0.1- Wyrd
(Wyrd: Evrenin bize çizdiği bir yol vardır. Bu yol ise geçmişi, geleceğe bağlar.)
♫Red- Of These Chains♫
Beyaz bir sayfaya dökülemeyen siyah mürekkep gibiydim.
Ne yazmam gerektiğini bilmiyordum.
Tıpkı neden yaşamam gerektiğini bilmemem gibi.
-----------------
Yüksek sesli müzik artık bedenimi yormaya başlamıştı, ilk defa bu kadar çok tükettiğim alkol zihnimi hafifçe bulandırırken tek istediğim tuvaleti bulmaktı. Loş mekanın dar koridorlarında tuvaleti arama görevim sanki dakikalardır devam ediyor gibi hissediyordum. O sırada ise büyük bir kapının olduğu merdivenlere geldim. Bu kapının tuvalet olduğuna inanan zihnim ile hızlı kapıyı açtım ve o anda gecenin keskin rüzgarı tenime iğneler halinde değdi.
"Mükemmel mantık Arden!" dedim merdivenlerin sonunda ulaştığım çatı ile. Yüzümde hem kendimi yargılayan hemde ekşiyen bir ifade ortaya çıkarken tuvaleti bulmak için sırtımı geri döndüm.
Ta ki onu duyana kadar...
"Bu sikik hayat için hepinize teşekkür ederim."
"Şimdiden cehenneme tek yön biletlerinizle boktan seyahatlar!"
Nefretin ve öfkenin var olduğu kelimelerle merak beni çevrelemiş, çatıya doğru birkaç adım daha atmıştım. Ve tam o anda onu gördüm. Siyah kapüşona gizlenmiş yüzü ve elindeki Enes'in bana içirmeye çalıştığı viskinin şişesi ile binanın kenarında duruyordu. Adımları sarsakça olsa da yürüyerek binanın sonuna doğru bakıyordu.
Sanki karar vermeyi deniyordu.
Kararsızlığı bir sonraki anda son bulurken, düşüncelerini durduğunu belli eden bedenini dikleştirdi ve derin bir nefes aldı.
"Geliyorum. Sonunda yanına geliyorum."
Kollarını iyi yana doğru açtı. Sanki ruhunu teslim etmeye hazırdı artık. Bu Dünya'dan gitmeye sabırsızlanıyordu.
Ve ben ise o anda ise hiçbir şey düşünmedim. Sadece hızla sarhoş adımlarımla harekete geçtim. Tanımadığım bu insanın yaşadıklarının içine girmemem gerektiğini biliyordum ama onu böylece bırakamazdım. Öne doğru atılan bedenini kollarım ile kendime doğru çekerek geriye gitmesini sağladım ama bir şeyi hesaba katmamıştım. Ağır ve güçlü beden tam üstüme doğru düşmüştü.
"Ah!"
Dudaklarımdan çıkan yakarış ile üstüme yıkılan bedeni yana itmeye çalıştım ama o gözler karanlıkta bile beni bulmuştu. Kapüşonuna gizlemiş bedenin ardından aslında ilk defa biri bana böyle bakmıştı. Rengini çözemediğim o gözler beni kendine hapsetmişti. Acılarıyla, öfkesiyle gözlerimi gözlerine bulanmıştı. Yaşadıklarını bilmeme rağmen ona bunu yaşatan insanları bulmak istemiştim. Ona bu acıyı veren insanlara hesap sormak istemiştim.
Ve tüm bunların arasında ise alkolün etkisi yok oluvermişti, sarhoşluğum bir anda beni terk etmişti. Yüzünü tam göremediğim bu adam zihnimi canlandırmıştı sanki ve kalbim ise hızla çarpmaya başlamıştı. Tek yapabildiğim ise anın içine tıkılıp kalmak olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melankoli: Metanoia
Teen Fiction-Viskilerin İçindeki Gökyüzü- İşlemediği günahların sahte sahibi, Ne kimseye tutunabiliyorsun, Ne de hayata gözlerini yumabiliyorsun. Kimsin sen sigarasına bulanmış yalnız adam? Ruhunun in...