2. BÖLÜM

342K 7.4K 1K
                                    

2. BÖLÜM





Aynanın karşısında yansımama bakarken ne üzerimdeki krem rengi şık elbiseye ne annemin özenle topuz yaptığı koyu kahverengi saçlarıma ne de beni olduğumdan daha güzel gösteren makyajıma bakıyordum. Yeşil gözlerim dudaklarıma odaklanmış, o geceyi düşünüyordu. Adını bilmediğim mavi gözlü çocuğun dudaklarının dudaklarıma kapandığı anı her düşündüğümde kalbim hızlanıyor ve dudaklarım istemsiz bir şekilde kıvrılıyordu. O hapı dilimin ucuna koymamı daha sonra beni öperek alabilmek için mi istemişti yoksa anlık verdiği bir karar mıydı bilmiyordum ama kötü biri olduğunu düşünmeme kalbim izin vermiyordu. Kendisinin anladığım kadarıyla zararlı alışkanlıkları vardı evet ama kötü biri olsa o hapı benden almaz, kullanmama izin verirdi. Alış şekli ne kadar tuhaf olsa da...

Bir gece rüyası gibi hayatıma girip çıkan ve bir daha asla göremeyeceğim çocuğu neden bu kadar düşünüyordum? Beni en çaresiz anımda gördüğü için mi? Dertlerimi dinlediği için mi? Yoksa ilk öpücüğümü aldığı için mi?

Kaşlarımı çattım. İlk öpücüğüm... Bu gerçek bir an canımı sıktı çünkü kim ne derse desin her kızın ilk öpücüğü önemliydi bence. Ve ben ilk öpücüğümü uyuşturucu kullanan, adını bilmediğim ve bir daha hiç görmeyeceğim bir çocuğa vermiştim. Ne kadar önemsiz bir olay, kimse öpüşme olayını bu kadar umursamıyor diye düşünerek kendimi rahatlatmaya çalışsam da canımı sıkıyordu.

"Hazır mısın Gamze?"

Evden kaçmam, neredeyse bir arabanın altında kalıyor olmam, hiç tanımadığım bir çocuk ile öpüşmem ve neredeyse uyuşturucu kullanacak olmam annemin evlenmesine engel olamamıştı. Çünkü annem bu yaşadıklarımı asla bilmedi. O gece çocuk söz verdiği gibi beni evime bıraktı ve gitti. Hiçbir şey söylemedi. Beni öptüğü için özür dilemedi ya da ne bileyim bir daha görüşelim mi tarzı bir konuşma yapmadı. Öylece gitti. Belki de her gün başka bir kızı öpen tiplerdendi. Bu düşünce içimi sızlattı. Annem de kapıyı açıp beni karşısında görünce şaşırdı bir şeyler konuştu belki de beni azarladı ama hatırlamıyordum, o gece kendimde değil gibiydim. Bugün ise evleniyordu ve bu evde son sabahımızdı.

"Beni duymuyor musun?" diyerek odama girdiğinde arkamı dönmek yerine aynadan ona baktım. 2. Evliliği olduğu için gelinlik giymek istememiş onun yerine oldukça gösterişli beyaz bir elbise giymişti. Saçları da başının arkasında topuz yapılmıştı. Beni hazır görünce gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun meleğim!"

İstemiyordum. Bu evden taşınmak, yeni bir hayata başlamak, yeni insanların içine girmek... Hiçbirini istemiyordum ve çok korkuyordum. Eski hayatım da mükemmel değildi ama en azından bildiğim bir hayattı.

"Ayakkabılarımı giyip geliyorum," dedim durgun bir sesle. Anneme bakmadan ayakkabı kutusunun içinden elbisem ile aynı renk topuklu ayakkabıları alıp yatağımın üstüne oturdum ve anneme bakmamak için bilerek ayakkabıların kemerleri ile gereksiz bir uğraş içine girdim.

"Valizlerimiz çoktan yeni evimize gitmiş Adnan az önce arayıp söyledi," dedi annem mutlulukla. Adnan Soysal, yeni kocası eski patronuydu. Sıkıntıyla içimi çektim.

Cevap vermedim çünkü kurduğum hiçbir cümlenin ne anlamı oluyordu ne de etkisi. Bu yüzden iyi bir üniversite kazanıp annemden uzaklaşma şansım olana dek sessizce sabretmeye karar vermiştim. Evlendiği adamı tanımaya ve sevmeye çalışma gibi bir niyetim yoktu. Annem o adamı tanımamı isteseydi beni bugün, yani evlendiği gün değil çok daha önceden tanıştırırdı zaten. O adamı yok sayacak ve sessizce yaşayacaktım çünkü daha iyi bir seçeneğim yoktu şu an.

"Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu. Artık daha fazla ayakkabılarımla oyalanamayacağımı fark edip ayağa kalktım ve annemin yüzüne baktım.

ZEHİR (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin