Bölüm 28

510 27 2
                                    

Annemle aram günden güne iyi olmaya başladı bende ona alışıyorum artık eskisi gibi soğuk değildim. İster istemez gözlerime bakınca bir terslik olduğunu alıyordu. Sorular sorup derdime çare olmaya çalışsa da fazla bir işe yaradığını söyleyemem günden güne değişen  ruh hallerim sinirimi bozsada yine de kendimi kontrol etmeye çalışıyorum bu günlerde fazla duygusaldım aniden gelen ruh değişimim aklımda soru işareti yapsa da olumlu düşünmeye çalışıyorum. İçimin sıkılması elimde olan bir şey değil zaten bende böyle olsun istemiyorum kızıma kocama anneme en önemlisi kendime bile iyi davranamıyorum bu aralar intihar ediyormuş gibi hissediyorum kendimi çoğaldıkca azalan birseyler var içimde ne olduğunu çözemedim henüz kalbim kırık ailemin beni istemeyisini düşünüyorum kocaman ailesi bu kadar sevilmeyecek bir insan miyim ben bu kadar mı nefret ettiler benden ne yapmıştım ben küçücük bir çocuktum yurtlarda büyüdüm anne sevgisini aile sıcaklığını bilmeden büyüdüm şimdi kendime bir aile kurdum ama onu bile fazla görüyorlar bana neyin bedelini ödediğim hakkında hiç bir fikrim yok hangi gunahimin cezası oldu. Yaşamak için nedenlerim sebeplerim var kızım kocam annem ama yetmiyor bir yerde yetemiyorlar sanki bir şeylerin güvenini arıyorum. Kapı çalmaya başladığında kendimi kapının önüne buldum hızla kapıyı açtığımda karşımdakileri görünce şaşırmıştım onlardi bana bunları yasatanlar  Cihan ve Halit denen o alçak adamlar adam demeye bile içim el vermiyor ama yine de  susuyrum.
"demet nerde karımı almaya geldim"
"annem burda değil ne istiyorsunuz yine yetedimi benden aldıklarınız ama onu sana vermeyeceğim cihan güzel bunu aklından çıkartma annemi sana asla vermeyeceğim şimdi defolun gidin evimden"
" sen kimsin be bizimle böyle konuşuyorsun gelinimi getir gideceğiz hadi"

Bana kimsin dediler sahi kimdim ben kimin neyiydim demet güzelin kızı zeynep sayer mi hah kimi kandırıyorum ki benim bu ailede asla bir yerim olmayacak ben asla gerçek bir aileye tam anlamıyla sahip olmayacağım. Sessizce Arkami döndüm ve merdivenlerden anneme seslendim.
"anne aşağı kadar gelir misin ?"
" geliyorum kızım bir dakika bekle annem buglemin üstünü değiştiriyorum."
"Buglem kim ?"
" kizim bu sizi ilgilendirmez karışmayın alacağınızı alın ve defolu evimden "
" cihan görüyor musun tıpkı bir oruspu gibi cevaplar veriyor hahaha"
" bana bak sen kimin evinde kime hakaret ediyorsun be şerefsiz herif ben namusumla evlendim sizin gibi şerefsiz olmadım hiç bir zaman "
"bana bak!"
" zeynep kim geldi annem. Cihan - baba ! Sizin ne işiniz var burda çabuk gidin bu evden çabuk hem kızıma el kaldırmak gibi bir cürreti nasıl gosterirsin "
" seni almaya geldik hayatım hadi evimize dönelim bu kadar yeter bu kadınla aynı evde kalmanı istemiyorum. O bizim kızımız değil demet hiç bir zaman olmayacak!"
" cihan ne diyorsun sen o bizim kızımız onu ben doğurdum ben o benim kızım sen ne dersen de zeynep benim kızım olacak vazgeçmem ondan"
Sessizce iç çekip araya girdim.
"Boşuna nefesini tüketme anne Güzel zaman geçirdik sagol bir annenin yapamayacağını yaptın kısa zamanda  bana ama bu kadar yeter Eşinin yanına git bu kadar yeter daha fazla bu konu uzamadan evimi terk edin!"
" zeynep kızım annem sen benim kızımsın seni ben doğurdum sen benim canımın içisin anlattım sana herseyi "
- biliyorum ama bu senin cihan güzel in eşi oldugu gerçeğini değiştirmez anneşimdi size iyi gunler ben eşyalarını toplar yollarım evinize geri gelmeyi düşünmeyin!"
Onları kapıya kadar götürüp sert bir şekilde yüzlerine kapıyı kapattım annem'in lafı ağzında kalmıştı. Sessizce yere çöküp kafamı ellerimin arasına aldım. Şu hayatta ne istediysem büyük bedeller ödeyerek kazandım ama ilk defa karşılığı olmayan bir şey istedim bir aile ama o da olmadı lanet olsun böyle hayata yerden kalkıp hızla annem'in kaldığı odaya giriyorum dolabın üstündeki valizi alıp dolapta ki kıyafetlerini valizi yerleştirdim odada ona ait hiç bir iz kalmadı. Valizi kapatıp aşağı indirdim kapıda ki korumaya seslenip eşyaları annem'in evine goturmesini söyledim. Yavaş ve paytak adımlarla odadaki banyoya girdim aynanın karşısına geçip kendimi incelemeye başladım. Acı bir tebessüm ettim kendime yavaşça küvet'in suyunu açtım ve soyundum iç çamaşırlarimla kaldığımda dolaptan kerem'in traş jiletini alıp küvete girdim. Boş boş inceliyordum duvarları aylarım'ın geçtiği bu eve baktım her karşında hatıralarim var benim şimdi ise kocaman bir boşluk bırakacağım bu eve jileti bilegime götürdüğüm anda ince bir sızı hissettim diğer bilegimde de aynı sızıyı hissedince kendimi suyun içine bıraktım geri dönüşüm yok artık kalmadı benim içerden ne kadar sağlam görünsem de bir yerde kırıldım bende işte ben ailesiyle sinanmis biriyim benim yüzüm sert kalbim kırılgandı. Şimdi sessiz sedasız veda etmeliyim sevdiklerime daha fazla yük olmadan daha fazla acı cektirmeden unutulurum elbet bir zaman sonra acim onların alışkanlığı olucak biliyorum her zaman böyle olmuştur zaten ölüme alısirdi insan benim de alistigim gibi...

Yazardan....

O sırada uykudan uyanmışti küçük kız annesini ve ananesini goremeyince aşağı indi salonda ve mutfakta kimse yoktu önce ananesinin odasına baktı dolaplar boştu. Koşarak annesine gitti odanın kapısı açık yerde su vardı banyoya doğru ilerledi minik adımlarla banyonun kapısını açtığında gördüğü manzara çocukluğun hayatının  en büyük travmasıydi onun için bir çığlık koptu küçük kızın ağzından feryat etmeye başladı sanki kıyamet koparcasina bağırdı anne diye
" anneeeeeeee! Uyan anneeeeeeee"
O sırada küçük kızın sesini duyan korumalar eve girdi yukarı çıktıklarında gördükleri onları da korkutmustu kadının bedeni suyun yüzünde öylece yatiyordu küçük kızı hemen uzaklastirip kadını çıkardılar sudan bilekleri oluk oluk kaniyordu kan suya karışmış kip kırmızı bir göl olmuştu evin içinde korumanın diğeri ise patronuna genç kadının sevdiği adama haber vermek için eli telefona gitti ne diyecekti. Efendim eşiniz intihar etmiş onu hastaneye yetistiriyoruz acil gelmenin gerek mi? Adam büyük bir hüzünle telefonu çevirdi ve bekledi karşıdaki sesi duyunca içi çekildi.
"efendim hemen hastaneye gelmeniz gerek eşiniz çok kötü bir durumda ne olduğunu sormayın çevre yolundaki hastaneye gelin hemen." Diyip kapattı telefonu ardından oda evi terk etti diğer koruma gibi onların peşine takıldı.

Keremden

Korumanın telefonuyla neye uğradığımi şaşırdım hızla şirketi terk edip hastaneye ulaşmak için arabaya atlayıp hızla sürmeye başladım yarım saat sonra hastaneye geldiğim de kapı önünde bekleyen gözü yaşlı küçük kızıma kaydı gözüm.
" babaaaa baba annem annemi istiyorum. "
" ne oldu bebeğim annene neyi var hastami oldu."
"baba annem"
"kerem bey efendim"
"susun ! Anlat babacim ne oldu ne gördün "
" baba annemin banyosunda kan vardı annem küvete uyuyordu kolları kanamis "
Duyduklarimla şok geçirdim Zeynep 'in bunu yapması ayri bir acı diger  yandan kızım bunu görmüştü
" tamam babacim uyanacak annen sana söz veriyorum şimdi ben anneni görmeye gidiyorum  sen ufuk abinle dur tamam mı?"
" tamam "
" ali sen benimle gel ne oldu anlat"
" efendim size haber verdiğimiz ďe zeynep hanım küvet içinde öylece yatiyordu buglem'in sesine girdik eve zaten bu olaydan önce de zeynep hanım'ın annesi evden ayrıldı eşi ve kayın Pederi geldi eve bagiris çağırır oldu sanırım evden kavdu zeynep hanım bizimkiler den birine demet hanım'ın eşyalarını verip evlerine yolları aradan bir saat geçtikten sonra çığlık sesi duyduk zaten "
" tamam yeter anlatma daha fazla doktor nerde zeynep nerde "
" yogun bakım da efendim müdahale ediyorlar hala"
Hızla yogun bakım odasına gittim kapıya vurmaya başladım.
" ne oluyor beyefendi "
" karım karım nasıl "
" beyefendi karınıza suan doktor bey müdahale ediyor çok kan kaybetmiş meşgul etmeyin de eşinizi tedavi edelim."
Hemşire tekrar iceri girdiğinde yere çöktüm ona ne oldu böyle nasıl bu hale gelebildi. Yeter artık bu kadarı da fazla sırf zeynep için sustum ama bundan sonra ailem'in canını yakanin canını alacağım...

Karanlığın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin