###

Yine gergin bir ortamın tam ortasındaydı İpek.Amcasıyla, yengesiyle, Hazalla da arası bozuktu. Şimdi onlarla oturup yemek yemeye çalışmak diken üstünde durmak gibiydi.

"Kadir Sarıcanın oğlu, Eren Sarıcan yeni gelmiş yurt dışından okuluda bitirmiş bence İpeklede çok yakışıklar"

Yengesinin bu cümlesi üzerine arkasına yaslandı İpek.Sanki manavdan karpuz alıyorlardı gerçekten inanılır gibi değildi.

"Kadirler iyi ailedirler çocukla tanışsın baksın.Uygun olursa nişan yaparız hemen"

Bu derece hızlı olmalarına İpek şaşkınlıkla bakıyordu.Tanışıp,konuşup hemen nişan yapacaktı öyle mi?Cidden iyi değildi bunlar.

"Ne nişanı Allah aşkına?Tanımadığım biriyle nişanlanmamı beklemiyorsunuz herhalde"

"Nişan zaten tanışmak içindir İpek"dedi Suzan Atahan.Daha fazla uğraşmak ve laf anlatmak istemiyordu.

"Yengen haklı unutma sen bu anlaşmayı kabul ettiğin için bu masadasın"

"Unutmama izin vermiyorsunuz ki zaten amca.Neyse yorgunum ben yatıyorum iyi geceler."

Sofradan kalkıp odasına girdiğinde yatağa doğru attı kendisini.Kafası allak bullaktı gerçekten ne yapacağını şaşırmış durumdaydı.Kapı açılınca bir anda Hazal elide iki tabakla girdi.

"Çok güzel çilekli pasta yapmışlar sen seversin" Barışmak için yine yöntemler deniyordu Hazal. İpek,Hazal'ın elinde ki tabağı alıp kenara bıraktı, artık takmıyordu. Hazalla eskisi gibi olamayacağını biliyordu,o gün hastahanede söylediklerini unutamazdı.

"Gerçekten evlenecek misin?İpek kendine bunu yapma, ömür boyu sevmediğin bir adamla yapamazsın!"

"Sevdiğim adamla da yapamadım ben.En azından denerim kafam dağılır,ilgim dağılır yoksa pat diye evlenecek halim yok"

"Biliyorum aslında sen babamın yumuşaması için yapıyorsun. İstemediğin bir şeyi zorla kimse yaptıramaz sana.Çünkü bu senin doğana aykırı"dedi Hazal. Aralarında ki bu soğuk konuşma odayı buz kestirmişti resmen.

"Dertlerimle, sıkıntılarımla ilgilenmene gerek yok Hazal. Sonra bir şekilde başıma kalkıyorsun çünkü"

Hazalla kardeş gibi büyümüşlerdi,eskiden her şey çok daha güzel ve farklıydı.  Onunda psikolojisi iyi değildi bununda farkındaydı ama yinede hastahanede söylediği şeyler canını yakmıştı.

"Böyle söyleme İpek,ben o adam yüzünden hayatımızı mahvedişine kızıyorum, çok değil 1 yıl öncesini hatırla. Her gün dışarı çıkardık, farkı farklı etkinliklere katılırdık,arkadaşlarımız vardı bizim bir sürü şimdi söyle kiminle görüşüyorsun?Murattan başka bir şey kalmadı hayatında, bir tel o var,başka kimse yok"

Doğru söze ne denirdi ki? Evet Murattan başka hiçbir şey görmeyen ve duymayan bir İpeğe dönüşmüştü..ama çok sevmişti, hatta bu hisler sevgiden çok daha fazla, çok daha farklıydı. Anlatamıyordu, tarif edemiyordu.

"Beni düşündüğünü biliyorum ama ben böyleyim, buyum.Bunun için beni üzeceksen uzak durursun olur biter"

Hazal,kuzeninin ellerini tutup dolan gözlerine hakim olmaya çalıştı. "Ben senin hep yanındayım,ne olursa olsun kim ne derse desin"dedi.

"Amcam beni eve aldıktan sonra bunu söylemen ne kadar manidar"

Amcası affetme girişiminde bulunmadığı zaman gizli gizli buluşmak isteyen bir Hazal oluyordu karşısında, şimdi ise kim ne derse desin diyordu. Gerçekten komik geliyordu bu durum İpeğe.

TUTSAKWhere stories live. Discover now