💜TELMAF.18.💜

En başından başla
                                    

Dün, onu öptüğümde bile gözlerinde bir an olsun korktuğunu görmemiştim. Benden korkmuyordu, bana alışmaya çalıştığını biliyordum. Bunu bana da hissettiriyordu, olur olmadık zamanlarda bana samimiyetle davranıyor ardından kendisini kaptırmak istemiyor gibi aniden ortamı bozuyordu. Bebeğim henüz büyük duygular için küçük adımlar atıyordu. Bana yetiyordu, bekleyebilirdim.

O, sorunlarından kurtulana kadar da bekleme taraftarıydım. Bana adım atmadığı sürece, zorlamayacaktım onu. Aniden kaçıp gidecek biri değildi, olmayacağını hissettiyse karşıma çıkıp bunu bana söyleyebilecek kadar cesurdu.

Şu sırların da bir an önce söylenmesini bekliyordum. Bunu söyleme hakkı bana ait değildi. Sadece benim de haberimin olduğunu bilmesi, Ezgi'min tepkisini azaltır diye tereddüt etmeden söylemiştim bildiğimi. Kendimi biraz olsun onun hiddetinden kurtarmış, güvenini kırmamak için elimden geleni şimdiden yapmıştım. Birileri kırılacaksa, kesinlikle annesi olacak kadın ve amcası olmalıydı. Annesiymiş! Yalancılar, benim bebeğimi öylece oynatamazlardı parmaklarında.

Sinirlerim oldukça gerilirken, yataktan kalktım. Bugün kendime hakim olmalıydım, yoksa Ezgi'ye gerçekten söylemek istediklerim dilimin ucunda duruyordu. Birini kaldıramamışken ikincisini hiç kaldıramazdı.

Hazırlanıp, üzerime çekidüzen verdikten sonra odadan ayrıldım. Korumaları kontrol etmem gerekiyordu, ayrıca Eser ile halletmem gereken bir iş vardı ve muhtemelen gece gelmişti fakat Ezgi'yi yalnız bırakmamak için evden çıkmaya niyetli değildim. Kulaklarım, ondan gelecek ufak bir sesi beklemişti gece boyu. Dayanamayıp gece kontrol de etmiştim, güzelce uyuyordu.

Tekrar ona bakmak için annesinin odasına ilerledim. Kapıyı sessiz olmaya özen göstererek aralayıp içeri geçtim sessiz adımlarla. Hâlâ gece bıraktığım gibi yatıyordu. İnsan biraz hareket ederdi.

Bedeninin ağrıyacağını düşünerek, yumuşakça kavradım omuzlarını ve bedeninin yönünü değiştirmeye çalıştım. Kısa bir an irkilip gözlerini kırpıştırsa da uyumaya devam etmiş, biraz hareket ederek daha rahat bir pozisyona geçmişti.

Uyanmaması için ellerimi çekip, gülümseyerek yüzünü inceledim. İçimdeki şevkat ile dayanamayarak elimi saçlarına uzattım. Dikkatle okşadım ipek saçlarını ve eğilip yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Geri çekildiğimde yüzünde oluşan hafif tebessümü görürken yüzümdeki gülümsemem arttı ama sonra kaşlarımı çattım. Muhtemelen uyku halinde olduğu içindi ama huzursuzlanmıştım.

''Ya ben olmasaydım, ona da mı gülecektin güzelim? ''

Fısıltımın hemen ardından başımı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Kesinlikle aşırı dozda Ezgi, vücuduma iyi gelmiyordu. Ben hariç herkese de gülmeyi adet edinmişti zaten kendine, şimdi uyanıp da bir bilse yaptığını.

Gerçekten uyanmaması adına son kez yüzünü inceleyerek ayrıldım odasından. Yüzümdeki sırıtmayı silmeye özen göstererek merdivenleri indim. Korumalara karşı iyimser davranmak pek adetim değildi. Ezgi varken belki davranabilirim çünkü o insanları birbirinden üstün görmüyordu. Ama bu üstünlük, bazen gerekiyordu. Bunu Ezgi'ye anlatamazdım gerçi.

Kapıyı açıp dışarı çıktığımda kapının önündeki arabaları görmek, hazırda bekleyen sinirimi tetiklemişti. Ben onlara defalarca 'Ezgi'yi korkutmadan, ona belli etmeden görevinizin başında durun' demiştim oysaki. Hayvan herifler dediklerimden ne halt anlıyordu!

Arabalardan birinin önüne geldiğimde elimi yumruk yaptım ve hızla kaputa vurdum. Çıkan alarm sesi, içeridekileri kendine getirmiş olacakki çok geçmeden evin önünde her arabanın kapısı açılmış ve adamlar arabadan inmişti.

İLK AŞK - TELEFON SAPIĞIM (2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin