Evet Küçük Yalancılar! Özel bölümlerimizin de sonuna geldik. 😯 neyse uzatmadan hemen okuyun, bakalım beğenecek misiniz?
Not: Bir önceki yayım haberi tamamen benden kaynaklanıyor. Bölümü yazarken kaydet yerine yayımla butonuna laned elim şeyettiği için şey oldu. Anladınız siz. 😶
Akını zorla ikna edip dışarı çıkmışlardı ailecek. Bade soluk soluğa banka oturduğunda başında gülerek ona bakan Akına döndü."Yoruldum."
Çattığı kaşlarıyla fazlasıyla sevimli görünüyordu. Akın gülmeye devam ederken Bade etrafına bakındı ve denize taş atan evlatlarına seslendi.
"Esma! Ali! Buraya gelin!"
Esma koşarak annesinin yanına geldiğinde Ali dinlemeyerek denize taş atmaya devam etti. Bade homurdandı.
"Aynı babası! Hiç söz dinlemiyor!"
Akın kaşlarını kaldırarak Badeye baktı. Ardından oğluna sertçe seslendi.
"Ali! Gel buraya!"
Ali ellerindeki taşı anında yere atıp babasının yanına koşmuştu. Her zamanki huysuzluğuyla babasına baktı. Allah onlara bir yıl arayla iki evlat vermişti. İlk göz ağrıları Ali, daha sonra Esma doğmuştu. Şimdi ise üçüncü evladını taşıyordu karnında.
Alinin kaşları aynı Akın gibi çatılmış duruşu,yürüyüşü, bakışı herşeyiyle tam bir junior Akındı. Esmanın ise annesi gibi mavi gözleri ve göz alıcı bir güzelliği vardı.
"Baba! Pamuk şeker istiyorum ben."
Diyerek Akının bacağına sarılan Esma pamuk şekerciyi gösteriyordu. Akın eğilerek kızını kucağına aldı. Ardından Aliye döndü.
"Sen de ister misin yakışıklı?"
Ali her zaman ki huysuzluğuyla derin bir nefes aldı.
"Off baba! Ben kız mıyım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)
Teen FictionKoca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan...