"Naber kız?" Musti bana yaklaşıp kolunu omzuma attı. Höst ne lan bu yakınlık. Tamam pot kırmak yok.

"İyidir kanka şu yeni ile tanışıyordum." Musti karşısındaki Mustafa'yı süzüp elini ona uzattı.

"Mustafa." Mustafa elini tutup muzipçe gülümsedi.

"Adaşım." Musti tek kaşını kaldırıp Mustafa'ya baktı. Vay be çocuk benden küçük ama havalı. Hey ben sübyancı değilim!

"Kanka sen ne yapıyon bayadır görmedim, sevgili yaptın mı?" Evet çöpçatanlığım üstümde.

"Hiç sorma bir hatun var-" Evet bu kardeşimizi de kaybettik Allah rahmet eylesin.

"Hatun ne lan! Kro musun sen?" Musti gülüp koluma girdi. Tamam bu bana alttan alttan yürüyor hadi hayırlısı. Kantinden çıkıp bahçeye gittik ve çimlere oturduk.

"Hadi anlat bakalım nasıl bir kız."

"Kumral saçlı, kahve rengi gözleri var ama kız çok güzel. Cidden." Gülümseyip etrafa baktım. Aha orada bir ipne var bilin bakalım kim.

Tabiki de Mert. Bakışlarımız birleşince bana gülümseyip el salladı ve havalı bir biçimde bahçesen çıktı. İtiraf etmem gerekirse hiç etkilenmedim.

Musti ile biraz daha konuştuktan sonra ben sıkılıp okuldan çıktım ve Keroşumun evine gittim.

Zile basıp biraz bekledikten sonra kapıyı Nehir açtı ve yüzü asıktı, beni kapıda görünce geri kapatacaktı. Ne oldu buna şimdi? Kapıyı tutp geri ittim.

"Hey! Ne oldu?" Nehir arkasını dönüp ifadesizce bana baktı, cevap vermeyip yürümeye devam etti. Tövbe yarabbim sen bana sabır ver.

Fazla üstüne gitmeyip salona geçtim. Ateş ve Kerem oturmuş film izliyorlardı. Yanlarına oturup izledikleri şeye baktı. Oha!

İste benim stilim izliyorlar ben bunu da mı görecektim. Ve eveeeeet kıçı kırık bebek takildi yapan bahar çıktı. Bende az izlemedim bunu.

"Siz ciddi misiniz?" Kerem omuz silkip izlemeye devam etti.

"Bu salakların kavgalarını izlemek mükemmel. Kavga olursa benim tutuğum Bahar." Sorumu cevaplayan Ateş enişteme teşekkür edip bende izlemeye başladım.

"Burada kavga mı çıktı?" Kerem bakışlarını televizyondan çekmiş bana bakıyordu.

"Nerede?"

"Evde?" Kerem kafasını sallayıp gözlerini kaçırdı. Bah ben bu bakışı anlarım. Kesin bir bok saklıyor bu kerata.

"Ikinizde dökülün bakalım." Ateş boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Şimdi siz gittin ya  Deniz sen ve Kıvanç falan." Başımı olumlu anlamda sallayıp devam etmesini söyledim. "Heh işte Nehir gittiğinizi anladı. Sonra Kerem ile atış üçünüzün arkasından bela okudu ondan sonra yanınıza gelmek için çıkacakken ben onu tuttum. Falan filan biz bu salağı odaya kapattık." Çüş!

"Siz mal mısınız lan?.!" Ateş sırıtıp konuşmaya devam etti.

"Malesef yapacağımız bir şey kalmadı. Sonra Nehir odadaki balkondan aşşağı atladı. Zaten 40 cm var arasında biz bunu fark ettik yakalamamız uzun sürdü ama eve tıpış tıpış geldi." Sırıtıp oturduğum yerden kalktım ve Nehir'in gittiği odaya gittim. Kafam patlamak üzereydi. Bu gün o körfezmidir her ne boksa oraya gidip şu Arda'yı yakalıyacaklardı, bir de Nehir'in bana trip atması vardı.

Kapıyı çalıp içeri girdim. Nehir başını ellerinin arasına almış düşünüyordu benim geldiğimi görünce umursamayıp ne düşünüyorsa onu düşünmeye devam etti.

"Nehir?"

"Ne var?"  Yanına oturup üzüne baktım.

"Niye benimle konuşmuyorun?"

"Konuşacağımız bir şey yok."

"Açıkçası sana doğruları söyliyeyim; az empati kursan benim ne halde olduğumu anlarsın, ama sen empati kurmayı bile denemiyorsun. Bunu  içinde benden bir şey bekleme. Ama bende seninle empati kurmadığım için bir şey diyemiyeceğim. Onun için özür dilerim." Nehir gözlerimin içine umutsuz vakaymışım gibi baktı.

"Ben seninle hep empati kurdum, her ne bok yaptıysanız bir şey demedim. Hmmm düşünelim mesela Arda'nın bir yalanı vardı hatırlar mısın bilmem. Hani bana tecavüz etmişt. Sen bana randevu almıştın sonra götürmemiştin. Ben oraya tek başıma gittin, ama merak etme tecavüze uğramamışım." Nehir bana küçümseyici bir bakış atıp düşünmeye devam etti.

Açıkçası daha fazla konuşmak istemiyordum, çünkü konuşursam olaylar daha sarpa saracaktı ve ben Nehir'in bu hallerinden tiksinmeye başlıyacaktım.

Hadi iyi geceler. 😴

Erkek Lisesi Where stories live. Discover now