Ela'nın İntikamı...

En başından başla
                                    

"Ela merhaba, ben Alev üst kat komşun kapıyı açar mısın?"

"Çağrı defol polis gelecek birazdan,"

"Ela'cığım ben Alev, Çağrı kaçarak gitti... Hadi aç kapıyı," sözlerinden sonra bir süre sessizlik oldu ardından, "Ela kızım ben karşı komşun Cevriye teyzen, hadi kapıyı aç nişanlın gitti," dediğinde. Ela, "tamam," dedikten sonra bir süre nefesinin normale dönmesini bekledi.

Bu sırada seyirci olup hiçbir şey yapmayan komşulara sinirlenen Alev, "Gösteri bitti hadi herkes evine," diye bağırdı... Bunun üzerine Cevriye Hanımda " Bir de genç olacaksınız hepiniz korkaksınız, girin karılarınızın eteğinin altına çıkmayın oradan," diye bağırdığı. Söylenerek hepsi dağıldığında Ela'nın kapının kilidini açtığını duydular. Zincirleri çıkarmadan kapıyı aralayan Ela karşısında iki kadını gördüğünde tekrar hıçkırarak ağlayıp kapıyı kapattı. Ne olduğunu anlamadan birbirlerine bakan Alev ve Cevriye Hanım zincir açılma sesini duyunca derin nefes aldılar.

Ela, ağır ağır kapıyı açtı... Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri ve kıpkırmızı burnu ile önce Alev'e sarıldı, 'çok teşekkür ederim... çok teşekkür ederim,' dedi burnunu çekerek.

Ardından Cevriye teyzesine sarılıp anne kokusunu içine çekti...

Alev, "Hadi içeri girelim" dediğinde Ela gözlerini kocaman açarak, "Ya... Tek-rar ge-lir-se," diyerek kekeledi.

Bir süre düşünen Alev "Hadi telefonunu al kapını kilitle bana çıkalım," dediğinde Ela tekrar Alev'e sarıldı... Koşarak eve giren Ela elinde pijamaları, çantası ve telefonu ile kapıda belirdi "Bu gece sende kalabilir miyim? Yarın ailemin yanına Bodrum'a döneceğim... Korkuyorum ya geri gelirse," dedi. Alev gözlerini tamam anlamında kapattığında Ela'nın yüzünde güller açmıştı.

Ayakkabıları ve poşetleri eline alan Alev, " Cevriye Hanım buyurun size kahve ikram edeyim. Ama ev biraz dağınık kusura bakmayın, önümüzdeki hafta taşınacağım," dediğinde Cevriye Hanım, "Sağ ol kızım ama ben akşam kahve içemiyorum. Siz yarın sabah erkenden kahvaltıya bana gelin, sabah kahvesi içelim," dedi. Önce Ela'ya sonra Alev'e sıkı sıkı sarıldı... "Allah'a emanet olun kuzularım" diyerek evine girdi.

Kızlar bir üst kata çıktıklarında Ela oldukça sade ama şık döşenmiş salona gözlerini gezdirdi. Bu arada Alev üstünü değiştirip geldi.

"Ela'cığım karnın aç sanırım," dediğinde Ela başını evet anlamında sallayıp, "hem de çok... En son sabah yediğim simit ile duruyorum," diyerek cümlesini noktaladı.

Alev, Ela'nın rahatlamaya ihtiyacı olduğunu düşünüp, "O zaman makarna ve şarap gecesi yapalım mı?" diye sordu. Ela başını olur anlamında salladığında Alev onun üzerindeki gerginliği hissedip, "Ben makarnayı yaparken sen duş al istersen" dedi.

"Teşekkür ederim sana yeterince yük oldum," diye cevap verdiğinde. "Saçmalama Ela hadi sen duşa, ben mutfağa," dedi.

"Gerçekten gerek yok teşekkür ederim," diyen Ela başını önüne eğmişti.

"Sorun ne?" Diyen Alev'e, "Yanıma yedek çamaşır almadım" dedi. "İn al ve gelip banyodaki muhteşem küvetin tadını çıkar," dediğinde gözünde korkuyu gören Alev... "Hadi sen banyoya, anahtarı ver bana ve çamaşırların nerede ne istiyorsun? " diyen Alev'e eşyaların yerini tarif edip istediklerini söyledi Ela.

Ayağında köpekli patikleri ile alt kata inen Alev eve girdiğinde kendi evi gibi sade bir ev ile karşılaştı.

Hemen giyinme odasına gidip birkaç parça kıyafet, çamaşır, banyo malzemelerini ve şarj aletini alıp küçük bir valize koydu. Evden çıkıp kapıyı kilitlediğinde, "Ela, yok mu diyen," esmer güzeli kadınla karşılaştı. Kim olduğunu bilemediği için, "Siz kimsiniz?" diye sordu.

www.askiariyorum.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin