DAHA BÜYÜK BİR AİLE OLSUN.
***
SEVGİ NOTALARI İÇİN ARTIK İNSTAGRAM HESABI AÇILDI. DUYURULAR VE DAHA FAZLASI İÇİN Sevgi_notalari ADLI SAYFAYI TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN.
***
Lütfen beğenmeyi ve her türlü yorumunuzu yapmayı unutmayın.
